Ebeveynliğe Heyecan Dolu Bir Başlangıç: Zeynep Tuğçe Bayat ve Cansel Elçin

Hayatlarının en heyecanlı dönemlerinden birini yaşayan Zeynep Tuğçe Bayat ve Cansel Elçin, bir yandan “Bizim için yepyeni bir rol” dedikleri anne-babalığın ve bu yeni hayatın hazırlıklarını yaparken bir yandan da içsel bir dönüşüm yaşadıkları bir yolculuktalar…

ABONE OL
3 Ocak 2025 Cuma 17:06 | Son Güncellenme:
19 dakika okunma süresi
Ebeveynliğe Heyecan Dolu Bir Başlangıç: Zeynep Tuğçe Bayat ve Cansel Elçin

Aralarındaki iletişimin oldukça farklı bir sinerjisi var. Kendileri de "Çok uzun zaman birbirimizi aramış ve sonunda bulmuşuz gibi" diye tarif ediyorlar zaten bu elektriği... Zeynep Tuğçe için bu ilişkinin anlamı, gelişerek değişmek ve hatta dönüşmek; Cansel içinse birbirlerinin farklılıklarını kabul etmek bazen "haklı" olmaktan çok "birlikte" olmayı seçmek... Şimdilerde ise ilişkileri yeni bir seviyeye atlıyor. Oğullarını kucaklarına almak için gün sayan çift, hayattaki yeni rollerine hazırlanırken biz de çekimimiz ile bu dönemin özel bir parçası olmak istedik.

Yeni bir hayatın başlangıcına adım adım ilerliyorsunuz. Hayatın en güzel dönüm noktalarından biri çocuk... Siz şu sıralar nasıl bir dönemden geçiyorsunuz?

Zeynep: Anne olacağımı öğrendiğim günden itibaren zaman o kadar hızlı aktı ki... Şimdi zaman zaman zorlukları olsa da, mucizevi yolculuğun sonlarına yaklaştığımıza inanamıyorum. Şu sıralar ister istemez bebeğimizi kucağımıza alacağımız anı hayal etmekten kendimi alamıyorum.

Cansel: Hayatımızın en heyecanlı dönemlerinden birindeyiz. Bir yandan bu yeni hayatın hazırlıklarını yapıyoruz, taşındık, evimizi daha sıcak ve ailemize uygun bir hale getirdik bir yandan da içsel bir dönüşüm yaşıyoruz. Baba olmak benim için yepyeni bir rol ve bu rolün ne getireceğini merakla bekliyorum.

Algıda seçicilik; gözleriniz küçük çocuklu ailelere takılıyordur. "Çocuk, anne, baba karesi" sizde nasıl bir yansıma yapıyor?

Zeynep: Şu an en çok isimlere dikkat ediyorum, onu fark ettim. Ne kadar zormuş isme karar vermek. Etrafımdaki mutlu çocukların isimlerinden kopya çekmeye çalışıyorum sanırım.

Cansel: Eskiden sadece dikkatimi çeken bir sahneydi; şimdi ise anlamı tamamen değişti. Parklarda çocuklarıyla oynayan ebeveynlere bakarken kendimi onların yerine koyuyorum. O anların güzelliğini ve sorumluluğunu daha derinden hissediyorum.

Mutluluğun resmini huzurlu, mutlu bir aile tablosu yaratabilmek olarak gören bir toplumuz. Pek çoğumuzun hayali de günün sonunda bu. Aile olmak sizin için ne anlam ifade ediyor?

Zeynep: Güven ve mutluluk. Kendini güvende hissetmenin, huzurlu olmanın ve mutluluğun başarı ya da zenginlikten çok daha başka bir şey olduğunu anladığımız yaşlardayız. İçinde ne olursa olsun kutsal sayılan bir aile anlayışı yerine, güvene ve sevgiye dayanan bir aile anlayışımız var.

Cansel: Aile benim için güven, sevgi ve huzurun buluştuğu yer. Sadece bir çatı altında olmak değil, birlikte her şeyin üstesinden gelebileceğini bilmek... O sıcaklık ve bağlılık duygusu, hayatta insana güç veriyor.

Anne-baba olmakla ilgili kitaplar okuyor, seminerlere katılıyor, planlar yapıyor musunuz yoksa bu süreci tamamen içsel bir yolculuk olarak görüyor, akışına bırakmayı mı tercih ediyorsunuz?

Zeynep: Elbette faydalandığımız kaynaklar var. Özellikle etrafımda çok sayıda sevdiğim ve güvendiğim yeni anneler var. Tecrübe ve bilgi paylaşımı çok işe yarıyor. Onun dışında da biraz akışına bırakıyorum. Kesinlikle içgüdüsel olarak yolunu bulacak çok şey olduğuna inanıyorum.

