Markanızın kuruluş sürecinden bizlere bahseder misiniz?
Tatil kiralamasına 2014 yılında Türkiye’de başladık. Airbnb’nin Amerika’da yükselişi ile kısa dönem kiralama pazarında gelişime açık bir potansiyel olduğunu gözlemledik. Eğitim yıllarımızı geçirdiğimiz bu coğrafya ve Türkiye’deki deneyimimiz bizi doğal biçimde Amerika’ya yönlendirdi. Miami seçimi ise; tatil kiralamasında çok yüksek potansiyeli olan bir destinasyon olmasından kaynaklanıyor. Yılın neredeyse 12 ayı güneşin parlak yüzünü gösterdiği, yemyeşil doğası, dünyaca ünlü plajları ile insanları büyüleyen, bir geleni tekrar dönme isteği ile yolcu eden bir bölge. Miami’nin dinamizmine, tatil kiralamasının potansiyeline inandık ve 2016’da kendi yatırımlarımızla ilk adımı attık. O dönemde hala Türkiye’de yaşadığımız için mülkümüzü kısa dönem kiralama ile yönetecek bir şirket arayışına girdik ama açıkçası aradığımız hizmeti bulamadık pazarda. Bu sıkıntı, bizim bir anlamda şansımız da oldu, bizi bir adım öteye taşıdı; hayatımızı buraya taşımaya karar verdik. Böylece 2018 yılında kendi mülklerimizle işe başladık, ardından 2019 yılının ilk çeyreğinde IMD Miami’yi kurup güzel bir büyüme hızı yakaladık. Bugün 12 mülkün yönetimini yapıyoruz. Yatırım normları değişti, imkanı olanların yurt dışına olan ilgileri arttı. Bu kapsamda yatırımcılar geleneksel kiralamaya oranla minimum %30 daha fazla kazandıran tatil kiralamasına doğal olarak yoğun ilgi gösteriyorlar. İşimizi güven ve yüksek kalite ile yürütmekten, büyüyen bir sektörün içinde olmaktan mutluluk duyuyoruz.
IMD Miami’nin amacı nedir?
Amacımız en yalın haliyle yatırımcının daha esnek ve daha karlı olmasına destek vermek, tatil arayışında olanlara da mükemmel bir deneyim yaşatmak. IMD Miami yatırımcılara “know how”ı ve esnek çözümleri ile ilginç geliyor, tatilcilere ise sıra dışı bir misafirperverlik sunmanın yanı sıra şehri lokal bir şekilde deneyimlemelerini sağlıyor. Ev sahiplerimiz strese girmeden daha fazla kazanmanın keyfini yaşıyor, esnek modelimiz sayesinde kendileri de evlerini istedikleri zaman kullanabiliyor. Fakat hepsinden öte, karşılıklı güven ve iletişim onları mutlu ediyor, her konuda bize danışabiliyorlar ve şeffaf yapımız nedeniyle de yüksek güven duyuyorlar.
Siz tatile çıktığınızda ne gibi hizmetler arıyorsunuz?
Öncelikle, olduğum şehri gerçek anlamda deneyimlemek benim için önemli. Belki de hepimizin hayali tatilde bu koşturmalı tempomuzun içinden çıkıp hayatı bir anlamda yavaşlatıp attığımız her adımın, yudumladığımız her kahvenin, her güzel anın tadını çıkarmak, değil mi? Tüm dünyada da trend bu yönde diye düşünüyorum. O lokal kahveyi yudumlamak, gün doğumunu o en güzel noktadan izlemek, şehrin yeni keşfi olan şefin yemeklerini denemek, sabah o sahilde koşmak ve bunun gibi küçük ama değerli, iz bırakan şeyler. O nedenle bana lokal birinin rehberlik etmesi muhteşem bir avantaj sağlıyor. Onun dışında çocuğumun bir otel odası yerine daha büyük ve özgür bir alanda vakit geçirmesine imkan vermek bana daha çok konfor sağlıyor. Bu arada ekipmanlarıyla birlikte bir mutfak olması, çok önemli bir katma değer hem çocuklu aileler, hem de yurt dışında kendi mutfak deneyimlerini yaşamak isteyenler için.
