Gündelik hayatımızın önemli bir kısmını Instagram, Facebook, Twitter gibi sosyal medya platformları kaplıyor. Bu platformlar sayesinde, sosyal çevremizle sürekli bağlantı halindeyiz. Herkes, birbirinin kiminle, nerede, ne yaptığına hakim. Gerçek hayatta tanımadığımız insanların bile özel hayatları hakkında fazlasıyla bilgi sahibi olabiliyoruz. Sosyal medya aracılığıyla tanışan, arkadaş olan, birlikte iş yapan, flört eden, evlenen kişilerin sayısı oldukça fazla. Fakat hiç düşündünüz mü, sosyal medya ilişkilerimizi ne şekilde etkiliyor?
İnternet ve sosyal medyanın aşırı kullanımı; tıpkı alkol ve madde bağımlılığı gibi zamanla birlikte, beraberinde duygu durum bozuklukları ve algı bozuklukluları gibi problemlere sebep olabilmektedir. 'Sosyal medya bağımlılığı' dediğimiz durum,internet bağımlılığı kategorisine girer ve bu psikoloji literatüründe Kabul edilmiş bir sorundur. Bağımlılıkla birlikte gelişen tolerans ile, kişinin internet ve sosyal medya kullanımında geçirilen vakit giderek artar. Ulaşılamadığı takdirde yoksunluk hissedilir, kişi agresif ve kaygılı olmaya başlar.Sürekli internete girebileceği, sosyal medyada olan bitenden geri kalmayacağı ortamlar aramaya başlar. Hatta kişinin sosyal hayatı ve özel hayatı tamamen sosyal medya üzerinden aktif olmaya başlar ki, bu da kişinin gerçek hayatta pasif olmasına neden olur. Bu nedenle de sosyal medyanın ileri boyuttaki kullanımı, çiftler arasındaki paylaşımı giderek azaltmakta ve ilişkilere zarar verebilmektedir.
via GIPHY
Aşırı derecede sosyal medya kulanımının ilişkiler üzerindeki etkileriyle ilgili yapılan çalışmaların sayısı bir hayli fazla. Bu çalışmaların sonuçlarına göz attığımızda ise hemen hemen benzer sonuçlarla karşılaşıyoruz. Sosyal medya, ilk bakışta iletişim için mükemmel bir yol gibi gözükse de, ölçüsüz kullanıldığında ilişkileri zedeleyen çeşitli etkileri de mevcut. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; sosyal medyanın aşırı kullanımı, ilişkilerde çiftler arası duygusal mesafeye, sadakatsizliğe ve iletişim problemlerine yol açabiliyor.
Sosyal medyada geçirilen zamanın artmasıyla, çiftler arasında romantizm, duygusal iletişim ve fiziksel yakınlık gitgide kopuklaşmaya başlıyor. Çiftler arasında yaşanan problemler, konuşulamaz ve çözümlenemez bir hale geliyor. Bu çıkmaz içinde olan çiftler, bu boşluğu sosyal medya içerikleri, sanal sohbet ortamları ve sanal partnerlerle doldurmaya başlıyorlar.
Hayatın stresinden uzaklaşabilmek, ilişkimizdeki olumsuz durumlardan kaçabimek için sosyal medyaya sığınmak en pratik çözümlerden biri haline geldi. Karşılıklı oturup iletişim kurmak zor gelmeye, internet üzerinden yazışmak kolayımıza gelmeye başladı. Bunun sonucunda ilişkileri ayakta tutan en önemli parça olan 'iletişim', sosyal medya aracılığıyla yok olmaya başladı. İletişimin kaybolmasıyla birlikte ayrılık ve boşanmanın yaşanması ise malesef kaçınılmaz son olacaktır.
Günümüzde; ilişkilerin kalitesi, diğer çiftlerin sosyal medya hesaplarındaki belki de sadece anlık bir pozdan ibaret olan, belki de gerçeklikten tamamen uzak görsellerine dayanarak belirlenmeye başladı. ‘Birlikte şuraya gitmişler, sürekli geziyorlar, ne kadar mutlu gözüküyorlar, ne kadar keyifli duruyorlar…’ Bu tarz düşünceler, kişilerin kendi ilişkilerini olumsuz yönde eleştirmesine yol açıyor… ‘Biz neden bu çift gibi değiliz?’ sorusu, ilişkileri bir sure sonar rekabete sürüklüyor… Bu şekilde gerçekçi olmayan rekabet, beraberinde hırs getiriyor, hırs ise bir ilişkiyi yıkıma sürüklüyor.