Cansel: Biraz dengeli ilerlemeye çalışıyoruz. Bazı kitaplar ve kaynaklar elbette rehberlik ediyor, ama her şeyin kılavuzlarla çözülemeyeceğini düşünüyorum. İçgüdülerimiz ve birbirimizle olan iletişimimiz bu süreçte en büyük rehberimiz.

Bir evliliğin sürdürülebilirliğinde sevgi ve saygının ötesinde hangi değerlerin varlığına inanıyorsunuz?

Zeynep: Gelişerek değişmek ve hatta dönüşmek. Yeniliğe açık olmak. Meraklı olmak.

Cansel: Empati, anlayış ve hoşgörü... Birbirimizin farklılıklarını kabul etmek, olduğu gibi sevebilmek ve bazen "haklı" olmaktan çok "birlikte" olmayı seçmek, bence bir evliliğin temel taşları.

"Aşk hep önceliğimiz" diyen bir çiftsiniz. Aşkın tanımı yıllar içinde sizin için nasıl evrildi?

Zeynep: Çok değişmedi aslında. İşin garip tarafı aşk ile ilgili bakış açımızın ortak olduğunu ilk zamanlarımızda keşfetmiştik zaten. Biz aşkın gittikçe derinleştiğine ve derinleştikçe de büyüdüğüne inanıyoruz.

Cansel: Eskiden aşk daha çok tutku ve heyecanla tanımlanırdı. Şimdi ise derin bir bağ, karşılıklı güven ve hayatı birlikte inşa etme duygusuyla tanımlıyorum. Aşk, zamanla bir kök salma haline geliyor; daha sağlam, daha derin ama hala canlı.

Daha önce sizinle yaptığım bir röportajda "Birçok konuda farklı düşünüyoruz, bazen nasıl anlaşıyoruz şaşırıyorum" demiştiniz. Aranızda köprü kuran neler oluyor?

Sanırım hayattaki majör zevklerimiz ve yaşam tarzımız çok benziyor. Farklı düşündüğümüz yerler de değiştirici ve dönüştürücü oluyor böylece.

Her ilişkinin dinamiği farklı. Her insanın her ilişkide rolünün aynı olması mümkün değil çünkü karşımızdaki insana, yaşa, tecrübelere, yaşanan ortam ve şartlara göre farklılaşabiliyoruz. Peki sizin ilişkinizi özel kılanın ne olduğunu düşünüyorsunuz?

Zeynep: Birbirimizi dengelediğimizi düşünüyorum. İki sanatçı olarak bazen bazı şeyleri çok daha büyük hissedip daha büyük yaşayabiliyoruz. O zaman yaşadığımız şeye dışarıdan bakabilen kişi diğerini sakinleştirip dengeliyor sanırım.

Gerçekten birlikte en çok neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?

Zeynep: Seyahat etmek, üretmek ve yeni şeyler öğrenmek.

Cansel: Doğada yürüyüş yapmak, tiyatroya ya da sergilere gitmek ve evde keyifli bir yemek eşliğinde uzun sohbetler etmek... Bunlar hem bizi rahatlatıyor hem de birbirimize daha da yakınlaştırıyor.

Aranızdaki iletişimi, elektriğinizi ve uyumunuzu nasıl ifade edebilirsiniz?

Çok uzun zaman birbirimizi aramış ve sonunda bulmuşuz gibi...

En sevdiğiniz, etkisinde kaldığınız aşk filmi, hikayesi hangisi?

Lars Von Trier'in "Dalgaları Aşmak" filmi... Hala bazen aramızda konuşuruz o filmi. Aşk üzerine yapılmış en sorgulayıcı, en etkileyici film -bizce tabii!

Kültür, sanata bu denli önem veren bir çift olarak bu alan da sizin dünyanızda ortak kesişim noktaları yaratıyor, değil mi? Birbirinizden bu anlamda nasıl besleniyorsunuz?

Sanatın her dalına, sporun birçok dalına ilgimiz var. Bu bizim merak duygumuzu canlı tutuyor ve bizi üretmeye teşvik ediyor. Birlikte senaryo yazmak inanılmaz keyifli.

Bir bebek büyütmeden önce bir ilişki büyütüyoruz. Siz birlikte büyümek ve gelişmek konusunda nasıl bir yol aldığınızı düşünüyorsunuz?

İlişkiye başladığımızdaki insanlar değiliz artık. Hepimizin defoları var ve hiçbir zaman mükemmel olamayacağız ama eskisinden daha iyi ve daha mutlu insanlarız artık.

Birbirinizi bir cümleyle nasıl anlatırdınız?

