Lara MUTLU - lara.mutlu@alem.com.tr
Fotoğraflar: Doruk SEYMEN
Sergio Momo ile Beymen’de buluştuğumuzda kendisine yönelttiğim ilk soru, tüm bu parfüm serüveninin nasıl başladığı oldu. Momo’nun yanıtını buyrun kendisinden dinleyin; “Aslında tasarım kökenliyim, uzun yıllar boyunca farklı ülkelerde farklı markalar için tasarımlar yaptım. Parfüm her zaman hayatımın bir parçasıydı; benim için aileden gelen bir tutku. Büyükannemin, annem ve babamın parfüm koleksiyonu yaptıklarını hatırlıyorum. Yani bu tutkuyla büyüdüm. Farklı markalarla çalıştıktan sonra; sanatsal parfümle kendi tasarım yeteneğimi bir araya getirip markamı yaratmaya karar verdim ve bu adımı tam 15 yıl önce attım.” Momo ile en yeni parfümleri Cruz Del Sur I, Cruz Del Sur II ve Alexandria II üzerine konuştuk.
İşinizle ilgili sizi en çok ne heyecanlandırıyor?
Sanatsal denilebilecek parfümler yarattığımız için sürekli kendimizi geliştirip tasarımlarımızı ileriye taşıyoruz. Tüm çalışmalar sonucunda ortaya çıkan ürünü görmek insanı inanılmaz iyi hissettiriyor.
Parfüm piyasasında niş olmak nasıl bir duygu?
Bizim için niş parfüm piyasasında olmak, doğayla ve yüksek yaratıcılık seviyesiyle çalışmak anlamına geliyor. Doğa el verdiği sürece, kalite ve sürdürülebilirlikten asla taviz vermiyoruz.
Size en çok ne ilham kaynağı oluyor?
Seyahatler ve tarih. Sürekli olarak seyahat ediyorum, yeni yerler görüyorum, farklı kültürler hakkında bilgiler ediniyorum ve yeni insanlarla tanışıyorum. Tüm bu birikimi, tarihe olan özel ilgimle birleştiriyorum. Genellikle ilhamım böyle oluşuyor.
Xerjoff’un mottosu nedir?
Xerjoff’un yaratıcı ve girişimci felsefesini tek bir cümleyle özetleyecek olursak; bu cümle şüphesiz Dostoyevski’nin “Dünyayı güzellik kurtaracak” sözü olur.
Size göre tüm zamanların en iyi parfümü hangisi?
Gençliğimden beri, 1912 L’Heure Bleue de Guerlain’i çok beğenirim. Oryantal ve floral yapısıyla, gerçek bir sanat eseri. Tam anlamıyla bir tarzı olan, muhteşem dengeli ve zamansız bir parfüm. Bütün bu özellikleriyle de benim için çok ilham verici oldu. Onun dışında Xerjoff’tan da 17/17 koleksiyonunda yer alan Homme, bugünlerdeki favorilerimden biri. Tüm seyahatlerimden benim için çok iyi bir yol arkadaşı oluyor.
Sizin lüks anlayışınız nedir, günlük lüksünüz nelerdir?
Günlük lüksüm işim, bu nedenle kendimi çok şanslı görüyorum. Zaman imkan verdiğince de hobilerimle ilgileniyorum; bunların başında vintage arabalar ve pop art koleksiyonum yer alıyor.
İmza parfümünüz hangisi?
Aslında imza parfüm kavramına çok inanmıyorum; daha çok yaratım sürecinde geçilen yollara ve atılan adımlara değer veriyorum ve bunun sonunda yaratılan imza niteliğinde parfümler ortaya çıkıyor. Xerjoff’un stili iki önemli etkene bağlı: Doğanın mükemmeliği ve İtalyan ustalığı. Bu iki unsur, kalite faktörü ön plana çıkarılarak bir araya getirildiğinde ise imza parfümler yaratılıyor. Xerjoff, çok geniş bir parfüm portföyüne sahip ve tüm parfümler aynı felsefeyi paylaşıyor.