Her anı dolu dolu geçti diyebilirim. O kadar çok komik an oldu ki sette. Cengiz Bozkurt ve Tuncay Beyazıt ile olan sahnelerimin çoğunu gülmekten çekemedik zaten. Burak Aksak ve Selçuk Aydemir'in hayata bakışı işlerinden de belli. Anlatmama gerek yok. Pandemi neticesinde sete ara verme durumunu, telaşını, "Ne yapacağız şimdi" halini bile onların sarkazmları sayesinde daha az panikle atlattım diyebilirim.
Çok mutlu oldum kendi adıma. Harika bir ekiple, internasyonal bir işin içinde olma fikri ayaklarımı yerden kesti. Dilara'nın o kayıp iki senesi, ailesinde ve mahallede durduğu konum beni çok meraklandırdı. Onu tanımak ve o olmak istedim. Yolculuğuna şahit olmak o an hayatta tek arzuladığım şey oldu. Sonra düşündüğüm şey Gölge'ydi. Karaktere aşık oldum. Hemen Burak Hoca'yla bunun üzerine uzun uzun konuştuk. O zaman Gölge'yi Engin'in oynayacağını bilmiyordum. Dilara ve Gölge'nin hayatındaki devinimler paralel ilerliyor. İkisinin de kim olduklarını bulma yolculukları onları birbirine bağlıyor. Senaryoyu okuyup bitirdikten sonra gözlerimi kapadığımda iki karakteri de kanlı canlı karşımda dururlarken gördüm sanki.
Açıkçası sette olmaktan biraz korkuyorum. Bu pandemi hayatımızı altüst etti malum. Yapmak istediğim çok fazla şey ve bunları gerçekleştirebileceğim koca bir ömür var önümde. O yüzden kendime zaman tanıyorum. Sonraki yorgunluklar ve telaşlar için kendimi dinlendiriyorum. Hazırlanıyorum.
Zor uyananlardanım. Uyanır uyanmaz köpeğim Fondip'le zaman geçiriyorum. Benimle beraber uyuyor. Yeni uyandığında çok tatlı oluyor. Hemen kahvaltı yapamayanlardanım. Limonlu suyumu ve maydanoz suyumu içerim önce. Modumu yükseltmek ve uyanmak için müzik dinlerim. O gün canım ne dinlemek isterse. Sonra sıkı bir kahvaltı ve ardından spor.
Dans ederim. Eğer bu mümkün değilse yürüyüşe çıkarım. Kar, yağmur, çamur fark etmez. Zamanım olursa soluğu Ege'de bir sahil kasabasında alırım. Güzel yemekler yaparım. Tatlı yerim. Çiçeklerimle ve bahçemle ilgilenmeyi severim.
Bir iş yaptık ve seyircinin takdirine bıraktık. Umarım anlattığımız hikaye seyircinin hoşuna gider. Dizinin dijital bir platform olan Netflix'te yayına girmesi, 190 ülkede yayınlanacak olması müthiş bir duygu. Şu an Netflix Türkiye'de izlenen yapımlar arasında birinci sırada olması da oldukça gurur verici.
Bugüne kadar oynadığım rollerden çok farklı bir karakter Gölge, bu da beni çok cezbetti. Sokakta görebileceğiniz bildik bir karakter olmadığı için onu çalışma ve oynama süreci çok keyifli geçti.
Dünya olarak zor bir süreçten geçiyoruz. Sağlık en önemli şey. Bu konuda canını dişine takarak emek veren herkese çok teşekkür ediyorum ve bunun da üstesinden geleceğimizi umut ediyorum.
Prag'a gitmek isterim.
Fotoğraf çekmeyi seviyorum, gördüğüm anları belgelemeyi, sevdiğim fotoğrafları sosyal medyada paylaşmayı da seviyorum ama bu amatörce kendim için.
Catering için Misafirliq'e teşekkür ederiz.
RÖPORTAJIN DEVAMI BU HAFTA ALEM'DE.