Zeynep: Cansel'in kişiliğinin temelini oluşturan şey yaşama heyecanı ve ilginç yaşam deneyimi bana kalırsa. Umarım bu hiç değişmez.

Cansel: Zeynep'in yaşam tutkusu da bana ilham veriyor.

Oyunculuk, hamilelik döneminde de hız kesmeden devam ediyor. Üstelik "Kimler Geldi Kimler Geçti" dizisi ikinci sezonunda, aynı projede yer alıyorsunuz. Ailece sette olmak nasıl bir tecrübeydi?

Zeynep: Cansel ile daha önce birlikte oynamış ve o şekilde tanışmıştık. Tabii o zaman aramızda bir şey yoktu. İlişkimizin başlarında "Closer" oyununda birlikte çalışmak hem çok zordu hem de bir o kadar güzeldi. Hatta belki de bir "challenge"tı bizim için. Altından güzelce kalktığımız için de tekrar birlikte çalışmayı istiyorduk açıkçası. KGKG dizisi ile de buna tatlı bir başlangıç yapmış olduk yeniden. Bonus olarak benim karnımda da olsa bebeğimiz de bize eşlik etti. Bu hem bizim için hem de birlikte çalıştığımız şahane ekip için çok tatlı bir deneyimdi. Çok güzel, çok pozitif geçti.

Cansel: Birlikte çalışmak eğlenceli ve özel bir deneyim oldu. Birbirimizi sahnede gözlemlemek ve profesyonel olarak desteklemek ilişkimize farklı bir derinlik kattı. Set ortamında da çok eğleniyoruz!

Prens'in alternatif tarzı ve başarısı sizde nasıl yankı buluyor? Hamileliğinizin son zamanlarında da setlerde olacaksınız, bu kadar yoğun çalışmak nasıl hissettiriyor?

Zeynep: Prens, kısa sürede herkesin gönlünde taht kurdu gerçekten. Zaten beğenilen bir işti, hayal edebileceğimizden fazla beğenilmesi ve sahiplenilmesi ayrıca mutlu ediyor. Ama tüm bunları bir kenara bırakırsak, hem oynadığın dizinin senaryosunu hem karakterini hem oyuncu arkadaşlarını hem yapım ve yaratıcı ekibini aynı anda çok sevmek, her oyuncuya kısmet olan bir şey değil. Hamileliğimin sonlarına yaklaşmış olsam bile Prens'in üçüncü sezon çekimlerini iple çekiyorum.

Etkileyici bir romanın hikayesinde, Masumiyet Müzesi'nde rol alıyor olmak sizi en çok hangi noktadan yakalıyor?

Cansel: Masumiyet Müzesi, insan ruhunun derinliklerine dokunan, kayıp, tutku ve saplantıyı mükemmel bir şekilde işleyen bir hikaye. Rol alırken beni en çok etkileyen şey, karakterlerin içsel çatışmaları ve bu çatışmaların hayatlarına yansıma şekli. Her sahnede duygusal bir derinlik var ve seyirciye bu yoğunluğu aktarabilmek benim için inanılmaz bir deneyim oldu.

Misery tiyatro oyununuz da devam ediyor. Tiyatroyu sizin için ekrandan farklı kılan nedir?

Cansel: Tiyatro benim için bir yaşam alanı. Canlı performansın getirdiği o anlık enerji ve seyirciyle kurulan doğrudan bağ, tiyatroyu benzersiz kılıyor. Her oyun bir nevi prova edilmemiş bir gerçeklik gibi. Ekranda ise daha çok zaman ve teknolojiyle oynama şansınız var; tiyatroda ise o anın içinde yaşıyorsunuz ve o hissi anında paylaşmanız gerekiyor.

Stoacı felsefeye ilginiz olduğunu biliyoruz. Hayata yaklaşımınız, hayat mottonuz nasıl bir çerçeveye oturmuş durumda?

Cansel: Stoacı felsefe, benim için olaylar karşısında serinkanlı kalmayı ve kontrol edebildiklerime odaklanmayı öğretiyor. Hayatta her şeyi yönetemeyeceğimizi kabul etmek, özgürleştirici bir duygu. Şu anki hayat mottom, "Kontrol edebildiklerine odaklan, geri kalanla barış içinde ol." Bu bakış açısı hem kişisel hem profesyonel hayatımı daha dengeli bir şekilde yaşamama yardımcı oluyor.

Gelecek hayalleriniz arasında şu sıralar başrolde neler var?

Zeynep: Bebeğimizi sağlıkla kucağımıza aldıktan sonra her şeyin hayalimin de ötesinde olacağını hissediyor ve akışa güveniyorum.

Cansel: Önceliğim ailem ve yaklaşan baba olma serüvenim. Bunun dışında tiyatroda daha fazla üretmek, sahnede yeni hikayeler anlatmak da hayallerim arasında.

