Ecem Özkaya olduğu gibi, içi dışı bir haliyle stüdyoda hepimizi pozitif enerjisiyle etkisi altına alıyor. Sohbet etmeye başladıktan kısa bir süre sonra sanki uzun yıllardır tanışıyormuşuz hissine kapılıyorum. İçtenlikle anlatıyor her halini. "İyi ki varsın oğlum!" sözleriyle dile getirdiği oğlu Kaan başta olmak üzere sevdikleriyle çevrili, hayallerle dolu bir dünyası var... Gelin onun dünyasını birlikte keşfedelim.
Oyunculuğa ilk başladığın yıllara dönersek ilk set deneyimini hatırlıyor musun, nasıl hissetmiştin?
"Kartallar yüksek uçar" diye bir dizi çekiyorduk. Yeşilçam dibimde! Sahne 1, plan 1, rahmetli Fikret Hakan ile dede-torun oynuyorduk. İnanılmaz heyecanlanmıştım.
Bir rolü canlandırırken set bittiğinde o rolden çıkmak kolay oluyor mu?
Karakterin yaratım süreci başladığı an gelişmeye hep devam eder. Oyuncu, dışarıdan toplayacağı malzemelerle kendi yaşantısını dengelemeyi öğrendiği zaman, artık rolden çıkması kolay olur ama en başlarda, projeyi ilk eline aldığında zor olabiliyor.
Bugüne kadar canlandırdığın rollerde kendine en yakın hissettiğin karakter hangisiydi?
Hiç böyle düşünmemiştim. Hepsi bana çok yakındı, bendendi; fakat son zamanlarda Rengin'le daha sık beraberiz. Bu yüzden ona daha yakın olduğumu söyleyebilirim.
Rol model aldığın veya ilham kaynağın olan isimler var mı?
Tek tek kişilerden bahsedemem ama hayatıma bir şekilde değmiş insanların çeşitli özelliklerinden ilham aldığım oldu. Tabii önce oğlum var. Doğduğundan beri bana katkısı olan çok an vardır; sonra annem, babam ve kardeşim... Listem uzun.
"Bahar" dizisinde canlandırdığın karakter çok ilgi gördü, bunu neye bağlıyorsun?
Gerçekliğine. Ne kadar soğuk, katı, köşeli görünse de; içinde saçı sevilsin diye bekleyen, yaraları olan bir kız çocuğu var ve bu kadınlardan bizim coğrafyamızda maalesef çok var.
Annelik ve oyunculuk arasında bir denge kurmak zor oluyor mu? Set temposu yoğunken bu süreci nasıl yönetiyorsun?
Zor oluyor, çaba istiyor. Düzensizlik içinde bir düzen kurma sihirbazı oluyorsun. En büyük desteği annemden, babamdan alıyorum. İyi ki varlar.
Anne olmak oyunculuğunu nasıl etkiledi? Karakterlerine daha farklı bir perspektiften bakmana neden oldu mu?
Karakterlere gelene kadar tüm bildiklerim baştan yazıldı. Elbette bir oyuncu için tecrübeleri, referans duyguları önemli kapitaldir. Annelik de bana ne kattıysa artık buradan bakıyorum.
Anne olduktan sonra hangi yönlerini keşfettin?
Tüm sıfatları bir kenara koyup bu zamanda bir birey yetiştirmenin hayat akarken artısı eksisiyle eğrisiyle doğrusuyla bilincini edinmek için kendime çok yüklendim. Sonra bir saldım. O iyi geldi. Çünkü "Ben neye dönüşürsem evladıma layık bir anne olabilirim?" güzel bir soruydu benim için.
Oğlun Kaan ile nasıl bir ilişkin var?
Çok samimi. İletişim kurmak bizim ilacımız gibi çok şükür. İyi ki varsın oğlum!
Set dışında bir günün nasıl geçiyor, güne nasıl başlarsın?
Kaan'la kahvaltı edebilmek için güne saat 07.30' da başlıyorum. Eğer öğleden sonra vaktim olursa da mutlaka spordayım. Arkadaşlarımla denk gelmeye çalışırım. Bazen yalnız kalmak da iyi gelir. Setten dolayı sezon içinde hobilere zaman kalmıyor ya da ben yaratamıyorum.
Bu mesleği seçmeseydin sence tercihin ne yönde olurdu?
Müzik olurdu. Dans olurdu. Yine sanat olurdu.
Hayatında kırılma noktası olarak tanımlayabileceğin anlar var mı?
Var tabii. Ergenliğimle beraber neredeyse beş senelik döngülere denk gelen öğretiler yaşadım. Dilerim bundan sonrası daha çalıştığım yerden gelir.
Modun düştüğünde kendini iyi hissetmek için neler yaparsın?
Müzik dinlerim.
Seni izleyen genç kadınlara hayata dair vereceğin en büyük tavsiye nedir?
Hayal kurmak romantik bir iş değil. Sakın engel koymayın onlara. Koyanlara inanmayın. Bu siz olsanız bile.
İlişkide nasıl bir kadınsın, seni en çok ne mutlu eder?
Bilmem. Ben bu işi bir bilemedim zaten, kendimce kendi olan biriyim. İlişkimde başka bir kadın olamam zaten. Mesela, mutluluğun daha paylaşılabilir olmasını önemserim.
İlişkilerinde alma-verme dengesini kurabiliyor musun yoksa genelde fedakar olan taraf mısın?
Öğreniyorum. İstemek, talep etmek zorluyor tabii içeride bir yerde ama öğreniyorum galiba ve iyi de gidiyorum sanırım.
Seni hayatta en çok ne yorar?
Güvende hissetmemek.
Ecem kendi dünyasında genellikle nasıl biri?
Sade.
35'ten sonrasını nasıl buldun, hayalindeki gibi mi?
Çok sevdim, bir 20 sene buralarda takılsam müthiş olur.
Hayatı akışında mı yaşarsın yoksa sürekli plan mı yaparsın?
Çok plan yapardım, her şeyi bir sisteme sokardım ama asla alternatif üretmeden. Bir çark sorun çıkardığında tekrar kurardım. Bunalır, strese girerdim. Bu, aslında kendime yaptığım bir kötülüktü. Sonra baktım gecesi, gündüzü sabitte olmayan, sahada çalışan biri için bu çok iddialı bir seçimmiş. Çok daha esnedim ama daha yolum var bence.
Genel Yayın Yönetmeni: Gözde YÖRÜKOĞLU ERSU
Röportaj: Ceylan YENİACUN
Fotoğraf: Zeynel Abidin AĞGÜL
Styling: Zilan BÜLBÜL
Saç: Erdem GÜL / Essalon Hair & Beauty
Makyaj: Gamze TEKİN ALP
Video: Kaan KARAASLAN
Styling asistanı: Yaren ÇAY
Makyaj asistanı: Nilay BAŞ
Fotoğraf asistanı: Murat AĞGÜL