Sunduğunuz hizmetlerden bahseder misiniz?
IMD Miami; yatırım partnerliği, tatil kiralaması yönetimi ve mimari çözümler olarak üç farklı hizmet sunuyor. Potansiyel yatırımcılara yatırım danışmanlığı sunuyoruz; odağımızda gelir getirisi yüksek, yatırım amaçlı alımlar var. Yatırımcı adayına ilgili olduğu mülkler için detaylı fizibilite hizmeti veriyoruz. Yatırım rakamı, yatırımın ilgili vergi ve giderleri, öngörülen yıllık gelir projeksiyonu, yatırım geri dönüşü gibi ana performans kriterlerini net bir şekilde ortaya koyuyoruz. Bir de her daire kısa dönem kiralamaya yasal olarak uygun değil. Yasal olarak uygun olup olmadığı noktasında da danışmanlık sağlıyoruz. İkinci hizmetimiz tatil kiralaması yönetimi. Mülkün tatil kiralaması kanalları aracılığıyla kısa süreli kiralanması ve bu şekilde gelirin maksimize edilmesi. Ev sahipleri bu modelle bir nevi otel sahibi konumuna geliyor ve bizim yönetimimizle strese girmeden daha fazla kazanıyor. Kira geliri arttıkça aslında bir anlamda mülkün değerini de artıyor. Üçüncü hizmetimiz mimari çözümler sunmak. Mülkün tatil kiralamasına uygun hala gelmesi. Bunu açmak gerekirse şöyle ifade edebilirim. Diyelim ki Miami’de mülkünüz var ve kısa dönem kiralamaya yasal olarak uygun. Fakat evin görünümü tatil kiralaması için cazip değil. Çünkü tatil kiralaması geleneksel kiralamadan farklı. Otel ararken nasıl estetik unsurlar tatilciler için önemliyse ev kiralarken de aynısı geçerli. Evin görünümü en önemli seçim kriterlerinden biri. Tatil için kiralayacağınız ev size hem görünümü hem hizmetleri ile deneyim sunmalı. İşte üçüncü hizmetimiz de bu deneyimi oluşturmak.
Son dönemde neden otel yerine ev tercih ediliyor?
Aslında neden otel seçsinler diye soruyorum ben kendime bu noktada. Bir kere otel odasından çok daha fazla alan sunuyor ev size. Özgünlük, özgürlük ve deneyim sunuyor. Biz evlerimizde misafirlerimizle şehirdeki favori mekanlarımızı ve deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Deneyimlemeleri için lokal kahve ve tatları sunuyoruz. Bu çok ilgi gören, çok daha kişisel bir hizmet. Hikayelerine ortak oluyoruz, bazen evlilik teklifi yapan oluyor bazen özel kutlamalar yapan. Anında geri dönüş alabiliyorlar bizden, birebir iletişim var çünkü. Otel yerine daha geniş bir alan deneyimini, güzel bir evde yaşıyorlar. Mutfak faktörü tercih nedenlerinden bir diğeri, özellikle de çocuklu aileler için. İş için seyahat edenler, büyük aileler, kalabalık gruplar için de ön plana çıkıyor. Çamaşır ve kurutma makinesi gibi ekipmanların varlığı bile bazen tercihi bizim lehimize değiştirebiliyor.
Miami yatırım anlamında Türklerin rağbet gösterdiği bir yer. Bu durumu neye bağlıyorsunuz?
