Denizcilik sektöründe edindiği tecrübeyi yatçılık dünyasına taşıyan MCE Yachts; estetik ve sürdürülebilirliği ön planda tutarak, deniz tutkunlarına Türkiye'nin eşsiz kıyılarında unutulmaz bir yolculuk sunuyor. Klasik teknelere modern dokunuşlarla yeniden hayat veren MCE Yachts'ın Kurucu Ortağı Ceyda Hilal Eğerci, klasik yatların verdiği eşsiz duyguyu ve bu teknelerin modern denizcilik dünyasındaki yerini paylaşıyor.
MCE Kargo olarak denizcilik alanında faaliyetlerimizi zaten sürdürüyorduk aslında. İşimizin yıllar içinde bize kazandırdığı bu tecrübeyi yatçılık sektörüne de taşımaya karar verip butik bir şirket diyebileceğimiz MCE Yachts'ı kurduk. Son zamanlarda gördüğümüz ilgi ve gelen talepler doğrultusunda bu konuda ne kadar doğru bir karar verdiğimizi her geçen gün biraz daha iyi anlıyoruz.
Her şey, klasik yatlara olan tutkumuzla başladı. Dünyaca ünlü Türk tasarımcıların ve büyük ustaların ellerinden çıkan tekneler odak noktamızdı. İlk teknemiz Shiraz'ı aldıktan sonra klasik yatın verdiği duygu, mevcut tutkumuzu daha da perçinledi. Ama bizim için asıl dönüm noktası Larimar oldu sanırım. Larimar gibi ikonik bir teknenin hayatımıza dahil olması yürümek istediğimiz yolu netleştirdi diyebiliriz.
MCE Yachts olarak klasik yat alım-satım, yeni inşa, refit, kiralama ve tekne danışmanlığı hizmeti veriyoruz. Aynı zamanda ikonik teknemiz olan Larimar ile konuklarımızın butik etkinlik ve event'lerine de ev sahipliği yapıyoruz.
Genel ağırlığımız klasik motor yat. Bunun yanında bir Bodrum mirası olan Tırhandil tarzı Knidos isimli yelkenli teknemiz de filomuza kısa bir süre önce dahil oldu.
Refit işlemi yani bakım ve yenileme işlemi ile klasik tekneleri sadece denizlere kazandırmıyor, aynı zamanda tekneyi eski ışıltılı günlerine de kavuşturup Türkiye'nin eşsiz denizlerinde bir yıldız gibi parlamalarını sağlıyoruz. İşimizin gerekliliği olarak bu sürece şahit olmak ve birebir yaşamak bizim için çok değerli.
Klasik tutkumuzdan da anlaşılabileceği gibi ofislerimizde eski ve eşi benzeri az bulunur nadir aksesuarlar kullanmak bizim için kaçınılmazdı. Her bir parçayı tek tek, zamana yayarak, özenle geri dönüştürülen gemilerden topladık. Bu yüzden İstanbul ve Bodrum ofislerimizin sadece birer ofis değil, kendinizi denizdeymiş gibi hissetmeye devam edeceğiniz özel alanlar olduğunu düşünüyoruz.
Klasikler zamansız teknelerdir. İyi bir tasarımcının elinden çıkmış iyi bir klasik tekneyi uzun yıllar güvenle ve keyifle kullanabilmek, sürdürülebilirlik adına da çok önemli bence. Hatta gerçek sürdürülebilirliğin tam karşılığı diyebiliriz. Teknelerimizden bahsederken sık sık söylediğimiz "Klasik ama dinamik" vurgusuyla, klasik teknenin keyfini ve modern teknenin konforunu aynı anda yaşayabileceklerini anlatmak istiyoruz deniz tutkunlarına. Zamanla klasiklere olan ilginin daha da artacağını düşünüyoruz.
En sevdiğimiz rotaların başında İstanbul Boğazı, Haliç ve Adalar geliyor bizim için. Tabii ki yaz sezonu için de Bodrum koyları, vazgeçilmezimiz.
Türkiye'nin eşsiz denizlerinde, estetik görüntüsünün altında derin bir ruh taşıyan ve zamana meydan okuyan klasik çizgideki teknelerimizi daha çok görmek istiyoruz. Dünyaca ünlü tasarımcımız Tanju Kalaycıoğlu'nun da dediği gibi "Klasik tekneler milli değerlerimizdir" ve onlara daha çok sahip çıkmalıyız.
Önümüzdeki günlerde gerçekleştirmeyi düşündüğümüz, bizi heyecanlandıran çok sayıda projemiz var. Zaman içinde hepsini sosyal medya hesaplarımızdan duyuruyor olacağız.