Maya Portakal Bitargil Hakkında Merak Edilenler

110 yıllık bir mirasın dördüncü kuşak temsilcisi o! Portakal Sanat ve Müzayede Evi'nin son kuşak temsilcisi Maya Portakal Bitargil ile geçmişi, geleceği ve şimdiyi konuşabilmenin keyfini tadıyoruz.

14 Mayıs 2024 Salı 13:11 | Son Güncellenme:
17 dakika okunma süresi

Maya, bizler için anlamın öylesine derin ki... Sen kendini nasıl tanımlarsın?

Yıllar içinde oturmuş bir düzende yenilik yaratan, bu değişimi kalıcı kılan ve örnek olan dostum Gözde, başta sen ve kurduğun harika ekiple iş birliği yapmak harika. Hassasiyete ve özene dayanan çalışma prensibiniz, ilerici tavrınızla gurur duyuyorum. Umarım her zaman el ele güzel ülkemizi her yerde temsil etmeye devam edersin. Sevginin ve güvenin esas olduğu, insan sevgisinin ve dost sevgisinin çok kıymetli olduğu bir ailede yetiştim. Annem ve babamın dostlarının arasına, zaman içinde (çocukluğumdan itibaren) kendi arkadaşlarım da katıldı. Kapısı hep açık olan evimizde yeni dostluklar doğar; eskiler pekişir, daha önce tanışmamış insanlar birbiriyle tanışır; güven veren çemberler oluşurdu. Büyük dost aile yemeklerinde; müzayede sonrası gelenekselleşen dost buluşmalarında -bu gelenek dedem Aret ile başlar- bir yandan günü kutlarken bir yandan da kritikler yaptığımız sohbetler ederdik. Bu yemeklerde içtenlik, samimiyet, sonsuz sevgi ve güven beni en çok etkileyen değerlerdi. Bu ortamda, paylaşmanın ne kadar önemli olduğunu erken yaşta anladım ve insanlara güvenebilmenin en büyük lüks olduğunu öğrendim diyebilirim. Bu yüzden insanlara yaklaşırken önce yüzde yüze yakın bir güvenle yaklaşırım. Biraz Amerikan hukuk sistemi gibi. Suçluluğun kanıtlanana dek yüzde yüz masumsun ve oyuna 1-0 önde başlıyorsun. Bu yaklaşımım insan ilişkilerinde beni mutlu ediyor. Sevgi, güven ve paylaşımın temel alındığı aile ortamı, her alanda ilişkilerimi ve kararlarımı şekillendirdi, şekillendiriyor.

Seni ve aileni hiç tanımadığımı varsayarak, hayat hikayeni baştan dinlemek isterim. Nasıl bir ailede büyüdün?

Dördüncü kuşak olarak bu işin bir parçası olmak elbette maraton koşucusu yapıyor sizi. Süreklilik, sorumluluk, azim... Portakal Sanat Evi bugün 110 yaşında. Arkamızda büyük bir bellek, kuvvetli bir hafıza var diyebiliriz. Sosyo-kültürel değişimi bir asırdır izleyebilmek ve elbette bu süreçte ufak, büyük roller oynayabilmek gurur verici. Bu süreçte yapılmayanı yapmaya cesaret edebilmek için bilginin esas olduğu tortuları biriktirmek, işimizin püf noktalarının başında geliyor. Eser sevgisi ve insanlar ile sanat eserleri arasında bağlar kurabilmek, köprülerin kurulmasında emekçi olmak, bizim işimizin en büyük tatmini. Bana ailemde, ailemin çevresinde en önem verilen neydi diye sormuştun; elbette en başta sevgi ve hemen sonrasında bilgi demeliyim. Bilginin otantiklikle birlikte esas olduğu ve konunun hem insan ilişkilerinde hem de eserlerde temeli oluşturduğu bu dünyada nefes alıyor olmak, en büyük şansım. İşin de insanın da en hakikisi en kıymetlisi bu.

Ailenle çalışmak ve böylesine köklü bir kurumun parçası olmak eminim şahanedir, peki ya zor yanları?

Zorlukları olmaz olur mu! Hem de katman katman olur. Köklü kurumlarda, koruyucu davranmak zorunda bulursun kendini. Yırtıcı davranmak istediğin anlarda fevri davranmamayı bilerek mi doğuyorsun ailene bilmiyorum; ama cesaret ve güven endeksiyle kontrollü dans ederken buluyorsun kendini. Cesaret, bilgi temeli üzerinde cesur hareket edebilmek önemli. Babayla kız ilişkisi... Hocam, ustam, kavgam, başarım... Bilgi, merak, detaycılık, cesaret, "attitude" hayat duruşu. Çok çok şey gördüm, görüyorum sevgili babamdan. Tohum ekmekten çok daha fazlasını yaptı. Kocaman emeği omuzlarımda... Ailede işimiz ilk kez bir kadın DNA'sı taşıyor. Kuşak çatışması, kadın erkek farklılıkları sağlıklı sonuçların doğmasında faydalı olabiliyor. Tartışmanın, hatta zaman zaman "tatlı" çekişmelerin iyi meyveleri olabiliyor.

