Pınar Deniz ile Soru-Cevap

Sonbaharı “Let's NetWork X Pınar Deniz” kampanyasının yüzü olarak karşılayan Pınar Deniz'in heyecanına ortak olmaya hazır mısınız?

21 Eylül 2022 Çarşamba 11:17 | Son Güncellenme:
17 dakika okunma süresi

Yeni sezona NetWork'ün yeni yüzü olarak merhaba dedin. Nasıl bir araya geldiniz?

NetWork tavrı ve tarzıyla her zaman çok beğendiğim bir markaydı. Beraber başladığımız bu yolculuk benim için çok heyecan verici. Giydiğim her parçanın bende bir karşılığı var ve bence birbirimize çok yakıştık.

NetWork kampanya çekimleri de son derece enerjik. Markayla uyumuna dair neler söylemek istersin? Çekimler sırasında neler hissettin?

Öncelikle şahane bir ekiple çalıştık. Koray Birand'ın objektifiyle şehrin dinamizmi bir araya gelince bu enerjiyi hissetmemek mümkün değildi. Sabahın erken saatlerinde başlayan sette tüm ekip son derece keyifli saatler geçirdik. "Let's NetWork" diyerek çıktığımız bu yolculukta hayatın her alanında, bir araya gelmek ve birlikte olmanın altını çizmek istedik. NetWork'ün değişen stil kodlarını, NetWork kadınının ışıltısını, enerjisini, ruhunu ve güncellenen kodlarını yansıttığımız bir kampanya çekimi oldu. Çok güzel geri dönüşler alıyorum.

NetWork Sonbahar-Kış Koleksiyonu'nda favori parçaların hangileri?

Hepsi diyebilirim. Ruhumu yansıtan ve günlük hayatıma kolayda adapte edebileceğim parçalar ve hepsini zevkle giyiyorum.

NetWork kadınını nasıl tanımlarsın?

NetWork kadını; 7/24 hayatın her anına eşlik eden, modern, şehirli, güncel aynı zamanda stili ile ilham veren bir kadın...

Moda hayatının neresinde? En çok neler eklemeyi seviyorsun gardırobuna?

Moda önceleri çok ilgi alanıma girmeyen şimdi daha meraklı olduğum bir alan haline geldi. Büyük markaların yanında yerel tasarımlar daha çok ilgimi çekmeye başladı. Gustosu ve iyi işçiliği olan parçaları bulundurmayı seviyorum. Her parçayı ekleyebilirim. Dönem dönem başka insanlara dönüşüyorum belli bir çizgim var diyemem ama maskülen, cool parçaların beni daha iyi tanımladığını söyleyebilirim.

Gardırobunun en değerli parçası nedir?

Jean ve tişörtlerim.

Kariyerinin çok güzel bir dönemindesin. Dünden bugüne yolculuğuna baktığında neler hissediyorsun?

"Beni çalışmak kurtarır" mottomun ne kadar da karşılığı olduğunu görüyorum. Üretmek, işe yarar hissetmek hayatımın her noktasında hep iyi hissettirip geliştirdi beni. Şimdi yolculuğumun bu durağında gururlu ve mutlu hissediyorum. Başarabileceklerimin sınırsız olduğunu hep biliyordum, bugün geldiğim yer kendime olan inancımı daha da güçlendiriyor.

Çocukluk yıllarında oyuncu olacağının sinyallerini veriyor muydun?

Hep hayal gücü çok yüksek biriydim fakat büyüdüğümde oyuncu olurum gibi bir hedefim yoktu. Şarkı söylemeyi çok seviyordum ve kendimi hep sahnede ya da sokakta şarkı söylerken hayal ediyordum. Özgüveni düşük bir çocuktum o yüzden kendimi hep bir sanat dalıyla ifade etmeye çalışıyordum. Gösterilerde konuşamazdım ama şarkı söylerdim. Herkesin içinde ağlayamazdım o yüzden odama kapanıp şarkı söyleyerek duygularımı öyle akıttığımı hatırlıyorum. İlkokulda Tolgahan'ın CD'lerini alıp tango, cha cha öğrenip sonra da arkadaşlarıma öğretirdim mesela. İnsanlarla iletişim kurma biçimim buydu. Canım sıkkın olduğunda koşarak kitaplara sarılır sabahlara kadar okurdum. Bence hala öyle... Kendi duygularımı en iyi sanatla ifade edebiliyorum. Konuşamadığım, ağlayamadığım tüm sıkışmış duygularımı oyunuma aktarıyorum. Sanki ruhum taşıp karakterde var oluyormuş gibi hissediyorum.

Canlandırdığın karakterlerle nasıl bir bağ kuruyorsun? Ceylin'in sendeki yerini anlatır mısın bize?

