Pandemi süreci evlerimizi maksimum verimle kullanmayı bize öğretti; her türlü aktivite evlerin içine tıkılmış durumda. Evlerimiz aynı zamanda ofis, okul, spor salonu, dinlenme alanı, meditasyon yeri olarak birçok farklı fonksiyona sahip. Bunlardan en yoğunu iş hayatımızı kapsayan ofis alanlarımız. Evlerde çalışmamın birçok avantajı da var, insanları zorlayan tarafları da. Bu geçişin en sağlıklı şekilde yapılmasına olanak veren etken alanımızı iyi kurgulayıp düzenlememiz. Çalışma hayatlarımızın artık en olmazsa olmazı ise dijital toplantılarımız; yani eskiden işe veya bir toplantıya giderken, kıyafetlerimiz nasıl önemlise artık arka planlarımız sanki yeni aksesuarlarımız olmuş durumda.
Hepimizin ilk başlarda dalga geçtiği kitaplık arka planı ne kadar şaka gibi algılandıysa da şimdi hepimizin bir rutini haline geldi. Toplantı başlamadan nereye nasıl konumlandığınız ve arka kısmın nasıl göründüğü önem teşkil etti. Artık buna göre koleksiyon çıkaranlar dahi mevcut; mesela West elm markası zoom arka planına uygun özel koleksiyon çıkarttı. Veya tam tersi, dekorasyon firmalarından bazıları zoom'a özel dijital arka plan tasarlamış.
Temizlik ve düzen büyük fark yaratır, alan açar ve ihtiyaçlarınızı daha iyi belirleyip uygulamanızı sağlar; içinizdeki Marie Kondo'nun çıkmasına müsade edin. Kameranızın arkasından çok meşgul görünecek her şeyi temizleyin, kitapları raflara geri koyun, fazladan telefonunuzu ve bilgisayar şarj cihazlarınızı kaldırın ve kalemlerinizi çerçeveden çıkarın.
Evinizin boş duvarlı bir odasını seçin ve mümkünse kapı aralıklarından kaçının. Çok dolu ve binbir resim veya çerçeve olan bir görüntünün önünde olmanıza gerek yok; daha boş bir canvas gibi düşünüp değişiklikler uygulayabileceğiniz bir alan sizi sıkmaz.
Aydınlatma sizi vezir de eder rezil de...Zaten bu ara evlerde çok havalı hissetmiyoruz, eşofmanlarımızın içinde, o nedenle ışığa dikkat. Yüksek renksel geriverim indeksine sahip bir ışık, odadaki her nesnenin gerçek renklerini gösterebilir, bu nedenle daha iyi aydınlatmaya yatırım yapmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Bitkiler doğal bir görünüm yaratır, ortama yaşanmışlık ve renk katar. Ev bitkileri evinizin keyifli, canlı görünmesini; aynı zamanda mutlu ve zinde hissetmenizi sağlar.
Duvara güzel işlerin asılması ruhu okşar ama bunun tek yolunun çok pahalı veya önemli bir sanat eseri olduğunu düşünmeyin. Birçok ulaşılır kolaj çalışmaları, eskizler ve fotoğraflar mevcut. Hatta yüksek çözünürlüklü kendi çektiğiniz fotoğrafı çerçeveletip asabilirsiniz.
Bluetooth müzik; teknolojik aletlerimizin kullanımını rahatlatacak çeşitli aksesuarların kullanılması.
Duvar renklerinde iddialı olmaktan korkmayın; bir duvarınızı çok özel bir renge boyayın, ona uygun olan bir ışıklandırma çok fark yaratır.
Duvarlardaki resim, raf, aydınlatma gibi detayların kullanımında yükseklik ve oranlar önemli, unuttuğumuz bir detaydır. Bu ayrıntıya özen gösterin.
Her ne kadar bir arka fon olarak görülse de, kitaplar kadar yaşanmışlık ve ruh veren birşey yoktur. Bence tüm olay farklı düşünmek böylece her yeri farklılaştırabilirsiniz; kitaplarınızın dizme şekilleriyle oynayın derim.
Hepimizin mikro değişikliklere ve motivasyonlara ihtiyacı var; böylece kendinize stabil oynamayan çok güzel bir çalışma odasından ziyade, rahat yer değiştirilebilir, esneklik sağlayan mobilya ve alanlar yaratın. Hergün aynı yerde çalışmak insanı sıkabiliyor; evde birçok değişik köşede kendinize çalışma ortamı sağlayan dokunuşlar yapın. Evin ışık alan alanlarını iyi değerlendirin; gün ışığı çok önemli, hem iyi hissetmek hem de iyi görünmek için.
Kendinizi yansıtacak detaylar serpiştirin; güzel bir fotoğraf veya bir seyahatten alınmış özel dekoratif parçanızı yerleştirmek gibi. Bu tarz kişisel eşyalar çok fark katıyor. Bu basit yöntemlerle çalışma alanınızın hem size hem de başkalarına güzel görünmesini sağlayabilirsiniz.