Anne olunca bambaşka bir insana dönüştüm. Doğumdan önceki ben ile şu anki ben arasında çok fark var. Annelik, insana inanılmaz bir olgunluk sağlıyor bence. Bakış açım, düşünce tarzım değişti.
Anne-baba olarak görevlerimizi ayrıştırmadık çünkü Sinan da ben de evdeyiz. Ben kendi doğrularıma göre, Sinan da kendi doğrularına göre büyütmeye çalışıyor. Ama zaten doğrularımız kesişiyor. O biraz daha otoriter ben biraz daha yumuşak bir yapıdayım. Satvet benim yumuşak karnım. O da şimdiden bunu fark etti. Hatta istediği şeyleri yaptırmak için kullanıyor bu durumu bile diyebilirim. En önemli şey, Satvet'in merhametli ve iyi kalpli bir yetişkin olması. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Elbette iyi bir eğitim hayatı olmasını da isterim. Ama bu biraz da onun içinden gelen bir şey. İnşallah kendini geliştirmeyi seven bir çocuk olur.
Ben çok huzurlu bir çocukluk geçirdim. Mutlu bir çocuktum. Küçük bir şehirde büyüdüm. Hep bizim sokakta ve bahçede oynadığımızı hatırlıyorum, mahalleden diğer arkadaşlarım ve abim Talha ile birlikte. Abim benim en yakın arkadaşımdı. Kardeşim Zeynep benden sekiz yaş küçük olduğu için onu bebek olarak hatırlıyorum. Çok süslü bir kız çocuğuydum. Bahçede oynamaya çıkarken bile günde üç defa eve girer üstümü değiştirir, takıp takıştırırdım. Annem ve babam hayatım boyunca en büyük destekçilerim oldu, olmaya da devam ediyor. İşimle ilgili her kararımda da babama danışırım. Sonuçta o da kendi emeğiyle büyük bir mobilya şirketi kurdu, bugünlere geldi. Bana çok fikir verir. Lise yıllarımda da çok çalışkandım. Okul birincisiydim. Hep evde test çözerdim. Dershanelere, kurslara giderdim. Sakin bir ergenlik dönemim oldu.
Açıkçası doğumdan önce de en çok koktuğum şeylerden biri buydu. Hem işime, hem eşime, hem sevdiklerime, hem kendime, hem oğluma her şeye nasıl yetişeceğim diye düşünüyordum. Evde olmak biraz kolaylaştırdı işimi. Gün içindeki en büyük lüksüm sabah sporum. Sabahları spor yapınca ödevini tamamlamış bir çocuk gibi hissediyorum kendimi. Hem de güne daha enerjik ve zinde başlıyorum. Bir de sabah kahvemi içerken yapılacaklar listemin üzerinden geçmek beni motive ediyor. Özellikle de yaptıklarımın üzerini çizmek.
Yüzde 90'ı benim. Jean üretmediğim için denim parçalar, mayolar, eşofman takımlar ve elbette aksesuarları başka markalardan alıyorum. Aksesuarlara özellikle de gözlüklere çok meraklıyım. Kışın en karanlık günlerinde bile gözlük alıp takarım. Bu yaz, neon renklere özellikle de pembeye çok rağbet var. Ben de bu tonlarda küçük çantalar, terlikler ekledim şimdiden dolabıma.
Sandalyeler için BMS Design Center'a teşekkür ederiz. Catering için Hande Önel Bakery'ye teşekkür ederiz.