Bazen hayattaki en yakınımdan bile daha büyük bağ kuruyorum karakterlerimle. Onlar gerçekten var ve ben yansıttıkları her hissi en içten bir şekilde yaşıyorum. Bu klişe olabilir ama her oynadığım karakter bende bir his bırakıyor. Pınar'ın sıkıştığı duyguları çözüyor sanki. Ceylin beni olgunlaştırıp kendime olan güvenimi artırdı mesela. Acının üstesinden nasıl gelinebilecegini öğretti. Fütursuz olma hali bana cesaret verdi. Kadın olmanın, kırılgan olup da güçlü kalabilmenin yolunu gösterdik birbirimize. Yavrum Ceylin bendeki hissin büyük hep öyle kalacaksın.

Çekimimizde hepimizin enerjisini yükselttin. Dizi setinde nasıl bir Pınar var?

Ben genelde enerjisi yüksek biriyim. Ekiple var olmayı onların enerjisiyle çalışmayı seviyorum. Yaptığım işi layığıyla yapabilmek için elimden gelen her şeyi yaparım. Sahnenin moduna göre hep o duyguda kalmaya çalışıyorum. Eğer dramatik bir sahne çekilecekse hangi işte olursam olayım ekipten hassas olmasını rica ederim ama onun dışında genelde çok yükseğimdir. O sabah ve gece setlerinde sinir bozucu pozitif insan benimdir anlayacağınız.

Yeni bir diziyle daha izleyicilerle buluşacaksın. Karakterinle ilgili ipucu verebilir misin?

Karakterim bir seri katil. "Celebrity" kimliğinin arkasında kılıktan kılığa girerek cinayet işleyen aslında kendisiyle ilgili büyük problemleri olan bir katil doğan. Daha önce oynadığım hiçbir karaktere benzemiyor. Sanırım daha önce Türkiye'de örneği yok. Riskli ama değerli buluyorum. İşimde risk almaya bayılıyorum. Eleştiri de alsam "En azından denedim." cümlesi beni tatmin edecek biliyorum. O yüzden seyirciyle buluştuğunda nasıl bir tepki alacak merak ve heyecan içindeyim.

Beyaz perdede canlandırmayı hayal ettiğin bir karakter var mı?

Çok var. O yüzden sınırlamak istemem ama biyografi türünde bir figürü canlandırmak isterim. Sıkışmış ve öteki yaşayan insanların hikayesini canlandırmak isterim. Farklı ve fikri olan her karakteri canlandırmak isterim aslında.

Ünlü olduktan sonra yaşadığın en ilginç an hangisiydi?

"Vatanım Sensin"de beni çok beğenip evimi bulup ailemden çat kapı istemeye gelmişlerdi. Bir hafta ısrarcı olmuştu aile. Bakıldığında korkunç ama komik bir olay.

Ünlü olmanın hayatını sınırlamasına izin veriyor musun?

Hayır vermemeye çalışıyorum. Kendimi sınırlandırmaya başlarsam oyun alanım da daralır, daha kısıtlı bir oyuncu olurum. Ünlü olmak ne demek bir kere? Kim dolduruyor bu terimin altını bilmiyorum ama ben özel hayatımı yaptığım işe göre şekillendirmemeliyim. Dilediğimi, dilediğim gibi yaşamak, hayatın tadını özgürce çıkarmak benim de hakkım. Popüler olduğun dönemlerde insanların ve magazinin gözü üzerinde olabiliyor. Senin ruhunu bilmeden, ne yaşadığına ne hissettiğine tanık olmadan yorumda bulunabiliyorlar. Yalan yok bu durum bazen beni sıkışmış ve mutsuz hissettirse de hemen kalkıp "Kimseye kendini kanıtlamak zorunda değilsin, sen hayatını saf bir yerden çıkarsızca yaşıyorsun. Dilediğini yaşamaya devam et." diyorum.

Gösteri dünyasında yıldızların her daim bakımlı olması bekleniyor. Üzerinde baskı hissettiğin oluyor mu? Beslenme, spor ve güzellik rutinine dair neler söylemek istersin?

Üzerimde baskı hissetmemeye çalışıyorum açıkçası. Her zaman iyi beslendiğim söylenemez ama yaş aldıkça yediklerimin psikolojim üzerinde de bir etkisi olduğunu fark ettim. O yüzden denge kurmaya çalışıyorum. Güzellik rutini benim için bütünsel temizlik. Temiz bir cilt ve "fresh" görünüm bana hep bakımlı hissettiriyor. Günlük hayatımda makyaj yapmamaya, cildimi her gece temizlemeye çalışıyorum.

Tamamen kendine ait bir gününe ortak eder misin bizi? En çok neler yapmaktan keyif alırsın?

