Midyat'ın büyülü atmosferinde aynı hikayenin içinde iki güçlü karakteri canlandıran Sinem ve Ozan'ın hiç şüphesiz en büyük ortak noktası mesleklerine dair hissettikleri büyük heyecan. Biz de bir günlüğüne de olsa onların bu tatlı heyecanına eşlik ettik.
Seni genellikle güçlü karakterlerde izliyoruz. Bu tarz roller mi sana daha yakın yoksa tesadüf mü?
Daha önce sanıyorum kendimi bu tip rollerde kanıtlama fırsatı yakaladığım için olabilir. Yapımcılar tesadüflere şans vermeyi sevmezler, illaki bir bildikleri vardır.
Kamera önündeki Ozan ile gerçek hayattaki Ozan arasındaki en büyük fark ne?
Yazılan ciddi ve sert imajın altında ezdirmemeye çalıştığım muzur ve eğlenceli bir Ozan var. Sanıyorum en büyük fark bu olsa gerek.
Sence insanlar Cihan Albora'yı neden bu kadar sevdi? Sen bu karakterin en çok hangi yanını seviyorsun?
Cihan da Uzak Şehir dizisinin diğer karakterleri gibi yemek yer -yemek konusunda çok emin değilim- bol bol çay içer, gündelik sohbetler eder, samimiyet derecesine göre günlük konuşma şeklini gösterir. Herkes kadar insani özellikler taşıyan bir karakterdir ve en sevdiğim yanı poz kesmez.
Karakterin duygusal derinliği oldukça yoğun. Rolüne hazırlanırken nasıl bir süreçten geçtin?
Bu süreç tamamen profesyonelce yaşandı. Yönetmenlerimizden Ahmet Katıksız'ın projeye ve karakterlerine olan hakimiyeti, ne istediğini biliyor olması bize çok doğru bir serüvende çok doğru adımlar attırdı.
Dizide Sinem Ünsal ile güçlü bir ekran uyumunuz var. Onunla çalışmak nasıl bir deneyim?
Sinem konusunda çok şanslıyım. Uyumlu, esprili, zeki ve işine çok saygılı. Sinem gibi bir oyuncuyla herkes çalışmak ister. Böyle bir insan olduğu için kendi adıma teşekkür ederim.
Midyat'ta olmak sana nasıl hissettiriyor?
Midyat, Mardin bana kendimi çok iyi hissettiriyor. Mükemmel bir havası, doğası ve mimari kimliği var. Kendine has dokusunun etkileyemeyeceği kimse yoktur diye düşünüyorum.
Set dışında Midyat'ta en keyif aldığın anlar neler?
Bilmediğim yerleri keşfetmek konusunda inatçıyım. O yüzden sürekli doğadayım diyebilirim.
Set dışında nasıl bir hayatın var? Seni dinlendiren ya da motive eden rutinlerin var mı?
Müzik yapmak ve yeni projeler yazıp üretmek beni hem dinlendirir hem de heyecanımın kaybolmasına mani olur. Oyunculuğun yanı sıra eş ve baba kimliğin de var.
Yoğun çekim takvimiyle aile hayatını dengede tutmak zor oluyor mu?
Onları hep çok özlüyordum ama Uzak Şehir'den sonra bu özlem daha da katlandı.
Sık sık eşin Buket'in bu süreçte sana çok destek olduğunu belirtiyorsun. Onu birkaç kelimeyle anlatmanı rica etsek...
Buket'imi anlatmak çok kolay ve aynı zamanda çok zor. Çok kolay; çünkü onunla yaşamak, her an destek olması, varlığının dahi büyük bir güven veriyor olması, kocaman kalbi ve beni en az benim onu sevdiğim kadar seviyor olması büyük şans benim için. Çok zor; çünkü tüm bu duyguları doğru anlatmak, başkasına aktarmak hiçbir zaman yetmedi, yetmeyecek. İyi ki var...
Baba olmak hayatında neleri değiştirdi?
Bakış açımı, merhamet duygumu, adil olma derecemi, sevgi anlayışımı, dünya görüşümü kısacası her şeyimi. Kurban olurum ona.
Kendi merkezine, içine dönebilmek için uyguladığın küçük ama etkili rutinler var mı?
Belirli bir süre yalnız kalmak, canımın herhangi bir sebepten yanması yetiyor kendime dönebilmek için. Çok derin bir soru ve cevabı çok basit olmamalı ama burası yeri değil, sonra uzun uzun anlatırım.
Sosyal medyada setten paylaştığın komik anlar şu sıralar çok konuşuluyor. Takipçilerin seninle ilgili en çok neleri merak ediyor?
"Neyi merak ediyorlar bilmiyorum elbette ama üç günlük dünya, kasmamak lazım, çok da ciddiye almamak lazım" -Nietzsche :)
Çocukluktan bu yana hayalin olan oyunculukta kamera önüne geçtiğin ilk anı hatırlıyor musun, nasıl hissetmiştin?
