Yorumlarımı yaparken önceliğim giyilen parçalar ile giyen kişinin uyumu ve enerjisi oluyor. Ardından parçalar arasındaki uyumu incelemeyi tercih ediyorum. Bazen ne giyildiğindense parçanın nasıl taşındığı çok daha kıymetli olabiliyor. Trend olmak ve konuşulmak uğruna itibar zedeleyecek seçimler yapılmasına ise tahammül edemiyorum.
Yeni dünya sistemine göre artık her bedenin her şeyi giymesine çok normal bakılıyor. Ben bu konuda hala geleneksel bakış açısını koruyorum. Yerine ve bedenine göre giyinmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Tabii burada güzel giyinmenin nasıl tanımlandığı da önemli bir kıstas. Yeri geldiğinde dekolteyi de severim ama dozunda olanını ve giyen kişiyle bütünlük sağlayan, ön plana çıkmayan dekolteyi severim. Maalesef günümüzde işin dekolte vermekten çıkıp teşhirciliğe doğru kaymasını üzüntüyle izliyorum. Kıyafetinizle, havanız ve güzelliğinizle tüm gözlerin üzerinizde olabilmesi pek de önemli değil. Önemli olan, kıyafetinizle TT olabildiniz mi olamadınız mı? Şıklık bu aralar kimselerin umurunda değil.
Aslında hiç zaman almıyor desem... Belli bir yaştan sonra eski yıllardaki tecrübesizlik, her trendi deneme isteği ya da deneysel bakış açısının yerini konuya iyi hakim olmak alıyor. Gardırobumda her daim zamana meydan okuyacak parçaları seçmeye özen gösteriyorum. Artık kendi vücudumu çok iyi tanıyorum ve zevklerimi bu bilinçle harmanlayarak gardırobumu düzenliyorum. Giydiğim şeylerin içerisinde kendimi rahat hissetmem de önemli. Kısacası yılların verdiği tecrübeyle kendi giyimimde bir çizgim olduğunu düşünüyorum ve bu çizgiden çıkmak gibi bir isteğim de yok. Aslında iyi giyinmenin öyle basit bir matematiği var ki vücut yapınızı da bu denklemin içine doğru bir şekilde katarsanız zamanla gelişen deneme yanılma yoluyla baya pratik sahibi olabilirsiniz. Hayatta 30-40'lı yaşları atlatmış her kadının bu noktaya eriştiğini ve bilince vardığını düşünüyorum. Ama çok özel bir davet varsa onun öncesinde ne giyeceğimi uzun uzun düşünmek ve seçimlerimi ince elemek benim kişisel zevkim oluyor. Buna biraz da planlı, programlı ve garantici olmanın keyif aldığım tarafı da diyebiliriz.
Öncelikle nereye gideceğim, kimlerle olacağım ve ne kadar zaman geçireceğim önemli. Gideceğim yere göre görünümümün iddia dozu değişiklik gösteriyor. Gideceğim yere yürüyerek ve arabayla gitmek de seçimlerimi etkiliyor. Eğer arabayla ulaşım sağlıyorsam daha yüksek ve şık ayakkabı modellerine yönelebiliyorum. İşlerimin hepsi yürüme mesafesindeyse daha spor seçimler yapıyorum. Sanırım ayakkabı seçimimden görünümümü buna göre tamamlıyorum diyebilirim.
Sağlayamıyorum. Zira düzeni sağlamak konusunda ciddi bir desteğe ihtiyacım var. Giyinme odamın trafiği çok yoğun. Girenlerin sayısıyla çıkanların sayısı çok dengesiz. Sonunda bana göre son derece radikal bir değişiklik yapmak durumunda kaldım. Artık tamamen bende kalacak sıfırdan parçalar almak yerine, çalıştığım ya da dost markalardan özel zamanlarda tercih etmek üzere ürün desteği alıyorum. Hem gardırobum kalabalık olmuyor hem sosyal medya paylaşımımda marka memnun oluyor, ben de günü seçtiğim şık bir kıyafetle tamamlamış olmanın rahatlığını yaşıyorum. Mevcut parçalarda ise düzenli aralıklarla ayıklamalar yaparak derneklere gönderim sağlamayı ve döngüyü bu şekilde devam ettirmeyi tercih ediyorum. Kızımın yaşı henüz gelmedi ancak özellikle gelecekte onun tercih etmek isteyebileceği kıyafetlerimi, çantalarımı ve aksesuarlarımı saklamaya çalışıyorum.
