Serüvenine Bozcaada'da başlayan Madam Niça, bugün Büyükada ve Beyoğlu şubeleriyle üç ayrı noktada hizmet veriyor. Mekanın ismi de kurucuları Saada Delen ve Oya Terzioğlu'nun Bozcaada'daki mekanın eski sahibi Domeniça Hanım'ın adını yaşatma arzularından geliyor. Ciddi bir müdavim kitlesi yaratan Madam Niça, göç mutfağı lezzetlerini sunuyor. Delen ve Terzioğlu; ekmekten mayoneze her ürünü kendi reçeteleriyle hazırlarken, kullanılan lokal ürünler için de Türkiye'deki kadın kooperatifleri ile çalışıyorlar. Böylece kadın kooperatiflerini ve kadının ekonomideki gücünü desteklemiş oluyorlar. Menüde ise Yörük sofraları, Levanten yemekleri, Sefarad Yahudileri mutfağı, Rum, Ermeni, Girit ve Balkan lezzetlerinden Osmanlı yemeklerine geniş bir seçki sunuluyor.
İstanbul'un en hit lezzet duraklarından biri olan Lokanta 1741, Cağaloğlu Hamamı'nın atmosferinde misafirlerini tarih ve lezzet dolu bir yolculuğa çıkarıyor. 300 yıllık hamamın görkemli kubbeleri arasında konumlanan mekan, bu coğrafyanın en özel tatlarını sunarken, aynı zamanda çağdaş dokunuşlarla zenginleştirilmiş özel lezzetleriyle de dikkat çekiyor. Yüzyıllardır aynı topraklarda birlikte yaşadığı komşularının yeme-içme alışkanlıklarından beslenerek hazırlanan Lokanta 1741 menüsü ise geleneksel, evrensel ve yenilikçi pek çok pişirme tekniğini bir araya getiriyor. Michelin Rehberi 2023 İstanbul seçkisinde yer alan mekan, açık ve kapalı alanlarıyla toplamda ellişer kişilik kapasitesiyle misafir ağırlayabiliyor.
13 yıldır Yeniköy ve Alaçatı'da hizmet veren Molka'nın sahibi Sevtap Dilekci ile 20 yıldır yeme-içme sektöründe farklı işler yapan Aheste Pera ve Yan Mutfak Kurucu Şefi Sara Tabrizi, Yeniköy'de hayallerini buluşturduğu yepyeni bir mekan açtı: Lokanta Limu. İsmini Farsça'da misket limonu anlamına gelen Limu'dan alan mekanda, çilingir sofrası konseptinde, şef dokunuşu ile yorumlanmış mezeler ön plana çıkıyor. Limu'nun mutfağı ise Şef Sara Tabrizi'ye emanet. Klasik mezelerin farklı dokunuşlarla yorumlandığı menüde, klasik Türk yemeklerini de bulmak mümkün. Limu'da kullanılan malzemelerin mevsimselliği ise oldukça önemseniyor.
Yakın zamanda imza lezzetleri, özel reçete kokteylleri, şık sunumları, etkileyici manzarası ve dünyaca ünlü DJ performanslarıyla misafirlerine farklı bir deneyim yaşatmaya başlayan yepyeni bir restoranla tanıştık: Roof Mezzepotamia. En iyi lezzet, en iyi müzik ve en iyi hizmet anlayışıyla yola çıkan mekan, dünyaca ünlü DJ'leri de sahnesinde ağırlarken aynı zamanda beş duyuya hitap eden bütünsel bir restoran deneyimine odaklanıyor. Mezopotamya'nın yeni bir medeniyet ve kültür yaratma mirasından ilham alan Roof Mezzepotamia, Türkiye'nin yedi bölgesinden en özel tatları kendine has yorumuyla bir lezzet senfonisine dönüştürüyor. Mezopotamya'dan ilham alınarak hazırlanan mekanın menüsü Osmanlı döneminden günümüze kadar uzanan Türk mutfağından izler taşıyor. Roof Mezzepotamia'nın mutfağı ise kariyer yolculuğuna genç yaşta başlayan Bulut Gökmen Gök ve ekibi öncülüğünde işliyor.
