Yuvamız Dünya

Çağımızın gerçeği olan, orman yangınlarıyla bir kez daha yüzleştiğimiz iklim krizine dair dünyamızın geleceği için neler yapabileceğimize gelin birlikte göz atalım.

YAZAR: Kıvılcım Kocabıyık
6 Ağustos 2021 Cuma 17:21 | Son Güncellenme:
16 dakika okunma süresi

Şimdiye kadar gezegenin kaynaklarını sanki hiç bitmeyecekmiş gibi kullandık. Bugün tüm dünya iklim krizi ile karşı karşıya. İklim krizinin en çok etkileyeceği ön görülen Akdeniz havzasında yer alan ülkemizde; aşırı yağış, görülmedik sıcaklıklar , kuraklık , orman yangınları gibi olağanüstü hava olaylarını daha çok deneyimlemeye başladı ve her geçen günde sıklaşması bekleniyor.

Günümüzde insanlığın karşısındaki en ciddi sorun iklim krizi. Bu kriz ile mücadelenin iki yolu var. Biri hafifletme; karbon emisyonlarının 2030'a kadar en aza indirilmesi gerekmekte. Ormansızlaştırma faaliyetlerini durdurmalıyız, ormanlar önemli karbon tutucular. Endüstriyel tarım ve hayvancılık faaliyetleri yerine permakültür gibi onarıcı tarım faaliyetlerine yönelmeli; iyi, sorumlu tarım ve tüketime yönlenmeliyiz.

İkinci ise adaptasyon. İklim krizinin etkilerini öngörerek; bu etkileri önlemek veya en aza indirgemek için uygun önlemleri almak üzere uyum sağlama gerekli. Adaptasyon ülkelerin, şehirlerin aşırı hava olaylarına karşı, yüksek sıcaklıklara ve kuraklıklara ve orman yangınlarına karşı korunması gereken yerlerde bunları sağlayabilmek için uyarı sistemlerin oluşturulması, değişimi göğüslemeye her daim hazır olabilmeyi sağlamak için eğitim, inovasyon, araştırma, ekipman, teknik altyapı gibi pek çok adımı kapsar. İklim krizinin etkilerine karşı uyum politikaları geliştirilmeli, bizi bekleyen etkilere karşı bilimin ışığında detaylı eylem planları yapılmalıdır.

Türkiye'yi bekleyen sorunlar için her zaman kulağımızı bilim insanlarına vermeliyiz. Bilim insanları uzun zamandır Akdeniz Havzası'nda artmasını bekledikleri etkileri paylaşıyorlar. Aşırı yağışlar, görülmedik sıcak hava dalgaları, kuraklık, orman yangınları bekleniyor. İklimimiz değişiyor. Artık her mevsim çok daha fazla dolu, hortum gibi hava olayları yaşıyor ve gün geçtikçe bu olayların sıklığı ve şiddeti artıyor. Daha önceki yıllarda Avustralya, USA California , Kanada gibi ülkelerde gördüğümüz ekosistem üzerindeki tahribat Türkiye için de risk. Sıcaklıkların artması, nemin düşmesi orman yangınlarının en büyük tetikleyicisi, hızlıca yayılmasının en önemli sebebi.

Havanın sıcak ve kurak olması, bizlerin yapabileceği küçük hataların büyük yangınlara dönüşebilmesine imkan tanır. Orman yangınlarına karşı özellikle sıcak ve kuru havalarda attığımız her adıma çok dikkat etmeliyiz. Özellikle araç kullanırken dışarı atılan sigara izmaritleri, insan kaynaklı çıkışların önemli nedeni. Anız yakmak, yani ürünü aldıktan sonra tarlayı ateşe vererek üzerindeki zararlıları temizlemek zaten tarımsal açıdan da yanlış bir uygulamadır ama yangın riski ile birleştiğinde verebileceği zarar bambaşka boyuta dönüşür.

Pikniklerden sonra atıklarımızı temizlememek orman yangınlarının önemli nedenlerinden bir diğeridir. Özellikle mangal ve semaverlerden arta kalan ve tamamen sönmemiş kömürler, hızlı esen rüzgarın da etkisiyle yangına yol açar. Bu bağlamda yaptığımız bir diğer hata da sağlam ya da kırık cam şişelerdir. Bu camlara güneş ışığı değişik bir açıdan vurduğunda bir mercek gibi ışığı bir noktada toplayarak yangına sebep olabilir.

