"Morning Pages", sabah kalktığınızda yazdığınız yazılar anlamına gelir. Aslında kulağa ilk etapta çok basit gelse de, uyguladığınız zaman "keşke daha önce başlasaydım" dediğiniz bir pratik haline gelecektir.
“Morning Pages” kavramı, yazar Julia Cameron’un 1992’de yazdığı “Sanatçının Yolu” adlı kitapta ortaya çıkmıştır. Yazar burada insanların yaratıcı olabilmeleri için kendi kafalarında sıkışıp kalmamaları gerektiğini anlatır.
“Morning Pages” aslında çok basittir. Tek yapmanız gereken sabah kalktığınızda üç sayfa yazı yazmaktır. Yazdığınız yazının belirli bir düzeni olmasına gerek yoktur. O anda bilincinizde olan şeyleri, hiçbir kısıtlama olmadan yazabilirsiniz. Günlük tutmak ile “Morning Pages” arasındaki en büyük fark, “Morning Pages”inizi kimseye göstermeyecek olmanızdır; hatta kendiniz bile tekrar okumayacaksınız. “Morning Pages” de önemli olan yazma hali iken, günlük tutmada önemli olan belki daha sonra yazdıklarınıza geri dönüp düşünmenizdir.
Zihindeki karman çorman düşünceleri toparlamak gibi bir görevi vardır, “Morning Pages”in. Tıpkı darmadağın olmuş bir evi toplamak gibi. Zihninizdeki her şeyi boşaltıp kağıda dökmek çok rahatlatıcıdır.
“Morning Pages” yazan insanlar endişelerinin azaldığını ve yaratıcılıklarının arttığını belirtmişlerdir. Hatta zihinlerinin berraklaştığını, kişisel ve profesyonel hayatlarında daha yeni ve canlı fikirler üretebildiklerini söylemişlerdir.
Bilgisayar kullanmayın: Fiziksel olarak yazma eylemi, sizi daha bilinçli ve farkında yapar.
Kağıt alın: Tek ihtiyacınız olan birkaç A4 boyutunda kağıttır. Her sabah üç sayfayı mutlaka doldurmanız gerekir. İlk başta yazacak bir şey bulamazsanız basit şeylerden başlayın, kendi kendinize açılıp yazdıkça yazacaksınız.
Zaman ve alan: Sabah saatleri en iyi saatlerdir çünkü tam olarak günün koşturmasına başlamadan önce aslında en yaratıcı olduğunuz zamanlardır.
Kalem: Mürekkepli, kolay yazan bir kaleminiz olsun.
Yazın: İlk adımı atmazsanız bunların hiçbiri işe yaramaz. Zihninizde ne var ise yazın. Saçma, anlamsız, öfkeli, basit veya karmaşık olabilir. Kafanızda olduğu sürece yazın. Unutmayın, kimse görmeyecek, siz de bir daha okumayacaksınız.
Üç sayfa ve sonra durun: Parmaklarınız kopana kadar yazmayın. Önemli olan kafanız boşalana kadar yazıp, hafifleyip yaratıcı hislerinizi harekete geçirmektir.
Hata yapmanıza imkan yok: “Morning Pages” yazmanın doğrusu veya yanlışı olmadığını unutmayın.
Bu pratiği uygulayan insanlar hayatlarını değiştiren fikirler bulduklarını, kendilerini sıkan ve bunaltan sorunlara çözüm bulduklarını, hayattan ne istediklerini keşfettiklerini, neye odaklanmaları gerektiğini bulduklarını, kendilerine iyi gelmeyen durum ve insanları bırakmaları gerektiğini, daha sakin ve huzurlu olduklarını belirtmişlerdir.