Berin SOMAY – [email protected] / Fotoğraflar: Doruk SEYMEN
Cihan Kıpçak
Kendi mutfağınızı ve stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Kendi duruşumu anlatmak için daha önce yapmış olduğum La Mouette, Gile ve Tabla’daki mutfak anlayışına bakmak yeterli olacaktır. Bu restoranların hepsi farklı konseptlerde olmasına rağmen, ortak özellikleri bu coğrafyanın tatlarının rekonstrüktif hallerini tabağa yansıtmalarıydı. O zaman misafirlerimiz bizim mutfağımızı ‘Avantgarde Türk Mutfağı’ olarak tanımlamıştı, ki bu en doğrusu olabilir.
Maksut Aşkar
Hem yapmaktan hem de yemekten keyif aldığınız favori yaz lezzetleriniz hangileri?
Yaz deyince akla domates ve patlıcan gelir. Karpuz, kavun da aynı şekilde. Küçüklüğümde babaannemin yanında kalırken akşamları kahvaltı yapardık. Kahvaltıda peynir, zeytin, karpuz, kavun, zahter ve zeytinyağı olurdu. Bunların hepsinin bir araya geldiği bir tabak çıkardık ortaya. Adı da ‘Yaz Kahvaltısı’ oldu. Sarı kiraz, kırmızı kiraz, erik, karpuz, kavun, zahter, zeytin ve iki sene önce yapmış olduğumuz bir erik sirkesinin havyarı tek bir tabakta toplanıyor.
Hazer Amani
“Yaz deyince benim aklıma kabaklar, patlıcanlar ve domatesler geliyor. Çok basit bir cevap olacak ama menemeni çok severim yaz aylarında. Karnıyarık da en sevdiğim yemeklerden bir tanesidir. Yazın insan çok baharatlı ve acılı şeylerdense, daha hafif ürünleri tercih ediyor. Restoranımızda da iki tane konseptimiz var. ‘Showroom’un daha sağlıklı bir menüsü var. Salatalarımızdan birinin adı da ‘Yaz Güzeli’. Enginarlı, kuşkonmazlı, içinde üç-dört çeşit domates olan bir salatamız. Mevsiminde ürünü kullanınca zaten lezzetli oluyor. ‘Fireroom’un menüsünün ise pek mevsimi yok. Sokak lezzetleri dört mevsim de tüketilebiliyor. Kokoreçin de, burgerin de mevsimi olduğunu düşünmüyorum."