İçinde bulunduğun dünyanın perspektifinden bakarak, koleksiyonerliğe bakış açını ve senin ruhuna yansımasını çok merak ediyorum...

Koleksiyonerlik; bilgi, belirli bir disiplin ve sürekliliğin; gelişen, büyüyen değişen bir zevk, tutku ve sevginin buluşması sonucunda erişilebilir bir nokta. Üzerinde her zaman çok konuştuk, daha da konuşacağız. Eser toplamak ile koleksiyoner olmak arasındaki fark, uçurum kadar. Koleksiyonerin parası da, duvarı da bitmez... Sanat sevgisi, yatırım fikrinin her zaman çok üzerindedir. Öyle büyük ve hala naif alanlar var ki bu işin duygusunda... Her zaman şaşırtabilecek bir mekanizmaya sahip.

Sahip olmak ve ruhunu besleyen ögeleri sanat yoluyla yansıtmak, hayat boyu sürecek bir tutku mu?

Hayattaki en büyük tutkum, yüksek frekansta yaşamanın verdiği yaşam sevinci ve heyecanını kucaklamak. Bu tutku, insanların ve hayatın sunduğu güzelliklere derin bir şükran duygusuyla bağlanmak! Sevgiyle, kahkahayla ve güvenle çevrili bir hayata olan inancım, bana güç ve umut veriyor.

Aşka ve evliliğe bakış açını da sormak isterim; işin en zor kısmı. İbrahim ile tanışma hikayeni ve belki de Delicatessen'in önemini anlatmak ister misin?

İbrahim'i 28 yaşında tanıdım. Evet, seninle oturduğumuz tam bu masada ilk kahvemizi içtik. Bir öğlen iş arasıydı ve İbo'yu ilk tanıdığımda güven duyguma dokunmuştu. Delicatessen'in bizim için özel bir yeri var çünkü orası, 12 yıl öncesine kadar babamın 1974'ten itibaren işlettiği, çocukluğumun geçtiği galeriydi. Babam ve dedem orada çalışmıştı; bordo kadife pileli perdeleriyle bir kültür merkezi gibiydi. İbo'yla ilk yıllarımızda en çok Delicatessen'de vakit geçirirdik; hala da ev hissi verir bana...

İlişkinizde sizi mutlu eden küçük şeyler neler mesela? Birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız?

İlişkimizde bizi mutlu eden küçük şeyler var. Benim için mesele, hakikatte kalabilmek ve hakikatin kıymetini bilmektir. Temelimiz, önceliklerimiz ve ailelerimizin verdiği değerler birbirine çok benziyor. Evliliğimize en çok kuvvet veren de bu ortak ilkeler oldu zaman içinde. İbo bana destek oluyor, sessizce beni şımartan ve koruyan bir yapısı var. Ben daha yüksek yaşıyorum hislerimi, daha sesli. Bana en çok güven ve sağlamlığı hissettiriyor. Sabah kahvemiz, küçük ve favori bir ritüelimiz. İbo her sabah saat 06.50'de bana ve kendine 12 yıldır -birkaç sene evvelime kadar 7.30'du; malum okul saatine kaydık şimdi- aynı kahveyi yapıyor. Hayat o an akışta benim en keyifli zamanım... Bir doktor bana, "Evlilikte her gün, her saat, her ay, hatta her sene iyi olunmaz. Ama öyle birkaç saat olur ki, bazen bir ömür zor anları bile kolay geçirmenizi mümkün kılar" demişti. Evliliğe maraton gibi bakabilmek önemli. Biz de herkes gibi öğreniyoruz. Öğrenmenin sonu yok, hiçbir alanda. Değişim ve kabullenmek önemli. 40 yaşla birlikte baskılar kalkıyor, (insanın kendi üzerinde yarattığı veya abarttığı baskılar) doktorumun söylediği gibi, her an mutlu olma mecburiyetini kaldırınca, hayat daha neşeleniyor. Kreşendolar elbette var, yüksek anlar; onları kim sevmez?

Peki ya anne olmak? Anne olduktan sonra anladım ki, "Anne olmak yaşamında ne değiştirdi?" klişe sorusunun ötesinde bir durumla karşı karşıyayız. Senin de yeni bakış açın, yaklaşımın ve Defne Olivia için hayallerin var mı?

Defne Olivia, sevgiyi öğrensin... Sevmeyi ve sevilmeyi... Daha kıymetli bir şey olamaz. İnsan sevgisi zaman içinde bilgi sevgisine de evrilir hiç şüphesiz. Sevginin, her şeyin temelinde olduğuna inancım sonsuz.

Çocukluktan bu yana süregelen yakın arkadaş grubun var. Her birinin senin için çok kıymetli olduğunu biliyorum. Dostların için neler söylemek istersin?