Eğer bu dönemi soruyorsak yoğun tempomdan kaynaklı evde vakit geçirmeyi, gidebiliyorsam spora gitmeyi tercih ediyorum. Müze, sergi, tiyatroya gitmek beni inanılmaz besliyor; tekrar o rutinime geri dönüyorum o yüzden çok mutluyum. Keyif alma duygum ruh halime göre değişiyor aslında. Bazen durmak bazen hiç durmamak daha keyif veriyor.

Biz ekranda seni izlemeyi çok seviyoruz, sen en çok neler seyrediyorsun?

Öncelikle teşekkür ederim pek kibarsınız. Ben iyi olan her şeyi izlemeyi seviyorum. Bu bazen bir film, dizi bazen de bir belgesel, YouTube kanalı olabiliyor. Fikri ve gustosu olan her hikayeyi izlemeyi seviyorum. Aksiyondan ziyade psikodrama izlemeyi daha çok seviyorum. İnsan psikolojisi, ikili ilişkiler üzerine yazılmış iyi hikayeler beni çok etkiliyor. "Six Feet Under" izlediğim en iyi dizilerden mesela. Bu ara vakitsizlikten çok az izleyebilsem de "The Lost Daughter" diye bir filme başladım (uykum geldiği için tamamlayamadım bu röportaj yayınlandığında bitirmiş olacağım) çok iyi ilerleyen bir hikayesi var tavsiye edebilirim.

Hayalperest misin gerçekçi mi?

Her ikisi de. Hayalperest yanım daha ağır basabiliyor. Bence bir duyguyu doyasıya hissedebilmek akışta yaşamak ve gerçeği unutmakla mümkün. İleriye dönük plan bile yapıyor olsam önce hayal ediyorum mantığımla sınırlamıyorum. Hayat zaten tüm gerçekliğiyle sana sınır koyuyor o yüzden ben daha sınırsız ve hayalperest davranmayı tercih ediyorum.

Bir özelliğini değiştirebilsen bu ne olurdu?

Detay verme özelliğimi değiştirmek isterdim. Fazla açık biriyim, bazen uyandığımda o kadarını söylememe gerek var mıydı diye kendimi yiyorum. Üzerine çalıştığım bir konu. Annemden bana geçen bir huy sanırım.

ALEM'in en sevdiği kapak yıldızlarından birisin. Bu üçüncü çekimimiz. Duygularını paylaşır mısın bizimle?

ALEM'in bende çok özel bir yeri var. İlk kapak çekimimi sizinle yaptım ve en içime sinen çekimlerden oldu. Nedense hep Bodrum'da yaptığımız çekimin İstanbul'a taşınması bir burukluk yaratsa da bir sonraki çekimde Bodrum'da görüşürüz diyorum.

  1. Genel Yayın Yönetmeni: Gözde Yörükoğlu ERSU
  2. Röportaj: Ayça BARUT TANMAN
  3. Fotoğraflar: Fırat KOÇAK
  4. Styling: Yasemin EKE
  5. Prodüksiyon: Ceylan YENİACUN
  6. Saç: Önder TİRYAKİ
  7. Makyaj: Hakan KÜLTÜR
  8. Video: Öznur ÖZTÜRK
  9. Fotoğraf asistanları: Çağdaş SEZGİN, Yiğit Ege ŞAHİN
  10. Styling asistanı: Buse ERDAL
  11. Saç asistanı: Doğukan TUNCER
  12. Makyaj asistanı: Berke ŞEREN

Mekan için Four Seasons Hotel Sultanahmet'e teşekkür ederiz.

EN ÇOK OKUNANLAR

Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

1 dakika okunma süresi
Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

4 dakika okunma süresi
Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

2 dakika okunma süresi
Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

20 dakika okunma süresi
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

16 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

Bodrum Günlüğü: Cem Hakko, Ferit Şahenk, Kıvanç Tatlıtuğ

Bodrum Günlüğü: Cem Hakko, Ferit Şahenk, Kıvanç Tatlıtuğ

Bodrum Günlüğü: Suzan Sabancı, Alara, Fatoş Mildon, Caroline Koç

Bodrum Günlüğü: Suzan Sabancı, Alara, Fatoş Mildon, Caroline Koç

Golf'ün 50 Yıllık Zaman Tüneli

Golf'ün 50 Yıllık Zaman Tüneli

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Bodrum Günlüğü: Haluk Dinçer, Gizem Sabancı, Nejdet Ayaydın

Bodrum Günlüğü: Haluk Dinçer, Gizem Sabancı, Nejdet Ayaydın

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

Tuba Ünsal ve Burcu Baldouf İle "İyileşme Yolculuğu"

Tuba Ünsal ve Burcu Baldouf İle "İyileşme Yolculuğu"

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Eylül Ayı Burç Yorumları

Eylül Ayı Burç Yorumları

Dyson'dan Yenilik

Dyson'dan Yenilik

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu