Efruz Çakırkaya ile İstanbul Müzik Festivali Üzerine

Bu sene 50. yaşını kutlayan İstanbul Müzik Festivali, 6-24 Haziran tarihleri arasında “İstanbul” temasıyla müzikseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Bir araya geldiğimiz Festivalin direktörü Efruz Çakırkaya'dan, İstanbul Müzik Festivali'nin dünü, bugünü ve yarınını dinliyoruz.

YAZAR: Kübra Bıçak
9 Haziran 2022 Perşembe 16:59 | Son Güncellenme:
24 dakika okunma süresi

Klasik müzik tutkunu olan Efruz Çakırkaya Bilkent Senfoni Orkestrası'yla yollarının kesişmesiyle hayatının değiştiğini belirtiyor. Altı yıl topluluğun idari yöneticiliğini yaptıktan sonra İstanbul'a taşınan Çakırkaya, Direktör Yardımcılığı'yla başlayan İKSV serüveninde bugün, İstanbul Müzik Festivali Direktörlüğü görevini üstleniyor. Yarım asırdır klasik müziğin seçkin isimlerini izleyiciyle buluşturan İstanbul Müzik Festivali'nin 50. yılında geldiği noktayı Çakırkaya, "İstanbul'un kültür-sanat yaşamını zenginleştiren, ülkeye festival kültürünü kazandıran, festivallerinde sunduğu ödüller, verdiği eser siparişleri, yer aldığı yerel ve uluslararası ortak yapımlar ile atölyelerle güncel kültür-sanat üretimini destekleyen, sektöre durmaksızın insan yetiştiren çok önemli bir kurum İKSV" sözleriyle anlatıyor. Çakırkaya ile müzik dolu sohbete davetlisiniz.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) bünyesinde, İstanbul Müzik Festivali Direktörlük görevini üstleniyorsunuz. Kariyer yolculuğunuzu sizden dinleyebilir miyiz?

Lisans eğitimimi Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde İtalyan Dili ve Edebiyatı üzerine yaptıktan sonra, üç yıl kadar İtalya'da yaşayıp Floransa Üniversitesi'nde Dil ve İletişim üzerine yüksek lisansımı tamamladım ve Ankara'ya döndüm. Klasik müziğe olan tutkumu bilen yakın bir arkadaşımın yönlendirmesiyle, idari yönetici arayan Bilkent Senfoni Orkestrası'na başvurdum ve hayatımı değiştiren olağanüstü bir dünyaya adım atmış oldum. Altı yıl kadar topluluğun o dönemki müzik direktörü ve şefi Emil Tabakov'la orkestranın sezon programları, turneleri, CD kayıtları üzerine çalıştıktan sonra İstanbul'a taşınmaya karar verdim. Bilkent yıllarımda tanıştığım ve daha evvel İş Sanat Artistik Direktörü olan sevgili Yeşim Gürer Oymak henüz yeni İKSV'ye geçmişti ve ekibinin büyük bir bölümünün işten ayrıldığı o dönemde, bana festivalin Direktör Yardımcılığı pozisyonunu teklif etti. Hayatımın en önemli şanslarından biri olan bu şahane daveti havalara uçarak kabul ettim elbette! 10 yıl kadar etle tırnak misali birlikte çalıştıktan sonra Yeşim, vakfın Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna terfi etti; İKSV Yönetim Kurulu da İstanbul Müzik Festivali Direktörlüğü'ne beni layık gördü. En önemli mentörüm ve idolüm olan Yeşim'e ve bu kıymetli pozisyonu bana teslim eden yöneticilerime şükran borçluyum.

Müzik, hayatınızda nasıl bir rol üstleniyor?

Müzik, günümü neşe ve huzurla sürdürebilmem için yaşamsal bir kaynak. Sabah gözümü, kafamda çalan bir müzikle açarım ve bu kulağıma bir şekilde çalınmış herhangi bir türde, çoğunlukla bilinçaltıma ittiğim bir şarkı da olabilir. Müzikal hafızam adeta öyle çok da sofistike olmayan karman çorman bir juke box! Müzik gerçek anlamda beyin kimyamı değiştiriyor ve dengede kalmamı sağlıyor. Büyülü, iyileştirici bir aleme sokuyor. O nedenle işim gereği dinlediğim spesifik sanatçılar, eserler ve kayıtlar dışında, gün boyu fonda klasik müzik radyoları açıktır. Müziğin sadece ruhsal keyif vermediği; ağrı ve depresyon tedavisinden, hafıza güçlendirmeye insan yaşam kalitesini yükselten ve birçok sıkıntıya çare olduğunu gösteren onlarca klinik araştırma var. Kişilerin ruh halindeki etkisini, festival konserlerine gelen izleyicilerin konser öncesi ve sonrası davranışlarından da sıklıkla gözlemlediğimi ve salondan huşu içerisinde çıkan insanların o tatlı yüz ifadelerinden büyük haz aldığımı da söylemeliyim.

İstanbul Müzik Festivali bu yıl 50. yaşını kutluyor. Bir festivalin yarım asrı devirebilmesi başlı başına çok önemli. Neler söylemek istersiniz bu konuda?

Birçok konuda devamlılığın sorun olduğu bir coğrafyada, yarım asırdır kesintisiz olarak bir klasik müzik festivali düzenleniyor olması, öncelikle İKSV'nin ve İstanbul Müzik Festivali'nin sağlam kurucu temellerini atan kıymetli Nejat F. Eczacıbaşı'nın vizyonuna dayanıyor diye düşünüyorum. Her yaz festivalin gerçekleşebilmesini sağlayan sponsorlar, destekçiler, Lale Kart üyelerimiz, festival izleyicileri ve elbette festivalin gelmiş geçmiş tüm emektar çalışanları da, yarım asırdır süren bu hayalin ve başarının en büyük paydaşları. Bu yıl festivalle birlikte İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın kuruluşunun da 50. yılını kutluyoruz. İstanbul'un kültür-sanat yaşamını zenginleştiren, ülkeye festival kültürünü kazandıran, festivallerinde sunduğu ödüller, verdiği eser siparişleri, yer aldığı yerel ve uluslararası ortak yapımlar, atölyelerle güncel kültür-sanat üretimini destekleyen, sektöre durmaksızın insan yetiştiren çok önemli bir kurum İKSV. İKSV ile yolu bir şekilde kesişen, etkinliklerine katılan herkesin, bu önemli yıl dönümü ile gurur duymasını arzu ediyor ve bu başarıyı coşkuyla kutlamasını diliyorum.

Geçmişe doğru bir yolculuk yapalım ve 50 yılda İstanbul Müzik Festivali neler yaptı; hangi ilklere imza attı sizden dinleyelim.

Yarım asırlık tarihinde Türkiye'den ve dünyanın pek çok farklı ülkesinden 45 bine yakın sanatçı ile topluluğu 3,5 milyonu aşkın izleyiciyle buluşturan İstanbul Müzik Festivali, verdiği eser siparişleriyle şimdiye kadar 20 yeni klasik müzik eserinin bestelenmesine aracı oldu. Klasik müzik literatürüne yapılan önemli bir katkıdır bu. 2012 yılında başlattığımız Aydın Gün Teşvik Ödülü ile 30 yaş altı 10 genç müzisyenimizin kariyerine destek olduk. 2018 yılından bu yana TSKB desteği ile sürdürdüğümüz Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Eğitim Destek Fonu ile de 53 genç kadın müzisyenimizin eğitim ve kariyer hayallerinin destekçisi olduk.

Sizin en unutulmaz festival anılarınız neler?