İklim krizi artık yaz aylarında koşulların yangına daha elverişli olmasına neden oluyor. Özellikle bölgemizde yazlar daha sıcak ve kurak geçtikçe yangınların sayısı da şiddeti de artacak ve görüldükleri alanlar genişleyecektir. Bundan dolayı hepimizin ormanların korunması alanında bilgi sahibi olmamız gerekir.

Hem korumaya hem de olabilecek yangınlara karşı yardıma hazır olmamız gerekiyor.

Devletin iklim değişikliğine uyum politikalarını, yetkili mercilerin orman yangınları eylem planlarını ve önlem amaçlı çalışmalarını incelemeli, yetersiz gördüğümüz yerleri talep etmeliyiz. Yangınlarda kaybettiğimiz alanları geri kazanmak için ise ekosistem dengesini ve bilimi temel alan uygulamalarla yaklaşmalı, bilim insanlarının önereceği restorasyon programlarının uygulanması için sesimizi duyurmalıyız.

Bu kriz ile mücadelede kültürel değişimi çok önemli buluyorum. Kollektif bir hareket yaratmalıyız, sosyal normu değiştirmeliyiz çünkü eğer değişimi talep eden ve bunları savunan yeterince insan bir araya gelirse, o zaman kritik bir kitleye ulaşırız. Evet, bu şu anda yapmamız gereken şey. Bu küçük bir görev değil ama mutlaka yapmamız gereken bir şey. Çünkü başka seçenek yok.

Toplumunda iş dünyasının da doğa ve insan yaşamının sürdürülebilirliği konularını gözden geçirmesi gerekli. Buna da bireyle başlamak. Kişisel farkındalık ile başlamak gerekli. Kimse aşikar olmadığı, sadece kulaktan duyduğu bir problemin çözümü için ya da etkilerine dayanıklı olabilmek için etkili bir şeyler yapamaz. Bir milletin kolektif zihniyetini değiştirmek, değerlerde bir değişime kapı aralar. Kendimizi, çocuklarımızı kibir ve bireysellikten ziyade tevazu konusunda eğitmemiz gerekir. Aynı zamanda, tüketimle ilişkimizi değiştirmek, üretilen ihtiyaçlar ve statüyle ilgili yeniden düşünmemizi sağlar. Bu değerler bize uzak kavramlar değiller. Çok değil 20-30 yıl öncesine kadar her gelir düzeyinin yaptığı uygulamalar vardı. Artık gıdalardan çorba yapmak veya hayvanları beslemek, yetişkinler için kullanımlarını yitiren şeylerin çocuklar için oyuncak olması. Kırılan nesnelerin onarılması, mobilya ve saat gibi dayanıklı ve kıymetli eşyalar nesilden nesile aktarılması gibi. Bu durum hep böyle sürüp gitmiş ve neredeyse sıfıra yakın atık üreterek, kendi döngüsel ekonomisini yaratmış bir toplumumuz. Inovasyonun gerçek anlamı öze dönmektir ya burada da inovatif iletişim hareketi ile özümüze dönmeye hep beraber öncülük edeceğiz.

Dünyanın yaşam veren olduğunu ve onun sınırlarına saygı duyan bir yaşam stilinin olduğunu hep beraber içselleştireceğiz. Şehirleşme ve modernleşme ile unutmaya başladığımız kadim bilgilerimizi hatırlamanın zamanı. Şu an ülkemizde trend olan metaları ve akımları düşünelim. Aklımıza gelen cevap birincil olarak "Dünyaya saygılı, dost bir yaşam" olmalı. Kültürel değişimden kast ettiğimiz durumun aciliyetinin farkına vararak bu şekilde harekete geçmeyi acilen bir öncelik olarak görmeliyiz.

Satın aldığımız kaliteli, sürdürülebilir ürünü uzun yıllar kullanıyorsak sorun yok. Sorun hızlı tüketim. Aldığımız bir ürünü az kullanım ile sık değiştiriyorsak sorun. Kendimizi dışsal faktörlerle tanımlamayalım, içsel faktörler ile tanımlayalım. İklim krizi ile mücadele de bireyler olarak ne yapabiliriz, daha fazla farkındalık nasıl kazanabiliriz, biliyoruz Yuvam Dünya'nın da önemli bir misyonlarından biri bu.

İklim krizi ile mücadelede artık çok hızlı aksiyon almamız gereken zamandayız. Bu krizde herkese düşen görevler var. Hükümetlere, özel sektöre düşen görevlerin yanında bireysel aksiyonlarımız, bireysel alışkanlıklarımızın da bu kriz ile mücadelede çok önemli bir yeri var. Yapmamız gereken doğanın kaynaklarını, yenileyebileceğinden fazla tüketmemek ve gezegenimizi doğanın temizleyebileceğinden daha fazla kirletmemektir.