Ünlü şef Ömür Akkor'un kitap ve Zennup 1844 Restaurant işlerinden sonra hayata geçirdiği en yeni projesi olan Havuş Lokantası, modern ve şık ambiyansı ile Ataköy'de konuklarını ağırlamaya başladı. Mutfak uzmanlığı ile Türk ve Osmanlı mutfağına olan tutkusunu yeni mekanına da yansıtan Şef Akkor, Havuş Lokantası'nda lokal yemeklere odaklanmasıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Ömür Şef, Zennup'ta olduğu gibi mevsimsellik, tazelik ve ürünlerin yerinden alınması gibi geleneklerini yeni restoranında da sürdürmeye önem veriyor. Havuş'ta yemek; humus, domates salatası ve muhammara gibi geleneksel mezeler ile başlıyor. Ana yemekler arasında ise Kilis Tava popülerlik gösteriyor. Tarhun ekmeği de ayrıca denemeye değer...
Hiema Kitchen & Bar, Sarıyer'in gelişen Reşitpaşa ve Fatih Sultan Mehmet mahallelerinde, sosyalleşmenin ve güzel yemeğin yeni adresi olarak misafirlerini ağırlıyor. Steakroom ve Ali Haydar Usta Kebap gibi başarılı girişimleriyle nam salmış, yeme-içme sektörünün ünlü isimlerinden İlyas Güngör ve Anıl Kumur tarafından kurulan mekanın mutfağı ise Şef Burak Fındık'a emanet. Yumuşak renklerdeki modern dekorla karakterize edilen mekan, son derece şık ve ferah bir ambiyans sunuyor. Şef Burak Fındık'ın önderliğinde hazırlanan menü, dünyanın dört bir yanından farklı mutfakları temsil eden zengin bir yemek yelpazesi vadediyor. Suşiden nefis başlangıçlara, makarnalardan somon gibi ana yemeklere kadar tüm seçenekler, şefin uzmanlığını ve yaratıcılığını yansıtıyor.
Yakın zamanda Boğaz'ın en güzel noktalarından Ortaköy'de, Crown Plaza Otel'in teras katında açılan Visorante Kitchen&Bar; seçkin lezzetleri, yeşil, sarı ve turuncu renklerin hakim olduğu modern dekorasyonu ve kusursuz Boğaz manzarası ile İstanbul'da adeta İtalyan rüzgarı estiriyor. İtalyan mutfağı sevenlere iddialı lezzetlerden oluşan bir menü sunan mekan, özel şarap çeşitleri, imza kokteylleri ile de etkileyici bir deneyim vadediyor. Restoranda, İtalyan başlangıçları, makarna ve risottolar, pizzalar ve salatalar gibi İtalyan mutfağının en leziz örneklerinin servis edildiği menüye ayrıca geniş bir şarap ve kokteyl menüsü eşlik ediyor. Açık mutfak konseptiyle hizmet veren Visorante'de pizzalar; odun fırınında pişerken tamamı İtalya'dan özel olarak getirilen peynir ve et çeşitleriyle hazırlanıyor.
Japon yemeklerinin özü, şeker, tuz, sirke, soya sosu ve misodan oluşan beş temel lezzete dayanıyor. Eski Japon aşçılarının becerisi ile bu beş temel lezzet, Japon yemeklerinde beş temel tada dönüşüyor; Itsumi de adını bu beş tattan alıyor. Bu geleneksel tatlara sadık kalarak, yiyeceklerin doğal lezzetini bozmadan 21 yıldır Japon şefleri ve değişmeyen kadrosu ile hizmet vermeye devam eden Itsumi, lezzet anlayışını artık Hillside Etiler içinde açılan yeni mekanı ile devam ettiriyor. Japon damak tadıyla Batı tatlarının sentezinden oluşan Itsumi So; menüsünü, dünya mutfağından aldığı esinle Japon mutfağının yeniden yorumlanması olarak tanımlıyor. So konseptinin hayata geçmesi ile Itsumi dahilinde sunulan gelenekçi yapı, Batı teknikleri ile sentezleniyor. Japon mutfağının vazgeçilmez sashimileri modernize edilirken, suşiler Batı mutfağından alınan soslar ve mayonezler kullanılarak yeni bir bakış açısı ile yaratılıyor.
Şehrin en yenileri arasına, Etiler'den bir mekan daha iddialı bir giriş yapıyor; Pixi İstanbul. Cem Yıldırım ve Andım Korkut'un İstanbul gastronomi dünyasına kazandırdığı Pixi İstanbul'un büyük beğeni toplayan tüm mimari detayları, dünyaca ünlü İngiliz Belenko Design Studio imzalı. İç alanda bir duvarın tamamı video mapping'e ayrılmışken, tavanda ise dört kat bulut hissi yaşatan özel bir ışıklandırma tasarımı yer alıyor. Mekanın büyük beğeni toplayan yemekleri ise Yunanistan'ın dünyaca ünlü şefi Athinagoras Kostakos'un Akdeniz lezzetleriyle öne çıkıyor. Özel menüsü, kokteylleri ve özgün ışık tasarımıyla Pixi İstanbul, kapısından içeri girildiği andan itibaren konuklarını fütüristik bir dünyaya taşıyor.