Birçok faktör var aslında. En başta, Amerika’nın diğer büyük şehirlerine göre emlak rakamlarının hala düşük ve ulaşılabilir olması. Bunun da nedeni arz talep dengesi; hala Miami’de çok fazla konut projesi yatırımı var. Uzun dönemde konut piyasasının olgunlaşması ile konut fiyatlarının değerlenme olasılığı da oldukça yüksek. Bu da yatırımcı için Miami piyasasını öne çıkarıyor. Özellikle tatil kiralaması ile çok cazip yatırım geri dönüşleri var. Dövizde 10 senede geri dönüş sağlayan yatırım fırsatları var. Tatil kiralaması yıllık kira gelirini bazı mülklerde yüzde 50’ye varan oranlarda artırıyor ve yatırım geri dönüşlerini de hızlandırıyor. Miami çok dinamik bir şehir, her geçen yıl yeni yatırımlarla şehir daha cazip hale getiriliyor. Art Basel gibi organizasyonlar ile milyonları ağırlıyor. Diğer taraftan Türk yatırımcıya döviz geliri sağlamakla kalmıyor, tatil destinasyonu da oluyor. İklim avantajı var. Diğer eyaletlere göre vergi avantajları var. Eklektik bir şehir, dünyanın her köşesinden insana ev sahipliği yapan büyük bir mozaik olduğu için öyle çok fazla yabancılık duygusu yaratmıyor.
Gelecek dönemdeki hedeflerinizden bahseder misiniz?
IMD Miami’yi tatil kiralamasında lokal olarak en etkin marka haline getirmenin yanı sıra tatil evlerimizde de markalaşmaya gitmek istiyoruz. Bunu otel markası yaratmak gibi düşünebilirsiniz. Şu an Florida’da konaklama pazarının neredeyse yüzde 20’sini tatil kiralamaları oluşturuyor ve bu oran her geçen yıl büyüyor. Dolayısıyla; tatil kiralamasında da markalaşma sürüyor. Biz de bunun için Stay Hipster markamızın alt yapısını çalışmaya başladık. Bu markayı da organik büyüterek tatil kiralamasına yeni standartlar getirmeyi hedefliyoruz. Bu marka altındaki kiralıklarımızda daha farklı hizmetlerde sunarak konaklama sektörüne yeni bir deneyim getirmek istiyoruz. Her iki marka için de büyüme konusunda agresif değiliz, müşteri memnuniyeti ve hizmet kalitemizden ödün vermeyeceğiz. Hatta belli bir kapasitenin üzerine çıkmamayı da değerlendiriyoruz. Çünkü bizi şu an başarılı kılan en önemli etken kişisel hizmetler sunabilmemiz ve işin her aşamasında bizzat çalışıyor olmamız. Bunu kaybetmemek önemli.
Yeni dönem için aldığınız kararlar neler?
Korona aslında tüm sektörler için çok önemli bir deneyim oldu ve yeni bir dönemin kapılarını açtı. Temizlik bizim için her zaman en önemli hususlardan biriydi. Korona ile Amerika’da CDC normlarını da uygulamaya başladık. Airbnb’nin başlattığı hareketle rezervasyonlarımız arasında bir gün boşluk bırakarak dairelerimizi dezenfekte ediyoruz. CNBC’nin de geçtiğimiz haftalarda yayınladığı makaleye göre yapılan araştırmalar gösteriyor ki tatil kiralıkları otel odalarına göre bu dönemde tercih ediliyor. Tatil kiralamasında paylaşımlı ortak alanlar otellere göre daha az. Evlerin daha güvenli ve temiz olduğu düşünülüyor ve bunun da hareketini pazarda görmeye başladık. Tatil kiralamasında Mart’ın üçüncü haftası itibariyle başlayan Nisan’ın ilk iki haftasını da kapsayan sürede sayısız iptal ile karşı karşıya kalmıştık ama Mayıs itibariyle rezervasyonlarda %127’lik bir artış oldu ve bu da bizi çok mutlu etti. Uluslararası seyahat yasakları nedeniyle yurt dışından gelen misafirlerimizi bu dönemde kaybettik fakat iç pazarda patlama oldu. Amerika Çin’den sonra dünyadaki en büyük seyahat iç pazarına sahip olan ülke, o nedenle hızlı bir geri dönüş yaşadık.