Aşırı sosyal medya kullanımının, çiftler için tehlikeye attığı bir başka faktör ise 'sadakat' kavramı. Partnerinin sürekli elinde telefon olması, sosyal medya platformalarında fazlaca aktif olması ve bu platformlarda, partneriyle geçirdiği zamandan daha fazla zaman geçirmesi; karşı tarafta ihmal edildiğine dair bir düşünce uyandırıyor ve bu fikir kişinin ihanete uğradığı düşüncesine kapılmasına sebep olabiliyor.
Bazı çiftler ise, ilişkilerindeki problemleri çözmeye yönelik adım atmaktan kaçınıp, daha kolay bir çözüm olan sanal ilişkilere sığınabiliyorlar. Son yıllarda yapılan araştırmalar gösteriyor ki, boşanma ve ayrılma sebepleri arasında en öne çıkan nedenlerden biri, sanal duygusallık ve sanal cinsellik içeren ‘sanal aldatma’.
Sanal aldatmanın ağırlıklı olarak, ilişkilerin içinde yaşanan çatışma veya ilişkinin haz vermemesi, tarafların ilişkideki zorluklarla baş etme biçimlerini yansıtmakla birlikte; merak, heyecan arayışı, uzak mesafe gibi faktörlerin sanal aldatmayı tetiklediği düşünülüyor.
Aldatmanın bu kadar artmasında malesef sosyal platformların yaygınlaşmasının ve popüler olmasının etkisi çok yüksek. Normal şartlarda iletişim kurmanın zor veya imkansız olduğu kişilerle, sosyal platformlar aracılığıyla kolayca iletişim kuruluyor. Çiftler, aralarındaki problemleri düzeltmek adına çaba göstermektense, sanal yoldan bir başka kişiyle iletişime girip tatmin olmayı tercih edebiliyor. Kimlik gizleyebilme ihtimali ve yüzyüze olmamak, insanlara rahatlık sağlıyor ve dolayısıyla sanal ilişki yaşamak cezbedici hale geliyor.
Sosyal medya, pek çok olumlu özelliği barındırmasının yanı sıra, aşırı kullanımı durumunda pek çok olumsuzluğu da beraberinde getirebiliyor. Teknolojinin ön planda olduğu çağımızda, pek çok işin internet ve sosyal platformlar üzerinden halledilmesi artık normalleşmiş durumda. Ancak işin içine duygusal ve sosyal hayatımızı da kattığımız zaman, işin içinde çıkılmaz hale gelebilme ihtimalimiz artıyor. Gerçek olmayan yaşantılar, gerçek olmayan mutluluklar karşısında büyülenebiliyor ve kendimizde, partnerimizde, çevremizde güzelliklerden çok eksikliklere odaklanabiliyoruz. Bu durum, sahip olduklarımızın değerini bilmememize ve onları belki de gerçek olmayan, ilüzyon hayatlar sebebiyle kaybetmemize sebep olabiliyor. Herşey; dozunda ve işlevsel olarak kullandığımız takdirde bizim için faydalı olur. Doz aşımıyla birlikte, işlevsellik kaybolur.
Eğer sosyal medyanın size zarar vermeye başladığını düşünüyorsanız ilk olarak yapacağınız şey başka bir konuya odaklanmaktır. Kendinize başka hedefler belirlemekle işe başlayın ve bunlara odaklanın. Bu sayede bu amaçlarınız sizin önceliğiniz olacak ve otomatik olarak sosyal medyaya daha az zaman harcayacaksınız. Bununla birlikte eşinizle, partnerinizle, arkadaşlarınızla sosyal medyadan bilgi alışverişi yapmak, iletişime geçmek yerine, bu kişilerle fiziksel olarak görüşmek, iletişiminizi kuvvetlendirmeniz ve kişilerarası problemlerinize kalıcı, efektif çözümler bulabilme ihtimalinize katkıda bulunacaktır.