Şef Cenk Debensason ve Dobara İpekel önderliğinde kapılarını Etiler'de aralayan ve çok kısa bir sürede müthiş bir popülerlik yakalayan Arkestra, iki farklı alandan oluşan mekanına yepyeni bir bölüm daha getirdi; Ritmo. Restaurant bölümü ve Listening Room'dan sonra aileye katılan Ritmo, samimi ve şık bir bistro olarak hizmet veriyor. Kırmızının, kadifenin ve farklı bir ambiyans sağlayan aydınlatmaların hakim olduğu mekanın menüsünü ise mevsimselliğin ön planda olduğu paylaşımlık tabaklardan oluşan, mevsimine göre sürekli yenilenen lezzetler oluşturuyor. Bar kısmında bu menülere paralel sunulan, kokteyller hazırlanıyor. Ritmo Etiler, etkinlikler ve kutlamalar için özel hizmetler de sunuyor.
CVK Park Bosphorus İstanbul'un yeni mekanı Kumiko Sushi & More, Uzak Doğu mutfağının günümüz damak zevkine uygun bir şekilde yeniden yorumladığı lezzetlerini müdavimleriyle buluşturmaya başladı. Japon kültürünün yalınlığını yansıtan dekorasyonu ile kapılarını aralayan mekan, kumiko sanatından ilham alarak hazırlanan lezzetleri kumiko felsefesi ile tabaklara taşıyor. Hem yenilikçi hem de geleneksel lezzetler sunan Kumiko Sushi & More'un menüsünde; çorbalardan atıştırmalıklara, salatalardan noodle ve tempuralara, her gün taze gelen balıklar ve Japonya'dan gelen suşi malzemeleriyle hazırlanan sashimiler, nigiriler, maki ve roll'ler yer alıyor. Ayrıca özgün bir tatlı menüsü vadeden restoranda kırmızı fasulye tatlısı, matchalı, vanilyalı ve çilekli mochi'ler, Japon cheesecake ve matcha dondurma, tatlı tutkunlarına hitap ediyor.
Yeni mekan önerilerimizden biri de kahveseverlere geliyor. Yolunuz Moda'ya düştüyse ve bir kaliteli kahve molası vermek isterseniz, gideceğiniz yepyeni bir adresiniz var: Yol Moda. Moda'dan çocukluk arkadaşları olan mekanın kurucu ortakları Esra Tulgay ve mimar Özgür Kayabay, semtin köklü sakinleri olarak uzun yıllardır hayalini kurdukları kafeyi sonunda hayata geçirmişler. Her detayın incelikle düşünüldüğü mekanın modern ve ferah dekorasyonu, konforu da beraberinde getiriyor. Yol Moda'nın menüsünde ise ekşi maya ekmek üstü lezzetler, sıcak sandviçler ve omlet çeşitleri dikkat çekiyor. Limonlu haşhaşlı kek, banana bread ve turta tatlılarsa seçim konusunda biraz zorlayıcı olabiliyor. Menü ise mevsime göre değişiyor.
Gastronomi alanındaki çalışmalarıyla Sağlıklı Yaşam Şefi olarak nam salan Şef Bora Günebak, "wellness cuisine" konseptini Slow Bebek'e taşıdı. Sağlıklı yaşam misyonuyla açtığı mekanda Şef Günebak, denize yakın konumu, mekanları ve sakinliği ile İstanbul'un en gözde semtlerinden biri olan Bebek'in yeni gözdesi olmaya aday. Adı gibi "slow" vizyonuyla misafirlerini ağırlayan mekan, yavaş tempolu, huzurlu, yeşil rengin hakim olduğu keyifli bir durak. Tüm gün boyunca iyi bir kahve dükkanı ve lokanta olarak hizmet veren Slow Bebek'in en popüler öğünü kahvaltı olsa da öğle ve akşam yemeklerinde sağlıklı kaseler ve salatalar da dikkat çekiyor. Bademli şnitzel ve taco burger de favoriler arasında. Bebek'te yapacağınız keyifli bir yürüyüşün ardından Slow Bebek'te keyifli bir kahvaltı ya da brunch organize edebilirsiniz. Yemek yemenin yanı sıra bu keyifli mekanda gün boyu kahve buluşmalarınızı gerçekleştirebilir ya da ofisinizi buraya taşıyarak kahvenizi içerken rahatlıkla çalışabilirsiniz.