Resim ve heykel sanatına olan ilginiz nasıl başladı?
Saint Petersburg’da doğdum ve gençliğimden itibaren neredeyse hayatımın yarısını orada geçirdim. Çocukken üzüldüğümde hep odama gider ve duvara çizgi film karakterleri çizerdim. Ayrıca elbiseler dikmeyi, hayvanları şekillendirmeyi, battaniyeler örmeyi ve kilden kavanozlar yapmayı da seviyordum. Sadece dokuzuncu sınıfa kadar okuyabildim ama iş hayatına erken atıldım. Babamı kanserden kaybettim. Ülkemizde geleneksel olarak bir aile üyesi öldüğünde eve bir fotoğraf asılır. Annem bu geleneği hiçbir zaman sevmedi. Onun için tatsızdı, yanıma geldi ve babamın bir resmini çizmemi istedi, dürüst olmak gerekirse bu benim en zor işimdi.
Heykel yapmaya başladığınızda karşılaştığınız zorluklar nelerdi?
Pierre Auguste Renoir’a insanlar onun çarpık parmaklarını sorduğunda “Yetenek parmaklardan geçer” diye cevap verirmiş, bu onun için heykellerle çalışmasının tek zorluğuydu. Parmaklarda şiddetli ağrı, sık sık oluşan kesikler, bileklerde ve sırtta ağrılar bunun başlıca sebepleri arasında. Dışarı çıkmam gerektiğini bilirsem işe dokunmuyorum, çünkü mahvedeceğimi biliyorum.
Heykellerinizde hangi teknikleri kullanıyorsunuz?
Deneyimlemeyi seviyorum. Mermer, polyester, bronz ve metal ile üretimlerimi gerçekleştiriyorum.
Eserlerinizle yer aldığınız karma sergiler ya da özel organizasyonlar oldu mu? Türkiye’de bir projeniz olacak mı?
En son sergilerimden biri Ekim 2020’de İsviçre’de gerçekleşti; Exhibitor Portraits Art International Zurich 2020. Türkiye her zaman uzun bir geçmişi olan renkli bir ülke olmuştur benim için. Farklı etnik kültürlerin bir arada olduğu bir ülke ve eserlerimi bu ülkede de sergilemek istiyorum.
Türk heykel ve resim sanatında ilginizi çeken çalışmalar var mı?
Yalnızca İstanbul’a bakmanız yeter, kendisi bir sanat eseri.
Modern sanatın klasik sanatla buluştuğu eserlerinizi daha geniş kitlelere duyurmak gibi bir planınız var mı?
Önceden kategorik olarak işimi satmaya karşıydım; ama sonra aklıma şu anda sizinle paylaşamayacağım bir fikir geldi. Bu gelecekte bazı çalışmalarımı paha biçilmez hale getirecek. İş arkadaşlarımın dediği gibi “Herkes öğrenebilir ama herkes bir fikir üretemez.”
Heykel ya da resim yaparken neler hissediyorsunuz?
İş yaparken duyguları tarif etmek imkansız. Her işe bireysel bir yaklaşımım var, bir kadın olarak heykel çalışmalarının her birini kendi kişisel yaklaşımıma göre şekillendiriyorum. İşinize sevgiyle yaklaşmazsanız, işiniz mükemmel olmaz.
Sanatla ilgilenmek isteyenlere ne gibi tavsiyeler vermek istersiniz?
İki faktör çok önemlidir: yetenek ve profesyonel analiz. Profesyonellik de eşit derecede önemli bir rol oynar. Ne istersen yaratabilirsin, kafanda ne istersen çizebilirsin. İçinizdeki yeteneği keşfetmek için sadece fikirlerinizi tuvalin üzerinde bir şerit halinde çizmeniz yeterli olacaktır.