2015 yılında Borodin Quartet'i, Yaşam Boyu Başarı Ödülü'nü vermek üzere Rus piyanist Boris Berezovsky ile bir konser gerçekleştirmek üzere davet etmiştik. Konserden bir gün önce İstanbul'a gelen dörtlünün üyeleri bize "Berezovsky geliyor değil mi, eminsiniz?" diye sorup, kendisine ulaşmak konusunda ısrarcı oldular. Meğer piyanistimiz, ajandasındaki konser tarihlerini hep karıştırırmış! Aynı gece ulaştığımız Berezovsky ertesi gün, yani konserin olduğu gün ceketini alıp bulduğu ilk uçağa atlayıp geldi. Ancak bu sefer de konserde çalacağı eserin notalarını unutmuştu! Neyse ki teknoloji imdadımıza yetişti, performansa birkaç saat kala internetten bulduğumuz notaları genel provaya ve konsere yetiştirdik. O gece Berezovsky konserde kusursuz çalmış, hepimizin gönlünü almıştı.

Festivalin bu yılına dönecek olursak, "İstanbul" temasıyla izleyiciyle buluşuyorsunuz. Bu temayı seçmenizin özel bir nedeni var mı?

Geçtiğimiz 50 yıl süresince şehrin kültürel hafızasında büyük yer edinen İstanbul Müzik Festivali'nin, bu önemli kutlama yılında temasını İstanbul'a, zengin tarihi boyunca farklı kültürlere ev sahipliği yapmış ve nice sanatçıya ilham vermiş bu güzel, özel şehre adamasını istedik. İsmini, enerjisini ve esinini dünyanın bu en büyülü şehrinden alan festival; 50. programında, "İstanbul" temasıyla şehrin çok sesli, çok dilli, çok kültürlü yapısına adanan, zaman zaman geçmiş festivalleri de anımsatan özel projelere ve repertuvarlara yer verecek. Bu yıl festivalin çok renkli afişi de; 1. İstanbul Festivali'nin afişinden ilham alınarak oluşturuldu. Tasarım, İstanbul'un kültürel çeşitli katmanlarını, çok renkliliğini ve şehrin dinamizmini vurguluyor. 1. İstanbul Festivali'nin renkli dünyasına ve İstanbul vurgusuna gönderme yapan afişimizin içinde, İstanbul silueti arasında 50 sayısının da saklı olduğunu göreceksiniz. Festival afişimizi hazırlayan ajans Muhabbet'e ve yaratıcı ekibine de buradan teşekkür etmek isterim.

Festival seçkisini hazırlarken en çok dikkat ettiğiniz noktalar nelerdi? Sanatçı seçimlerini ve programı hangi kriterlere göre yaptınız?

İstanbul Festivali ilk yıllarında farklı disiplinleri kucaklayan, birçok farklı müzik türünü İstanbullulara sunan bir program seçkisine sahipti. 50. kutlama yılında biraz festivalin ilk yıllarına öykünmek istedik; festival programında klasik ve barok müziğin yanı sıra; klasik Türk müziği, dünya müziği, Osmanlı saray müziği ve caz içeriklerine daha fazla alan açmaya çalıştık. Festivalin bu yılki teması olan "İstanbul"a gönderme yapan özel projelere ve repertuvarlara yer vermeye çalıştık. Her yıl olduğu gibi bu sene de her biri, birbirinden değerli yıldız solistleri ve toplulukları davet ettik.

Peki, 50. yılında İstanbul Müzik Festivali'nde dinleyicileri neler bekliyor?

6-24 Haziran tarihleri arasında, Borusan Holding'in katkılarıyla gerçekleşecek festival, üç hafta boyunca 12 farklı mekanda Türkiye ve yurt dışından 65'in üzerinde solist, topluluk ve orkestrayı konuk edecek. Geçtiğimiz iki yıl pandemi nedeniyle festivalde kalabalık orkestraları ağırlayamamıştık. Konser salonlarına ve geniş sahnelere döndüğümüz bu yılda Avrupa'dan ve ülkemizden festivale katılacak prestijli büyük senfonik topluluklar, klasik müzik dünyasının birçok yıldız ismine eşlik edecek. Festivalde İngiliz besteci Thomas Ades ile Çinli şef ve besteci Tan Dun'a sipariş ettiğimiz iki yeni eserin Türkiye prömiyeri gerçekleşecek. Multimedya, dans ve dijital animasyonlarla zenginleştirilen çocuk-aile konserleri, resitaller, oda müziği konserleri, klasik müzikseverleri mutlu edecek. Klasik Türk müziği, Osmanlı saray müziği ve caz içerikli konserler farklı müzik türlerinden hoşlanan izleyicilere hitap edecek. Şehrin her iki yakasında, ücretsiz olarak gerçekleştirilecek; farklı yaş gruplarını kucaklayacak atölye ve performanslarla da, çocukları müzikle, sanatla bir araya getirmeye devam edeceğiz.