Rüya gibiydi. İnanılmaz heyecanlanmıştım. Bütün algımı, dikkatimi, çok hazırlandığım sahnemi, her şeyi bir anda unutmuştum. Duygusunu, coşkusunu bile öyle net hatırlıyorum ki...
Oyunculuk serüveninde seni en çok motive eden ne oldu?
Çok ama çok eğleniyorum. İşimi seviyorum. En büyük motivasyonum, kendimi çok rahat, doğal ortamımda hissetmem. Eve döndüğümde fiziksel yorgunluk bir kenara, dolu dolu yaşadığımı hissediyorum.
Kamera arkasında seni çok şaşırtan ya da değiştiren bir deneyim yaşadın mı?
Çok güzel projelerde yer aldım. Oyun arkadaşlarım, partnerlerim, yönetmenlerim açısından gerçekten şanslıydım. Mesleğini iyi yapan, donanımlı, çalışkan bunca insanla uzun vakit geçirince iyi anlamda değişmemek, bildiklerinin, gördüklerinin üstüne koyup dönüşmemek mümkün değil elbette.
Aydınlıkevler tiyatro oyununda sergilediğin performans çok konuşuldu. Sahneye çıktığında hissettiğin en güçlü duygu neydi?
Tiyatro yapmak en büyük hayalimdi. Hani çocukluğumdan beri oyuncu olmak istiyorum diyorum ya; tiyatro yapmak diye düzeltmek yerinde olur. Televizyon çok sürpriz bir şekilde girmişti hayatıma, sonra tutkum oldu. Ama sahne, tiyatro seyircisi bambaşka bir tat. Tarif edilemez bir adrenalin. Seyirciyle bire bir iletişimde olmak, pür dikkat yaptığın işin, emeğin izlenmesi yaşam motivasyonu gibi. Harika bir duygu sahnede olmak.
Yakın zamanda ilk kez dijital platformda rol aldın. Geri dönüşler nasıl, senin için nasıl bir deneyimdi?
Evet, kamera önünde sadece televizyon projeleri yapmıştım. Yankı hızlı bir süreçle hayatıma dahil oldu. Televizyon projelerinin süre, ön hazırlık gibi şartlarından farklı, daha konforlu bir durummuş. Deneyimlemek, o süreci de öğrenmek iyi geldi. Sette çok iyi vakit geçiriyorduk, senaryomuz sağlamdı, oyuncu arkadaşlarım da harikaydı. Dolayısıyla, ortaya çıkan iş de seyirciden gayet güzel geri dönüşler almamızı sağlıyor. Keyfim yerinde.
Bir süredir Uzak Şehir'in Alya'sı olarak karşımıza çıkıyorsun. Bu proje sana ilk geldiğinde nasıl hissettin, bu kadar ses getireceğini tahmin ediyor muydun?
Uzak Şehir'in senaryosunu ilk okuduğumda Alya'yı o kadar sevmiştim ki kesinlikle ben olmalıyım dedim. Hevesle, çok derinden hissederek, çok emek vererek ete kemiğe bürünmesi gereken bir karakterdi. Ben de bunu yapmaya çok hazır hissediyordum. Proje genel olarak gerçekten insanı derinden etkileyen bir kalemle yazılmıştı. Gülizar Irmak'ın ellerine sağlık. Ziyadesiyle profesyonel, ince düşünülen, uzunca bir ön hazırlık süreci oldu Uzak Şehir'in. Yönetmenlerimiz, yapım ekibi sete çıkmadan önce epey mesai yaptılar. Seyircide karşılık bulması tesadüf değildi. Bu kadar sevilmesi, anlaşılması bizi çok mutlu ediyor.
Oynadığın karakterle aranda nasıl bir bağ kurdun, hangi yanını benimsedin?
Alya hepimizin çok iyi bildiği bir kadın. Her kadının her alanda ve her yaşta hissettiği acıyı, mücadeleyi, hayatta kalma savaşını yaşıyor. Oğlu üzerinden başlayan bir sınanması var gibi görünse de işiyle, konuşmasıyla, kararlarıyla her alanda mücadele vermek zorunda kalıyor. Hangimiz bunu yaşamadık? Başka başka alanlarda, başka kişilerden, farklı yaşlarımızda sürekli buna maruz kalmıyor muyuz? Alya, hepimiz gibi.
Midyat'ta uzun süre vakit geçirmek sana neler kattı?
Midyat; insanıyla, dokusuyla, çeşitliliğiyle çok iyi hissettiriyor. Daha önce hiç gelmemiş biri olarak sürekli keşifteyim.
Set dışında Midyat'ta en keyif aldığın anlar neler?
Set dışında oyuncu arkadaşlarımla kendimize yeni alanlar yaratmaya çalışıyoruz. Bu bölgeye özgü eğlenceler deneyimliyoruz. Dinlendiğim, keşfettiğim anların tümünden çok zevk alıyorum.
