Milano Moda Haftası 2025-26 Sonbahar/Kış Defileleri

Milano Moda Haftası, zamanın katmanlarında kaybolmuş koleksiyonlarla karşımızda. Geçmişin zamansız zarafeti, geleceğin özgür ruhuyla buluşturan podyumlarsa oyun alanını alabildiğine iyi kullanmaya kararlı. 2025-2026 Sonbahar-Kış koleksiyonlarını sunan her marka, tarihsel bir kayıttan öte, çağdaş bir yorum katmak için titizliğini sunuyor. Podyumda, bir zamanlar soyluluğun sembolü olan detaylar, modern cesaretle yeniden şekillendiriliyor. Gucci'nin zamansız kodlarıyla, modern eklektizm aynı potada eritilirken; Prada'nın soğuk, endüstriyel havasıyla şehirli kadının özgürlüğü, her defasında bu buluşmanın ne denli güçlü olduğunu gösteriyor. Moda, Milano Moda Haftası'nda bir giyim meselesinin yanı sıra kimliklerin, duyguların ve kültürel anlatıların vücut bulduğu bir sahneye ev sahipliği yapıyor.

Gucci

Sabit kalıpları reddeden Gucci, zamansız zarafeti modern eklektizmle buluşturuyor. 2025-2026 Sonbahar Kış koleksiyonu, markanın tarihsel kodlarının, estetiğinin ve kültürel mirasının bir sentezi olarak öne çıkıyor. Koleksiyon, 'sprezzatura' yani mükemmel kusurlulukla karakterize edilen bir İtalyan tarzı hissiyatıyla hayat buluyor. Kıyafetlerdeki zarif karmaşa, erkek ve kadın terziliği arasındaki diyalogla birleşiyor; keskin takımlar, yumuşak krepler ve ince dokular arasında bir oyun yaratılıyor. Gucci'nin simgelerinden biri olan Horsebit, koleksiyonun her köşesine entegre edilmiş, nostaljik bir dönüşüm geçirerek zamansızlıkla buluşuyor. Modeller, her ikisi de estetik ve tarihsel referanslar taşıyan bir yürüyüş sergiliyor, burada Gucci'nin sinematik ve görkemli dünyasına dair bir gösteri var. Bu koleksiyon, hem geçmişi hem de geleceği birleştirerek, markanın evrimini anlamamıza olanak tanıyor.

Prada

Prada soğuk hava şartlarının nostaljisini mimari detaylarla birleştiriyor. Raf Simons ve Miuccia Prada'nın keskin estetiği, devasa omuzlar ve endüstriyel kumaşlar aracılığıyla bir üst seviyeye taşınıyor. Gömlek elbiselerin modern yorumu, çelik mavisi ve pas rengiyle derinleşirken, simetrik dikişler ve asimetrik katmanlar koleksiyonun entelektüel yapısını sağlamlaştırıyor. Marka fonksiyonellik ve sanatı bir araya getirirken tasarımlarını şehir hayatından gerçek birer silüet gibi sunuyor. Tüm bunların yanı sıra koleksiyon, kadınlık ve güzellik kavramlarını sorgulayan radikal bir yaklaşımı yansıtıyor. Miuccia Prada ve Raf Simons, geleneksel kadınsı şekilleri deforme ederek, özgürleştirici bir güzellik anlayışı sunuyor. Elbiselerin tasarımında kullanılan kırışıklıklar ve düzensizlikler, geçmişe dayalı normların ötesine geçiyor. "Bana dokun" diyen kumaşlar yerine, sert ve mesafeli malzemeler tercih adilmiş

Fendi

Bu sezon 100. Yılını kutlayan Fendi, geleneksel İtalyan terziliğini yenilikçi detaylarla yorumluyor. Koleksiyon Silvia Fendi'nin vizyonunu ve markanın köklerini taşıyarak aristokrat bir nostalji sergiledeğiyse aşikar. Derin dekolteli kaşmir paltolar, drapeli elbiseler ve minimal deri detaylar, lüksü olabildiğine hissettiren ama abartıdan uzak bir zarafete kavuşuyor. Gri, bej ve toprak tonlarının hâkim olduğu koleksiyon, podyumda sade kalıpları ve güçlü anlatısıyla karşımıza çıkıyor. Tasarımlar, markanın kadınsı zarafetini ve geleneksel işçiliğini bir arada sunmayı amaçlamış. Podyumda yer alan her parça, sadece stilin değil, ailenin mirasının da bir yansıması değerinde. Silvia Fendi'nin elinden çıkan bu koleksiyon, geçmişle bugünün birleştiği, zamansız bir güzellik yaratıyor.

