Öfke, sözlük anlamı; engelleme, incinme veya gözdağı karşısında gösterilen saldırganlık tepkisi olan, kontrol edilmediği zamanlarda olumsuz ve çoğu zaman hiç hesaba katılmayan problemlere yol açabilecek insani bir duygu. Öfke aslında geçici olan, kısa süreli, öğrenildiğine kontrol edilebilen bir duygudur. Öfkenin asla bastırılmaması gerekir çünkü genel kanının aksine bastırıldığı noktada çok daha şiddetli bir şekilde ortaya çıkar.
Sadece öfkenin değil hiçbir duygunun bastırılmaması gerekir çünkü baskılanan her duygu ve her dürtü daha şiddetli bir biçimde geri döner. Bastırmak yerine olumsuz ve yıkıcı duyguları kontrol etmeyi öğrenmeli ve kendimizi eğitmeliyiz. "Hissedilmemesi gereken" diye bir duygu yoktur. Her duygu, bize hayatımızın bazı noktalarında işlevsel olmayı, yaratıcı olmayı ve deneyim kazanmayı gösterir. Dozunda ve dengede yaşadığımız zaman, ruhsallığımız sağlıklı olur. Bu durum da duygularımızı kontrollü yaşamayla mümkündür.
Öfke, yapıcılıkla yıkıcılık arasında çok ince bir çizgide durur ve insan ilişkilerini yıkmaya kadar uzanabilir. Vücut önce gerilir, adrenalin artmaya başlar, bedensel tepkiler devreye girer ve "Savaş kaç" tepkisi işlemeye başlar. İşte o noktadan sonra ya kontrolü ele alırız ya da yıkıcı bir sonuca doğru ilerleriz.
Öfke kontrol yöntemleri her zaman merak edilmiş, uygulanmaya çalışılmış, kısmen başarılı olunmuş, kısmen olunamamış ama her zaman bu kontrolsüzlük insanı rahatsız etmiştir. Problemin kökenini bilmeden, yüzeysel bir şekilde kontrol yöntemi sunmak ne kadar doğrudur? Öncelikle öfke özellikle kontrol edilmesi zor ve kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler hale geldiyse, muhakkak bunun tabanına inilmelidir. Bu öfkeyi ne yaratıyor? Neden kontrol edilmesi bu kadar güç? Kişi öfke üzerine hakimiyet kuramayacak kadar neden çaresiz hissediyor? Bunlara ulaşmadan öfke üzerinde kontrol sağlamak çok zordur. Sağlansa bile bu geçici bir kontrol olur ve devamı gelmez. Bu sebeple öfke kontrolünün ilk aşaması, kişideki öfkenin köküne inmek ve tanımaktır. Bu durumda bir uzman psikologdan destek alınması önemlidir. Psikoterapi sürecinde kişi, mevcut olan öfke problemini kapsamlı olarak ele alma, tanıma ve kontrol edebilme yetisi kazanabilir.
Öfkelendiğiniz durumlarda ilk olarak kendinizi kısa süreliğine durdurun. O an ne oldu, ne olmakta, neden bu öfkeyi hissettiniz algılamaya çalışın. Durumu sindirmeye, anlamlandırmaya ne kadar zaman ayırırsanız, öfkenin şiddetini o kadar azaltırsınız. Öfke bir tek sizi değil, karşı tarafı da yıkabilir. Bu sebeple bu zararı yok etmek adına öfkenin şiddetini azaltın. Eğer paylaşabileceğiniz biri varsa, öfkenizi anlatın, bu sizi rahatlatacaktır. Öfkenin yaşandığı durumda, karşı tarafa da kulak verin. O ne hissetmiş? O ne düşünmüş? Belki de durum sandığınız kadar vahim değildir...
Gergin bir yaşantı süren bireyler, öfke patlamaları yaşamaya daha meyillidirler. Koşuşturmacanın içinde kaybolursanız olumlu duyguları yaşama ihtimalinizi de azaltırsınız. Kendinize zaman ayırın. Ne kadar yoğun ve yorgun olursanız olun, kendinize ayıracağınız az bir zaman dilimi bile sizi olumlu anlamda yükseltecektir. Vaktiniz varsa bedensel egzersizlere muhakkak zaman ayırın, bedeninizi rahatlatın, doğru nefes almayı öğrenin, doğru beslenin. Duygularımız, bedenimizden bağımsız değil. Yorgun ve gergin bir bedenin, öfke patlaması yaşaması kaçınılmazdır. Unutmayın ki öfke, hiçbir zaman yok olmaz. Her zaman var olacak ama kontrol edilebilecek, yıkıcı olmak zorunda olmayan bir duygudur. Yeter ki bunun farkına varın ve kontrolü ele alın.