Ozan Akbaba ile aranızda çok iyi bir iletişim var. Günümüzde bunu yakalamak çok da kolay değil. Bunun için neler söylemek istersin?
Çok şanslıyız gerçekten. Mesleğimize bakışımız çok benzer. İşimize özenle, keyifle, disiplinle, yaratıcılıkla yaklaşıyoruz. Yaptığımız işe çok saygı duyuyoruz. Bence iletişimimizdeki rahatlığı ve size yansıyan uyumu bunlar sağlıyor.
Ozan'ı birkaç kelimeyle senden dinlesek?
Uyumlu, ölçülü, pozitif.
Çekimler dolayısıyla sürekli Midyat'ta olan biri olarak İstanbul'a dair en çok neyi özlüyorsun?
Elbette evimi. Ailemi, Berk'i ve düzenimi çok özlüyorum.
Özel hayatında da çok mutlu olduğun bir dönemdesin. Bir yandan da ayrı şehirlerdesiniz. İlişkideki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Benim Midyat'a gelme konusunda en büyük destekçim Berk'ti. Onun cesaretlendirmesi, yanımda olması, bana inanması beni motive ediyor. Bu kararı alırken her anını birlikte yaşadık, bizi zorlayacak her şeye hazırlıklıydık. Bizi tek zorlayan şey özlem. Ben buraya gelmeden önce özenle kurduğumuz dengemizden bir şey yitirmedik. Hatta özlemimiz ilişkimizi, sevgimizi besliyor bence.
Berk'in yanında kendini nasıl hissediyorsun?
Prenses gibi. Şaka bir yana tamamen kendim gibi hissediyorum. Ayrıca çok güvende, çok özgür, çok güçlü, yapamayacağım hiçbir şey yokmuş gibi hissediyorum.
Birbirinize en çok hangi anlarda ilham oluyorsunuz?
Pozitif kalabilmek konusunda. Yaşam hepimiz için çok zorlayıcı. Dışarıdan gelen darbelerden minimum etkiyle kurtulup, huzurlu kalabilmek konusunda hangimizin ihtiyacı varsa diğeri ilham oluyor galiba.
Zamanla değişen ama daha da güzelleşen bir yönünüz oldu mu birlikte?
Buna çok fazla şey sayabilirim. İkili ilişkilerde birlikte dönüşen, güzelleşen yanlar insanları bir arada tutuyor bence.
Ruh eşi kavramına inanıyor musun?
Kesinlikle evet.
Çok duygusal biri olduğun, o yüzden kararlarını mantık ile vermeye çalıştığın doğru mu?
Evet. Çok duygusalım. Yengeç burcuyum zaten, bu kaçınılmaz. Bir taraftan da yükselenim Kova. Aklımı da geri planda tutamıyorum. Mantığımla karar vermeye çalışıyorum ama becerebiliyor muyum, bilmiyorum.
Hayranların seninle ilgili şu an ne öğrenseler çok şaşırırlar?
Yemek yemeyi çok seviyorum.
Son yıllarda en çok hangi konuda kendinle ilgili dönüşüm yaşadın?
Ben çok kolay melankoliye girebilen biriyim. Böyle zamanlarda oradan çıkmak için hareket alabilmeyi öğrendim. Oh be!
Seni en çok büyüten kırılma anı nedir?
Anneannemi kaybetmem.Kendi merkezine dönebilmek için uyguladığın küçük ama etkili rutinler var mı?
Yalnız kalmak, düşünmek. İletişimsiz, sadece kendimi dinleyerek biraz zaman geçirmek.
Her şeyi kafaya takan biri olarak zihnini susturmak için neler yapıyorsun?
Terapilerimi hiç aksatmıyorum.
Çekimde de beslenmene dikkat ettiğini gözlemledik. Nasıl bir beslenme düzenin var?
Bağırsak problemim var. Bu yüzden aslında beslenmem biraz kısıtlı. Glüten, süt ürünü, şeker tüketmiyorum. Kendi tercihimle de yaklaşık 20 senedir et yemiyorum.
Canın abur cubur tarzı şeyler yemek istediğinde, kendini nasıl tutuyorsun?
Sağlıklı atıştırmalıklar ve tahin helvası yiyorum. Diğer paketli ürünleri hiç canım çekmiyor açıkçası. Benim kaçamaklarım helvayı, patates kızartmasını, bitter çikolatayı fazla kaçırmak oluyor ama oldukça fazla.
Röportaj: Ceylan YENİACUN
Fotoğraf: Ali Yavuz ATA
Styling: Bengisu GÜREL
Saç: Mutlu Ahmet SİNAN
Makyaj: Selen KARABULUT
Prodüksiyon: Nazlı SANCAKLI, Zeynep KILIÇ
Video: Kaan KARAASLAN
Fotoğraf asistanları: Furkan KUMAŞ, Melih ARAN
Makyaj asistanı: Furkan KARAKOL
Saç asistanı: Rojin BOTAN
Mekan için Princes' Palace Resort'a teşekkür ederiz.