Elma sirkesi, elmanın kendisinin veya kabuğunun bakteriler tarafından parçalanması (fermantasyonu) sonucunda oluşur. Fermantasyonun ilk aşamasında elmadaki şeker bakteriler tarafından parçalanarak alkole çevrilir. Bu yüzden sirke yaparken tatlı elmaları tercih edilir. İkinci aşamada alkolde parçalanır ve sirke ortaya çıkar. Sirke dediğimiz şey aslında içinde vitamin ve mineral de bulunan asitli sudur. Buna biz beslenme biliminde asetik asit deriz. Sirkenin şekerin kontrolüne yardımcı olduğunu gösteren birkaç bilimsel çalışma vardır. 2007 yılında, tip II diyabeti olan hastalarda yapılan bir çalışmada yatarken alınan iki kaşık elma sirkesinin ertesi sabahki açlık şekerini yüzde 4-6 oranında düşürdüğü gösterilmiştir. Fakat elma sirkesinin insanlarda kolesterolü düşürdüğü, tansiyona iyi geldiği ve kalp hastalığını önlediği yolundaki bilgiler de ispat edilememiştir.
Sirke tüketimi ile kanserden koruma arasındaki ilişki de araştıran çalışmalar çelişkilidir. Bir çalışmada elma sirkesinin yemek borusu kanserini azalttığı gösterilmiş, bir başka çalışmada ise mesane kanseri oranlarını yükselttiği iddia edilmiştir. Sirkenin kilo kaybına yardımcı olduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Sirke doygunluğu artırıp insüline ihtiyacı azaltmaktadır. Bu nedenle salata, çorba veya suyla karıştırarak sirkeyi uygun miktarda tüketmek zayıflamaya yardımcı olabilmektedir. Sirkeyi cildinize sürmeyin, siğil tedavisinde kullanmayın, her gün düzenli olarak tüketmek istiyorsanız günde iki tatlı kaşığından fazla içmeyin. Elma sirkesi de olsa tüm sirkeler neticede asittir. Kaşıkla içenlerin, arkasından suyla ağızlarını çalkalamaya dikkat etmeleri gerekir. Özellikle kendi yaptığınız sirkeleri sulandırmadan kaşıkla içmeniz doğru olmaz, mutlaka su veya meyve suyu ile seyretmelisiniz. Elma sirkesi en başta dişlerimiz için risk teşkil eder ayrıca yemek borusu ve mideyi de rahatsız edebilir. Bu nedenle tek başında değil besinlerle beraber tüketmeyi tavsiye ederim.
Uzman Diyetisyen Selahattin DÖNMEZ