Yazın gardıroplarda klişe ama her daim olması gereken parçalar arasında pamuklu keten takımlar, gömlekler, kurtarıcı atletler, jean/kumaş şortlar, kapri ve cigarette pantolonlar olmalı. Kendim için söyleyecek olursam da iyi kumaş ve kalıptan tek parça kurtarıcı elbiseler ve tabii ki kendini gösteren gold aksesuarlar. Renk olarak siyahı çok seviyorum ama yazın enerjisini yansıtacak renk alternatiflerini de mutlaka değerlendiriyorum. Gömlek-pantolon takımlar da büyük kurtarıcım. Özellikle terletmeyen tamamen pamuklu takımları tercih ediyorum.
İyi kalıpta kapri pantolon ve üzerine terletmeyecek pamuklu efil efil bir bluz. Bu look, güzel bir hasır şapka veya eşarpla da kombinlenebilir. Tabii bir de vazgeçilmez aksesuarım gözlük, olmazsa olmaz.
Kendini gösteren oversize gold aksesuarlar ve büyük gözlükler hem kurtarıcı oluyor hem de görünümü yükseltiyor. Bu nedenle sıkça tercih ediyorum. İşim gereği yoğun bir davet trafiğim oluyor. Bu dönemlerde cilt sağlığımı daha fazla önemsemem gerekiyor. Bu gibi zamanlarda makyaj tercih etmeyen ve doğru bakım ürünleriyle cildine yatırım yapan biri olarak gözlük seçimi gerçekten kurtarıcı oluyor. Saça çekilmiş güzel bir fön, degrade camlı bir gözlük ve çarpıcı bir rujla işi bitiyorum.
Bu sene Jacquemus yaz koleksiyonunu çok beğendim. Loewe, Miu Miu, Prada, Dior yaz koleksiyonlarında renkleri, desenleri ve kumaşlarıyla bir adım önde. Hatta Jacquemus çantaları sevmeyen biri olarak bu sezon yeni çanta modellerinden sipariş verdim, gelmelerini bekliyorum.
Mevsimlerin yumuşadığı kanısındayım, o nedenle özel spesifik bir yazlık giysiden söz edemem. Örneğin yaz akşamında serin bir günde çok ince bir ceket ya da trençkot giyebilirim. Zara, Massimo Dutti, Cos, Ipekyol, Machka, Roman, Nu, Mapa en sık alışveriş yaptığım markalar. Koton, adL gibi markaların iş birliği koleksiyonlarını da takip etmekten keyif alıyorum. Yaz alışverişimde iyi model ve kumaştan şık parçalar ile lüks ayakkabı ve çantalarımı harmanlamayı seviyorum. Kendimi bildim bileli ayakkabı ve çantada lüks marka takıntım var. Çünkü ayakkabı ve çanta seçiminiz kıyafetinizi rezil de vezir de edecek güçte. Ama son 2-3 senedir global perakende markalarında şık ve kaliteli parçaların olmasıyla marka takıntım biraz olsun kırıldı. Zara ve Massimo Dutti Studio'nun yazlık sandaletleri, bütçemi dengelemede kurtarıcılarım oluyor.
Beni hiçbir zaman, vamp kadın düzeyinde çok seksi bir look ile göremezsiniz. Hiçbir zaman böyle bir tercihim olmadı.
Beli lastikli, uzun paçalı, hafif parlak kumaştan siyah bir pantolon üzerine pamuklu siyah bir bluz, üstüne iyi kalıp bir trençkot/biker ceket ve topuksuz düz şık bir ayakkabı. Bu kombin fotoğrafta iyi görünmenizi de sağlar. Ve mutlaka enerji yükseltmek için kırmızı ya da gül kurusu renginde ruj.
Fotoğraflar: Ertan Demirbilek