Bu yıl İstanbul, AKM gibi önemli bir sanat merkeziyle tekrar kucaklaştı. Daha önceki yıllarda festival konserlerine ev sahipliği yapan AKM'de bu yıl hangi konserler olacak?

Festivalin tarihindeki en ikonik mekanlarından biri olan Atatürk Kültür Merkezi'ne, 50. yılımızda yeni çehresiyle tekrar kavuştuğumuz için heyecanlı ve mutluyuz. Festival 6 Haziran'da Türk Telekom Opera Salonu'nda Rus asıllı Amerikalı yıldız piyanist Kirill Gerstein'a eşlik edecek Tekfen Filarmoni Orkestrası konseri ile açılacak. Hemen ertesi gün Fazıl Say'a 2013'te ECHO Klassik Ödülü'nü getiren ünlü ilk senfonisi "İstanbul" ile festival temasına en önemli göndermeyi yapacağız. Fazıl Say'ın sekiz bölümden oluşan ve her bölümü ayrı bir Türk aydınına adanan son eseri "Portreler"den; İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın kurucusu, Dr. Nejat Ferit Eczacıbaşı'na ithafen piyano ve flüt için bestelenen eseri de yine bu heyecan verici konserde dinleyeceğiz. 9 Haziran akşamı, bu sezon 75. yılını kutlayan ünlü Alman topluluk Deutsches Symphonie-Orchester Berlin, İtalyan şef Giovanni Antonini yönetiminde bir divaya; Avusturyalı lirik soprano Anna Prohaska'ya eşlik edecek. Piyanist Alexandra Dariescu'nun multimedya, dans ve dijital animasyonlarla zenginleştirilen çocuk-aile etkinliği "Fındıkkıran ve Ben" AKM Tiyatro Salonu'nda 11 Haziran'da gerçekleşecek. Ülkemizin en köklü senfonik orkestrası Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası; 50. yılında İstanbul Müzik Festivali'nde görkemli bir kutlama konseri verecek ve çağımızın en önemli viyolonsel sanatçılarından biri olan Fransız Gautier Capuçon'a 12 Haziran akşamı düzenlenecek konserde eşlik edecek. Eczacıbaşı Holding'in 80. yılı ve İstanbul Müzik Festivali'nin 50. yılında; Eczacıbaşı Vakfı bursu ile desteklenip kendi kuşaklarının en parlak yıldızları olan solistleri ile halen burstan faydalanmakta olan genç ve başarılı müzisyenlerden; bu kutlamaya özel olarak kurulan, Dr. Nejat Ferit Eczacıbaşı Vakfı Müzik Yıldızları Oda Orkestrası ise, 15 Haziran'da AKM Tiyatro Salonu'nda düzenlenecek konserde Gülsin Onay, Hande Küden, Gökhan Aybulus, İris Şentürker, Özgür Ünaldı, Elvin Hoxha-Ganiyev, Nil Kocamangil ve Melih Kara'ya eşlik edecek. AKM 22 Haziran akşamında da, Grammy ve Oscar ("Kaplan ve Ejderha-Crouching Tiger Hidden Dragon") dahil pek çok prestijli ödülün sahibi, besteci Tan Dun'un, kemancı Daniel Hope, piyanist Alexey Botvinov tarafından Türkiye prömiyerinin gerçekleştirileceği 'İkili Konçerto'sunun yer aldığı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası konserine ev sahipliği yapacak.