Çekimimizle bu özel döneminize bir anı bırakmak istedik. ALEM kapak çekiminde nasıl bir gün geçirdiniz?

Zeynep: ALEM'in daha önce de birlikte çalıştığımız, bir süredir de özlediğimiz harika bir ekibi var. Yeniden bir araya geldiğimiz için çok mutluyum. Yaratıcı ekibin ortaya koyduğu iş muazzamdı. Güvenmek ve karşılığını almak harika bir duygu. Bize hayatımızın bu önemli döneminde bu hediyeyi verdiğiniz için de teşekkür ederiz.

Cansel: Çok keyifli ve enerjik bir gündü! Profesyonel bir ekip ve yaratıcı bir ortamla çalışmak her zaman motive edici oluyor. Gün sonunda hem yorulmuş hem de güzel bir iş çıkarmış olmanın mutluluğunu hissettim.

Röportaj: Filiz Şeref Kulu

Fotoğraflar: Fırat Koçak

Styling: Tuğçe Kılınçlı

Saç: Ferit Belli

Makyaj: Erkan Uluç

Video: Kaan Karaaslan

Fotoğraf asistanı: Hakan Diner

Styling asistanı: Zilan Bülbül

EN ÇOK OKUNANLAR

Yeni Yıl Ruhunu Yaşayacağınız 11 Tatil Rotası
Yeni Yıl Ruhunu Yaşayacağınız 11 Tatil Rotası

Yeni Yıl Ruhunu Yaşayacağınız 11 Tatil Rotası

13 dakika okunma süresi
2025'in Trend Gözlükleri Tanıtıldı
2025'in Trend Gözlükleri Tanıtıldı

2025'in Trend Gözlükleri Tanıtıldı

1 dakika okunma süresi
Dua Lipa ve Callum Turner'ın Evlilik Yolunda İlk Adımı
Dua Lipa ve Callum Turner'ın Evlilik Yolunda İlk Adımı

Dua Lipa ve Callum Turner'ın Evlilik Yolunda İlk Adımı

1 dakika okunma süresi
2024'ün SUV Yıldızı: Toyota C-HR Hybrid
2024'ün SUV Yıldızı: Toyota C-HR Hybrid

2024'ün SUV Yıldızı: Toyota C-HR Hybrid

1 dakika okunma süresi
Ocak 2025'te Prime Video'ya Gelecek Olan Diziler ve Filmler
Ocak 2025'te Prime Video'ya Gelecek Olan Diziler ve Filmler

Ocak 2025'te Prime Video'ya Gelecek Olan Diziler ve Filmler

10 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

2024 Yılının En Özel Röportajları
2024 Yılının En Özel Röportajları

2024 Yılının En Özel Röportajları

Genç Oyuncuların Yeni Yıl Mesajları
Genç Oyuncuların Yeni Yıl Mesajları

Genç Oyuncuların Yeni Yıl Mesajları

Buse Terim'in Yeni Yıl Dilekleri
Buse Terim'in Yeni Yıl Dilekleri

Buse Terim'in Yeni Yıl Dilekleri

Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi
Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı
Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine
Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Dans ve Terapinin Birleşme Noktasında Bir Sanatçı: Ekin Bernay
Dans ve Terapinin Birleşme Noktasında Bir Sanatçı: Ekin Bernay

Dans ve Terapinin Birleşme Noktasında Bir Sanatçı: Ekin Bernay

Begüm Kıroğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri
Begüm Kıroğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri

Begüm Kıroğlu'nun Yeni Yıl Dilekleri

Nostaljik Yolculuk: Rüya Büyüktetik ve Ece Tuncel'in Düğün Detayları
Nostaljik Yolculuk: Rüya Büyüktetik ve Ece Tuncel'in Düğün Detayları

Nostaljik Yolculuk: Rüya Büyüktetik ve Ece Tuncel'in Düğün Detayları

Reto Moser: "Lüks, Konfor Değil, Deneyimdir"
Reto Moser: "Lüks, Konfor Değil, Deneyimdir"

Reto Moser: "Lüks, Konfor Değil, Deneyimdir"

Sinem Ekşioğlu'ndan 2025'e İlham Veren Masa Set Up'ları
Sinem Ekşioğlu'ndan 2025'e İlham Veren Masa Set Up'ları

Sinem Ekşioğlu'ndan 2025'e İlham Veren Masa Set Up'ları

Serpil Şenyüz Kut ile Sıcak ve Samimi Bir Yılbaşı Sofrası
Serpil Şenyüz Kut ile Sıcak ve Samimi Bir Yılbaşı Sofrası

Serpil Şenyüz Kut ile Sıcak ve Samimi Bir Yılbaşı Sofrası