Beden sağlığı ile ruh sağlığı insan sağlığının ayrılmaz bir ikilisi. İnsanlar için iki sağlık kaynağı olan beden ve ruhu birbirinden ayırmak oldukça yanlış olur. Bedensel sağlığımız yerinde değilse duygusal olarak da mutsuz ve keyifsiz hissetmemiz oldukça olası. Ruhsal olarak kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanlarda bağışıklığımızın düşmesi her zaman farkında olmasak da genelde başımıza gelen ve bahsettiğim bağlantıyı çok net bir şekilde göz önüne seren bir durum oluşturur. Bağışıklığımızın düşmesi sonucunda da bedenimiz birtakım rahatsızlıklar yaşamaya açık hale gelir.
Anlayacağınız üzere, sağlığımızın temelini oluşturan bu iki kaynağın bağlantısı göz arda edilemeyecek kadar kuvvetlidir. Ruhsal sıkıntılardan dolayı oluşan bedensel rahatsızlıklar tıpta "Psikosomatik rahatsızlıklar" adı altında yer alır. Bazılarımız psikosomatik rahatsızlıkların sahte olduğunu, psikolojik kökenli olduğu için insanların kafalarında kurduğunu düşünebiliriz ancak bu düşünce büyük bir yanılma olur. Bu tür rahatsızlıkların ortaya çıkış sebepleri stres, kaygı gibi zararlı zihinsel düşüncelerden olsa da bedensel rahatsızlığa dönüştüğü noktada gerçekliği tıpkı virüs ya da bakteri sebebiyle yaşadığımız hastalıklardan farksız olur.
Psikosomatik rahatsızlıklara sebep olabilecek zihinsel sıkıntıların en yaygın olan üçlüsü anksiyete, stres ve depresyondur. Bu ruhsal sıkıntılar sonucunda çıkabilecek olan bedensel rahatsızlıklar kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Örneğin ertesi gün sınavı olan bir öğrenci stres ve kaygı yaşadığı için uçuk çıkarırken bir ay sonra düğünü olacak gelin egzama sıkıntısı çekebilir. Verdiğim örneklerin yanı sıra migren, tansiyon, ülser, astım ve vitiligo gibi hastalıkların oluşumunu veya ilerlemesini zihinsel sıkıntılarımız tetikleyebilir. Saydığım diğer rahatsızlıklara göre biraz daha sorunsuz gözükse de ileriki boyutlarda ilaç tedavisi gerektiren ve de hayatımıza daha kolay bir şekilde girebilen akne problemi stres ve üzüntüyle birlikte birkaç saat içerisinde bile kendini var edebilen bir cilt problemidir. Belki bahsettiğim bu sıkıntıları hepimiz yaşamış olmayabiliriz ancak ailemizde, arkadaşlarımızda bu rahatsızlıklardan birini tecrübe etmiş tanıdığımız vardır.
Bu rahatsızlığın asıl sebebini; hissedilen duyguları içine atmak, paylaşıp rahatlamamak ve bu duygularla tek başına mücadele etmeye çalışmak olarak düşünebiliriz. Öncelikle bu sebeplerin farkına vardıktan sonra güvendiğimiz insanlarla yaşadığımız sıkıntılarımızı paylaşarak biraz da olsa yükümüzden kurtulmayı sağlayabiliriz. Hatta sorunumuz hakkında belki bir tavsiye almamız bile bize oldukça iyi gelebilir. Stresimizi, kaygımızı veya üzüntümüzü kimseyle paylaşamıyorsak bile bir deftere yazarak duygu yoğunluğumuzu oldukça hafifletebiliriz. Böylelikle "Her şeyin fazlası zarar" sözünün doğruluğunun duygu yoğunlukları için de geçerli olduğunu fark etmiş olur ve o zararlı duyguları kağıda veya sözlere dökerek onlardan biraz da olsa kurtulma fırsatı bulup rahatlayabiliriz. Belki de bazı sıkıntıları gözümüzde büyüttüğümüzü fark eder ve bedensel sağlığımızı etkilemesine izin vermeden sorunu yavaş yavaş çözüme kavuşturmaya başlayabiliriz. Her zaman başaramasak da elimizden geldiğince stres ve üzüntü anlarında bilinçli olmaya çalışıp sağlığımızı her şeyin önünde tutarak hareket edersek çok daha mutlu ve sağlıklı bir hayatınızın olacağının garantisini verebilirim.