Şu anda yaşayan nesillerin yaşam süresinin ötesini gören bir politika için talep yaratabiliriz. Kendi tüketim alışkanlıklarımızı değiştirip bu sayede talep yaratacak şirketlerin de sürdürülebilir, yeşil alana yatırım yapmasını sağlayabiliriz.

Her şeyin ötesinde ilk farkındalığımızı arttırmak gerekiyor. Bu yüzden mümkün olduğunca çok şey öğrenmeye çalışmalıyız. Bu krizde hepimiz beraberiz ve her birimiz toplumun en kırılgan kesimi kadar güvendeyiz. Bu krizden kimseyi arkada bırakmadan güçlenerek çıkabilmeliyiz. Öğrendiklerimizi de kendimize uygun yollarla herkesle paylaşmalıyız.

Yuvam Dünya Derneği olarak misyonlarımızdan biri de bu karmaşık görünen krizi sadeleştirerek topluma aktarmak ve toplumun bu konu ile bağ kurmasını sağlayarak aksiyon almasına sağlamak. Yuvam Dünya'yı sosyal mecralardan takip edebilirsiniz. Boğaziçi Üniversitesi ile birçok eğitim yapıyoruz. Gerçekleştirdiğimiz eğitimlere katılabilirsiniz. Haftalık yine Boğaziçi Üniversitesi İklim Araştırma Merkezi ile ortak çıkarttığımız İklim ve Kültür Dergisi DünyAhali'ni takip edip, dünya ve Türkiye'deki güncel gelişmeleri, sanat projelerini, ilham veren hikayeleri okuyabilirsiniz. Ya da her hafta podcast olarak ünlü bir ismin sesinden sadece 10 dakikanızı ayırarak dinleyebilirsiniz.

Yuvam Dünya Kitaplığı'nda çıkan her kitabı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Yuvam Dünya Kitaplığı'nda, iklim krizi ve sürdürülebilirlik konularında dünyada ön planda olan ve en çok okunan yabancı dildeki kitapların Türkçe'ye kazandırıyoruz. İlk kitabımız "Muz Ne Kadar Kötüdür?" Bu kitap ile başlamamızın nedeni, akıcı ve eğlenceli bir dille güzel bir giriş kitabı olması. Yuvam Dünya Kitaplığı'nın ilk kitabı, dünyanın durumu ve insanlar arasındaki bağlantıyı açık bir dille, düşündürerek anlattığı için ilk tercihimiz oldu. Bize yaptığımız her şeyin yarattığı karbon ve iklim krizine etkisine dair iyi bir izlenim veriyor. Sırada anlaştığımız beş kitabımız var. Bu ay çıkacak olan kitabımız ise iklim krizini çok anlaşılır bir yolla anlatan bir karikatür kitabı. "Muz Ne Kadar Kötüdür?" ile karbona para gibi bakmaya ve tükettiğimiz ürünleri de karbon değerleri ile aşağı yukarı değerlendirmeyi öğreniyoruz. Sahip olmamız gereken bilinç tam olarak böyle bir bakış açısı. "Aktivist" birer tüketici olmak.

Yuvamız dünyaya sevgi ve saygıyla.

Doğanın Gölgesinde

Sürdürülebilirlik ile İlgili Öne Çıkan Instagram Hesapları

En İyi Doğa Belgeselleri

EN ÇOK OKUNANLAR

Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

1 dakika okunma süresi
Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
Kate Middleton'dan İlham Veren Palto Stilleri

Kate Middleton'dan İlham Veren Palto Stilleri

1 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Margot Robbie Anne Oldu!

Margot Robbie Anne Oldu!

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

19 Ağustos Kova Burcu Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

19 Ağustos Kova Burcu Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

Eylül Ayı Burç Yorumları

Eylül Ayı Burç Yorumları

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası'nın 2024 Edisyonu

Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası'nın 2024 Edisyonu

21 Temmuz Oğlak Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

21 Temmuz Oğlak Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Ersu Şaşma: Olimpiyat Yolculuğu

Ersu Şaşma: Olimpiyat Yolculuğu

Bodrum Günlüğü: Cem Hakko, Ferit Şahenk, Kıvanç Tatlıtuğ

Bodrum Günlüğü: Cem Hakko, Ferit Şahenk, Kıvanç Tatlıtuğ

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

Güneş Çağlarcan Solo Sergi Açılışı

Güneş Çağlarcan Solo Sergi Açılışı