Ferragamo

Ferragamo'nun 2025-2026 koleksiyonu, Pina Bausch'un etkisi altında şekilleniyor ve markanın ruhunu taşıyan bir performans havası yaratıyor. Maximilian Davis, zarafeti ve hareket özgürlüğünü ön planda tutarak, koleksiyonu gerçeküstü unsurlarla zenginleştiriyor. Koleksiyon, kumaşların duygusal ifadesiyle hayat buluyor; tüyler, saten, dantel ve işlenmiş koyun kürkleri, her biri farklı bir hikaye anlatan parçalarda bir araya geliyor. Davis'in referansları, geçmişin izlerini bugüne taşırken, Ferragamo'nun işçiliği ve zarafeti her adımda hissediliyor. Bu koleksiyon, modern tasarımlar ile geleneksel zanaatın birleşiminden doğuyor ve Ferragamo'nun estetik mirasını kutluyor.

Versace

Versace'nin 2025-2026 Sonbahar Kış koleksiyonu, Donatella Versace'nin cesur ve özgür ruhunu yansıtan bir başyapıt olarak karşımıza çıkıyor. Gianni Versace'nin izinden giderek, markanın DNA'sına sadık kalan Donatella, klasik tasarımları modern bir yaklaşımla harmanlıyor. Koleksiyonun öne çıkan ögeleri, yüksek enerjili, cesur tasarımlar ve zengin kumaşlarla bezeli parçalardan oluşuyor. Versace'nin ikonik motifleri, bu sezon farklı bir anlam kazanıyor; V harfleri, öne çıkan detaylarla yeniden şekilleniyor. 3D baskılı elbiseler, büyük kristallerle vurgulanan tasarımlar ve suni elmas işlemeli kotlar, gen Z'ye hitap edebilir nitelikte. Kısacası Donatella'nın geçmişe olan sevgisi, geleceğe olan cesur bakış açısıyla birleşerek Versace'nin gücünü ve özgüvenini, yeni bir formda kutluyor. Böylece markasının kodlarını onun kadar iyi kimsenin bilemeyeceğini yeniden gösteriyor.

Tod's

Tod's, Matteo Tamburini ile her geçen sezon kendine yeni bir kimlik oluşturuyor. 2025-2026 koleksiyonu, işçilik ve estetiği birleştiren zengin dokularla şekillenen bir silüet sunuyor. Kaşmir trençkotlar, kalıplı blazerlar ve fonksiyonel deri çantalar, markanın yıllardır süregelen minimal ama sofistike estetiğini vurguluyor. Bej, koyu kahve ve kömür tonlarının hâkim olduğu koleksiyonda, yün ve süet gibi zengin dokular tam anlamıyla mevsimin ruhuna uyumlanıyor. Koleksiyon, İtalyan sanatçılarının dokusal çalışmalarından ilham alarak, kumaşların yüzeylerine derinlik kazandırıyor. Tamburini, minimalizmi daha yumuşak bir yaklaşımla sunarken, dış giyim parçaları öne çıkıyor. Pürüzsüz deri ya da tüylü kumaşlarsa kendi başına bir sanat eseri gibi tasarlanmış. Tamburini'nin bu sezonki en büyük başarısı, minimalist formları, zengin dokularla birleştirerek yeni bir çağın estetiğini yaratması. Bu koleksiyon, her detayıyla modanın temel ilkesine, yani işçiliğe saygı duruşunda bulunuyor.

Max Mara

Max Mara'nın 2025-2026 koleksiyonu, İngiliz edebiyatının en önemli figürlerinden Brontë kız kardeşlerinin kahramanlarından ilham alıyor. Tasarımlar, fırtınalı Yorkshire manzarasının ruhunu yansıtarak, romantizmi ve zarafeti bir arada sunuyor. Soğuk çakmak taşı grisi gibi, doğanın sert ve huzurlu yanlarını harmanlayan kumaşlar, koleksiyonun temelini oluşturuyor. Kaşmir, yün ve deri gibi lüks malzemelerle bezenmiş, modern bir yorumla sunuluyor. Camel, antrasit ve koyu mürdüm gibi tonlar da koleksiyonun zamansız ruhunu pekiştiriyordu. Max Mara, geleneksel İngiliz estetiğini, feminen silüetlerle birleştirerek zamansız bir şıklık yaratıyor. Her parça, zarif bir şekilde vurgulanan yapılarıyla dikkat çekiyor ve Max Mara'nın sofistike dünyasında, stilin ötesinde bir anlam taşıyor.

Fotoğraflar: Getty Images Türkiye