Ayça BARUT TANMAN – [email protected] / Fotoğraflar: Doruk SEYMEN
Reşitpaşa; Aman da Bravo, Havan’dan by Beff Gourmet, Mittag gibi farklı menü ve zevkli dekorasyonuyla dikkat çeken mekanlarıyla yeni deneyimler arayan lezzet tutkunlarının buluşma noktası oldu. Üniversitenin ilk yılında yolları kesişen Hazal Şen ve Eda Erbilgin’in kurumsal hayatı deneyimledikten sonra hayallerindeki mekanı yaratmaya karar verererek açtıkları Misk, kısa sürede Reşitpaşa’nın öne çıkan adreslerinden oldu. Tamamen floral bir konseptten ilerleyen ve cafe’sinde sürpriz tatların yer aldığı mekanda mum ve çerçeve koleksiyonları da yer alıyor.
Misk’in hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?
Hazal Şen: Biz üniversite hazırlık senesinde tanıştık ve o günden beri hiç ayrılmadık. Mezun olduktan sonra Hazal ve Eda’nın dönüşümlü olarak bir yurt dışı eğitim süreci ve aynı şirkette yaklaşık bir senelik bir kurumsal hayat tecrübesi oldu. Kurumsal hayatı deneyimledikten sonra Eda’nın yurt dışında katıldığı bir çiçek workshop’uyla işler değişti. Benim hayalimde her zaman bir çiçekçi dükkanı ve küçük bir cafe’si olan bir mekan yaratmak varken Eda da çiçeklerle tanışınca bu sektörde bazı eksikleri kapatmak ve farklılık yaratmak amaçlı bir şeyler yapmak için neden beklediğimizi sorgular olduk ve kendi yolumuzu çizmeye karar verdik. Misk her detayına kadar incelikle düşünülmüş, sıradanlığı kabul etmeyen ve her zaman yeniyi ve farklıyı müşterilerine deneyimletmeyi hedefleyen bir marka. İlk olarak online alışverişte kaliteli ve sunumu güzel olan çiçek sipariş etmenin Türkiye’de ne kadar zor olduğunu fark ederek web sitemizi açtık. Daha sonrasında günümüzde herkesin artık aynı konseptli yerlere gitmekten ne kadar sıkıldığını ve her zaman alternatif bulmak için çabaladığını göz önünde bulundurarak daha önce benzeri bulunmayan ve tamamen bir hayalden yola çıktığımız konseptiyle Misk İstanbul’u açmaya karar verdik. Altı ay en doğru ismi bulmakla geçti ve arayışlarımız sonunda anlamı güzel koku olan Misk’i koymaya karar verdik. Bu sırada yurt dışında çiçek okuluna gidip şehrin en iyi çiçekçilerinde yerleri temizlemekle güne başladığımız fakat vizyonumuza vizyon katan kısa bir iş tecrübesi edindik.
Çiçeklerin büyüsüne ne zaman kapıldınız?
Eda Erbilgin: Hazal’ın oldum olası çiçeklere karşı ilgisi vardı. Anne tarafı çiftçi olduğu için Adana’da hep doğayla iç içe büyüdü. Ben de üniversite sonrası yurt dışında katıldığım bir çiçek workshop’unda çiçeklerle tanıştım. Çiçeklerin huzur veren dünyasına kapıldıktan sonra bir daha çıkmanın mümkün olmadığını ve aslında çiçeklerin bütün duyulara dokunmanın sihirli bir yolu olduğunu anladım.
Oldukça farklı bir ortam yaratmışsınız. Çiçekler, mumlar, çerçeveler ve cafe… Nasıl oluştu bu dünya?
Çiçeklerin kendine has çok başka bir dünyası var. Hem dinlendiren hem mutlu eden hem ana odaklanmayı sağlayan özelliklerinin yanı sıra altı duyumuza da hitap eden canlılar aslında. Biz de çiçeklerin bize hissettirdiği bu duyguların olabildiğince hepsini bir mekanda
çiçekler alıp; huzur bulabileceğin bir ortamda kahveni içebildiğin, tatlını yiyebileceğin bir yer yaratmanın hayalini kurduk. Tamamen floral bir konseptten ilerlemek istediğimiz için çiçeklerin kokularından yararlanarak mum, formlarından yararlanarak da çerçeve koleksiyonumuzu oluşturduk.
Her çiçek ayrı bir hikaye anlatıyor. Siz en çok hangi çiçeklerle hikaye anlatmayı seviyorsunuz?
Ne kadar güzel söylemişsiniz her çiçek ayrı bir hikaye anlatıyor diye. Biz de Misk olarak tam da bu noktada çiçekleri insanların hayatlarına sokuyoruz. Dükkanımıza aldığımız her çiçeğin verdiği hissiyat ayrı. Kimi bir doğum günü buketini renklendiriyor, kimi mevsimin renklerini, ruhunu barındırıyor. Her bir çiçek bir araya geldiğinde bambaşka hikayeler anlatıyor bizlere. Bizim için her çiçek ayrı güzel ama aranjmanlarımızda daha çok tropikal çiçekler kullanıyoruz. Şu sıralar favorilerimiz ise Delphinium, Allium, Brassica ve Protea.
Cafe’niz oldukça farklı lezzetlerle dolu. Menünün öne çıkan tatlarını sizden dinleyebilir miyiz?
Aslında şu an için menümüzdeki her ürünün çok tercih edildiğini söyleyebiliriz fakat müşterilerimizin özellikle yemeğe geldiği ürünlerimiz arasında eggs benedectlerimiz, nutellalı kruvasanımız, blueberry pancake’imiz ve hindi füme bagelimiz olduğunu söyleyebiliriz. İçecek menümüzden ise sadece İstanbul’da bizde bulabileceğiniz pancar ve zerdeçal lattemiz içerdikleri zengin C ve E vitaminleri nedeniyle kışın favorisi olacak gibi duruyor. Bir de açıldığımızdan beri vazgeçilmez olan Melez Tea’nin bize özel harmanladığı gül yapraklarıyla servis ettiğimiz Misk Floral Iced Tea’miz favorilerde.
Reşitpaşa son dönemin en popüler noktalarından. Misk’i burada açmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında ilk başta aklımızda Reşitpaşa yoktu diyebiliriz. Misk’e uygun bir mekan arayışındayken bir yakınımız sayesinde yolumuzun düştüğü bu sokakta, tesadüfen kiralık ilanını görüp içeri girdik. Mekana adım atar atmaz aşık olduk çünkü aslında tam da hayalini kurduğumuz gibi bir yerle karşılaştık. Önceden imalathane olarak kullanılan ve tuttuğumuzda yıkık dökük olan bu dükkan hayallerimizin gerçeğe dönüştüğü hatta hayalimizden bile daha güzel bir yer oldu. Buna ek olarak ise Reşitpaşa’nın bu sokağındaki markaların duruşu ve kalitesi, buranın Misk için doğru bir lokasyon olduğunu bize hissettirdi ve açılalı henüz altı ay olmasına rağmen bu kararımızın ne kadar doğru olduğuna her geçen gün daha da şahit oluyoruz. Genelde insanlardan “Buraya böyle bir dükkan mı açılır?” diye tepkiler alıyoruz ama biz en başından beri işinizde başarılı ve iyi olursanız insanların her şekilde sizi takip edeceğine inanıyoruz.