Lipoik asit, 1930 yıllarda keşfedilen bir antioksidan. Karaciğerimizde sentezlenebilen bir bileşik. Bazı özel yiyecekler lipoik asitten oldukça zengin. Bu mucize yiyecekleri yedikten sonra ince bağırsaklarımız besinlerin sindirilmesi sonucu ayrışan lipoik asidi emerek karaciğere getirmekte. Vücut için gerekli detoks işlemlerini aktive ettikten sonra ise % 80 kadarı da idrarla atıldığı için vücuda zararı olmayan metbolik destek sağlayan güçlü bir antioksidan diyebiliriz.
Lipoik asit beyin antioksidanıdır: Lipoik asidin yapısında bulunan tiyoller biyolojik olarak aktivite gösteren antioksidan grubudur. Ve bu bileşikler vücutta oluşan serbest radikalleri, nitrojen türlerini temizleyerek ve E vitamini gibi antioksidanların da yeniden oluşumuna destek vererek vücutta güçlü etkiler sağlayabilmektedir. Lipoik asidin diğer bazı antioksidanlardan farkı kan-beyin bariyerini geçme potansiyeli göstermesidir. Böylece beyni zararlı bileşiklerden de temizleyerek onarıcı fonksiyon gösterebilmektedir.
Karaciğer ve beyin detoksuna birebir: Lipoik asit vücutta bazı antioksidan öncüsü mineraller olan demir, bakır, magnezyum ve çinko ile birleşerek organizmada oluşan zararlı bileşiklerin etkisiz hale gelmesinde büyük rol oynar. Özellikle ağır metallere maruz kalan vücudun toksik etkilerini önlemede lipoik asitten zengin yiyecekleri gün içinde serbest miktarlarda tüketmek ya da bu yiyeceklerin suyunu sıkarak içmek beyin, kalp ve testislerde arınmayı kolaylaştırarak ağır metal organ hasarlarını önleyebilmektedir. Özellikle ağır metal içeren psikolojik ilaçlar kullanan kişilerde nörolojik hastalıkların tedavisinde alfa lipoik asit kullanımı ilacın içindeki ağır metalin organlardaki tahribatını önleyeceği bildirilmektedir.
Öğrenme kabiliyetine destek olabilir: Erken yaşlanma hiçbir insanın istediği bir gelişme değildir. Yaşlanmayı geciktirmek ve sağlıklı yaş almak için beslenme faktörleri oldukça ciddi etkiler göstererek yılları ters çevirmeyi de sağlayabilmektedir. Lipoik asit ile ilgili araştırmalar; erken yaşlanma ile meydana gelen beta amiloid seviyesinde azalmanın lipoik asit desteği ile önlenebildiği ve böylece bilişsel fonksiyonların gelişebildiği bildirilmiştir. Erken yaşlanma nörodejenerasyon azaltılarak başarılmaktadır.
5 sihirli sebze ile toksinlere son: Yiyeceklerle alınmadığında lizin içeren proteinli yiyeceklere bağlı olarak sentezi olan lipoik asidin aslında 5 adet özel sebzede yüksek dozda içerdiğini söylemeliyim. Ispanak, brokoli, domates, bezelye ve Brüksel lahanası yılın her mevsimi yiyebileceğiniz lipoik asit kaynakları. Çiğ olarak tüketilmesi önerilen bu sebzelerde taze bitki dokusunda yüksek oranda lipoik asit içerdiği için salatalara koymanız en doğru beslenme alışkanlığı olacaktır. Piyasada satılan lipoik asit kapsüllerinin de yaklaşık 50-600 mg arasında lipoik asit içerdiğini belirten makaleler, bu dozların toksik etkilerinin olmayacağının da altını çizmektedirler. İnsanlarda yapılan araştırmalarda 600-2400 mg kadar lipoik asit alımının güvenli olabileceği belirtilmiştir.
Lipoik asit kan şekerini dengeler: Alfa lipoik asit insülin sinyal iletiminde glikozun yani kandaki şekerin gerekli dokularda kullanımını arttırıcı etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Bu görevi iskelet kası ve vücudun yağ depolarında tirozin, serin/tironin kinazları aktive ederek sağladığı bilimsel olarak belirtilmektedir. Lipoik asitten zengin besinlerin düzenli tüketilmesinin plazma insülin ve serbest yağ asitleri düzeyinde azalmaya neden olduğu, kan şekerinin normal sınırlara hızlıca gelebildiği ve bu sayede diyabet ile obeziteden de koruyucu etki sağlayabildiği açıklanmaktadır. Her gün bolca taze domates tüketin. Salatalarınıza ince kıyılmış ıspanak ve brokoli koymayı ihmal etmeyin. Beyaz etlerin yanına bezelyeden püre yapın. Böylece vücut kan şekeri dengesini sağlarsınız.