Dostlarım, kız kardeşlerim; belki daha fazlası ... Çocukluk arkadaşlığının değerini kızımda görüyorum şimdi; "Anne sen de mi dört yaşından beri arkadaşsın?" deyip kendi arkadaşlarına verdiği kıymetten kendimi izliyorum diyebilirim. Dostlarım, en kıymetlilerim; ailemle bir... Kötü gün kadar iyi gün dostu olmak da kıymetli.

Dinginliğin ve ortama girdiğinde yarattığın huzur sanırım iç dengenden kaynaklanıyor. Maya kendini, ruhunu nasıl besler de böylesine uyumlu bir ruh haline kavuşur?

Gözde, sen beni hep şımartırsın sağ ol. Bilmiyorum. İç dinginliğim her an benimle değil sanki. Hassasiyet, özen ve empati; karşımdakinin yerine çok hızlı koyabiliyorum kendimi... Bazen yavaşlatmam gerekiyor. Bütüne varmayı seviyorum. Bütünün iyiliğine odaklanıyorum. Her zaman tersten düşünmeyi severim. Böyle küçük, kendimle oynadığım oyunlar var.

Ve yaşadığımız çağın hızında, dijital platformlar içinde, ruh sağlığını nasıl koruyorsun?

Kitap okumak hayatımın merkezinde; daha az değil daha çok okuyorum. Sosyal medya ile ilişkimdeki sınavı ancak böyle verebilirim diye düşünüyorum. Instagramı seviyorum biliyorsun, X de oldukça takip ettiğim bir alan. Özellikle itiraf edeyim; politik meseleleri takip ettiğim, esprisine hayran kaldığım insanlar var.

Biraz da günümüzün koleksiyonerlik anlayışından ve sanat piyasasından bahsetmek istiyorum. Koleksiyoner kimliği renk değiştirdi mi? Günümüz sanat üretimiyle ilgili ve mevcut sanat piyasasıyla ilgili görüşlerini merak ediyorum.

Koleksiyonerlik değişti, değişir. Yüzyıllardır değişiyor, değişim hayat zaten! Öncelikle koleksiyon yapmak isteyen insanın psikolojisini iyi değerlendirmek lazım. Koleksiyoner olmak için birçok bilgi lazım. Para kafi değil; hatta sizi koleksiyonerlikten çok uzaklaştırabilecek bir kuvvete de sahip olur, kuvveti sadece paradan alınca. Bilgi, doğru bilgi, şanslıysanız süzme bilgi... Sanat sevgisi, merakı, disiplini ve sahip olma isteği. Koleksiyoner, ayrışmak isteyendir... "Unique"liğini önce kendisine ve sonra çevresine ispatıdır. Koleksiyoner olmak kısmi çılgınlığı, cesareti beraberinde getirir. Zenginliktir, koleksiyoner olabilmek, ruh ve bilgi zenginliği.

En son okuduğun kitap?

Simon Armitage kaleminden Queenhood. Çok tavsiye ederim.

Sabah kalktığın an ritüelin?

Defne Olivia ve İbo ile sabah 06:50'deki kahvemiz.

Senin için "kendime ayırdığım an" dediğin?

Sabah kahvemiz, en çok o.

"Hayatımın filmi" dediğin?

Little Women


Röportaj: Gözde Yörükoğlu Ersu

Fotoğraf: Selçuk Danyıldız

Styling: Bengisu Gürel

Saç ve makyaj: Tayfun İltir

Prodüksiyon: Yasemin Türk Yeşilkır / Kübra Bıçak

Video: Kaan Karaaslan

Mekan için The Peninsula Istanbul'a teşekkür ederiz.


EN ÇOK OKUNANLAR

Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
“Bizans'a Yelken Açmak” Sergisi

“Bizans'a Yelken Açmak” Sergisi

4 dakika okunma süresi
Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

1 dakika okunma süresi
New York'ta Türk Gecesi

New York'ta Türk Gecesi

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Bodrum Günlüğü: Maya Portakal, Aslı Gümüşel, Esra Oflaz

Bodrum Günlüğü: Maya Portakal, Aslı Gümüşel, Esra Oflaz

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Güneş Çağlarcan Solo Sergi Açılışı

Güneş Çağlarcan Solo Sergi Açılışı

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Dyson'dan Yenilik

Dyson'dan Yenilik

Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası'nın 2024 Edisyonu

Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası'nın 2024 Edisyonu

Eylül Ayı Burç Yorumları

Eylül Ayı Burç Yorumları

Bodrum Günlüğü: Feryal Gülman, Hande Ataizi, Simla-Hüsamettin Beyazıt, Pelin Karahan

Bodrum Günlüğü: Feryal Gülman, Hande Ataizi, Simla-Hüsamettin Beyazıt, Pelin Karahan

Ersu Şaşma: Olimpiyat Yolculuğu

Ersu Şaşma: Olimpiyat Yolculuğu

Bodrum Günlüğü: Suzan Sabancı, Alara, Fatoş Mildon, Caroline Koç

Bodrum Günlüğü: Suzan Sabancı, Alara, Fatoş Mildon, Caroline Koç

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

21 Temmuz Oğlak Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

21 Temmuz Oğlak Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?