Festivalin sanatçı seçimleri kadar mekan seçimleri de dikkat çekici. Şehrin her yerine yayılan festival bu yıl hangi mekanlarda gerçekleşecek?

İstanbul Müzik Festivali şehrin tarihi ve kültürel mirasına dikkat çekmek misyonunu 50. yılında da sürdürüyor. "İstanbul" teması ile kurguladığımız festival programını bu özel şehre adarken, İstanbul'u yine büyük bir sahne olarak hayal ettik. Geçtiğimiz yıllarda kullandığımız Sakıp Sabancı Müzesi Fıstıklı Teras, Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi, Fransız Sarayı, Süreyya Operası gibi festival izleyicilerinin aşina olduğu mekanların yanı sıra; Kadıköy ve Yeldeğirmeni'nde Müzik Rotası konserlerinin yer alacağı Hemdat İsrael Sinagogu, Aya Triada Rum Ortodoks Kilisesi ve Moda Meryem Ana - Asompsiyon Kilisesi bu yıl ilk kez kullanacağımız mekanlar arasında. Ücretsiz etkinliklerimizden biri olan, Çağlar Fidan, Asineth Fotini Kokkala ve Nikos Papageorgiou'nun gerçekleştireceği "İstanbul: Şehrin Müziği" başlıklı konserin yer alacağı Şerefiye Sarnıcı da bu yıl ilk kez kullanacağımız çok özel bir mekan.

Festivalde her yıl "Yarının Kadın Yıldızları" projesine imza atıyorsunuz. Bu sene genç kadın müzisyenlere nasıl destek olacaksınız? Bu destek projesi ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Kadın eğitimine ve istihdamına büyük önem veren, bu konuda farklı burslar veren bir kurum olan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası ile 2018 yılında pozitif bir ayrımcılık yaparak, özellikle genç kadın müzisyenlere yönelik bir fon oluşturduk. "Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Eğitim Destek Fonu"na, yurt dışında bir müzik okulundan lisans veya lisansüstü seviyesinde kabul alan, yurt dışında müzik eğitimini sürdüren ya da kariyer gelişimine olumlu katkıda bulunacak ustalık sınıfı, orkestra seçmesi, uluslararası yarışma gibi etkinliklere katılım veya çalgı alımı için desteğe ihtiyaç duyan, klasik müzik alanında çalgı, şan veya şeflik alanlarında eğitim alan kadın müzisyenler başvurabiliyor. Projeyle geçtiğimiz dört yıl içerisinde toplam 53 genç kadın müzisyenin eğitim ve kariyer hayallerinin destekçisi olduk. Bu yıl ise 16 genç müzisyenimiz daha, projeden destek almaya hak kazandı. Bu fondan yararlanan ve önemli başarılara imza atan genç müzisyenlerimizi gururla takip ediyor, onlara festival programında yer vermeye de devam ediyoruz.

EN ÇOK OKUNANLAR

Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

1 dakika okunma süresi
Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
Versace Saatleri Sonbahar-Kış 2024 Koleksiyonu Tanıtıldı

Versace Saatleri Sonbahar-Kış 2024 Koleksiyonu Tanıtıldı

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Lisa Resling-Halpern ve Kathryn Oskay ile Türk Tasarım Sergisi Üzerine

Lisa Resling-Halpern ve Kathryn Oskay ile Türk Tasarım Sergisi Üzerine

Rabia Güreli ile Contemporary Istanbul Üzerine

Rabia Güreli ile Contemporary Istanbul Üzerine

Erol Tabanca ve İdil Tabanca ile Sanat Üzerine

Erol Tabanca ve İdil Tabanca ile Sanat Üzerine

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Şeflerin En'leri: Favori Lezzet Durakları

Şeflerin En'leri: Favori Lezzet Durakları

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

Aslı Gümüşel Hakkında Bilinmeyenler

Aslı Gümüşel Hakkında Bilinmeyenler

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine