Trendsiz düğünlerin ön planda olduğunu söylüyor ve "Gençler bu işi çok iyi biliyorlar. Artık ailelerle çalışmayalı çok oluyor. İş gençlere kalınca da sade ama eğlenceye odaklı tasarımlar çıkıyor. Dolayısıyla nasıl ki yaşam tarzlarımız değişiyor, sadeleşiyor, kurallar kalkıyor ve bu düşünce yapısı yaygınlaşıyor, aynı şekilde talepler de değişiyor" diye ekliyor Candan Varnalı. Son yıllardaki düğünleri Varnalı anlatıyor...
Uzun yıllardır birçok düğün organizasyonunda sizin imzanız var. Bu süreçte sizi en heyecanlandıran an hangisi oluyor?
Hazırlık süreçleri bence baştan sona heyecanlı geçiyor, her şeyden evvel size güvenen bir ailenin pırıl pırıl iki gencin en önemli günlerinden birini olabildiğince mükemmel planlamanız gerekiyor, yani demek istediğim sürecin tümü heyecanlı ama yaratım kısmı bana hep en heyecanlı bölümü geliyor. Düğün gününde ise gelin-damat çıkışı hep en heyecan duyduğum andır.
Çiftlerle bir araya geldiğinizde ne kadar süreye ihtiyacınız oluyor, düğün gününe kadarki bölümü bizimle paylaşır mısınız?
Aslında ideali altı ay kadar bir süre gerekiyor; önce çifti sonra aileyi olabildiğince tanımanız gerekiyor. Yakınlaşıyorsunuz, tanıyorsunuz, tarzlarını öğreniyorsunuz, ne severler ne yerler nasıl müzik dinlerler, hobileri nedir, nasıl giyinirler gibi tüm bu bilinmezleri keşfetmeniz gerekiyor ki düğün onların olsun. Onlar giyebilmeli o geceyi! Tabii ki benim de bir tarzım var ama bana göre amaç onların tarzını benim yorumlamam ki onlara özel olsun; yoksa tüm düğünler birbirinin aynısı olurdu. Tanıma aşamasında isteklerini, hayallerini nasıl görsele dökebiliriz süreci başlıyor. Planlama, yaratım kısmı ve tabii ki bütçe de önemli dolayısıyla işin muhasebesini de yapmak durumundasınız; orada öncelik sıralamasını doğru yapmak gerekiyor. Sonra biraz evvel bahsettiğim en heyecanlı bölüm başlıyor; yaratım. Renkler, malzeme, kumaşlar, yerleşme planları, ışıkçılar, ses düzeni, eğlencesi, davetiye, tasarımları menüsü derken organizasyon süreci devreye giriyor; yani önce kurulum, akış ve toplanma planlanması ve bunların koordinasyonu, sonra da o büyük gün gelip çatıyor
Sizin düğünlerde olmazsa olmazlarınız neler?
Benim için ışık düzeni hep birinci sırada oldu. Şahane dekor olabilir ama yanlış ışıkla hiçbir yere varamazsınız. Mumsuz masa düşünemem. Led ışık kesinlikle kullanmam.
Birkaç yıl önce Nick Spanswick ile oğlunuzun düğününü gerçekleştirdiniz. Nasıl bir deneyimdi?
Güya çok hazırdım ki tüm sürecin keyfini çıkarayım diye ama hiç başaramadım; tamamen kendi heyecanımdan dolayı hazırlık dönemi çok stresli geçti. Emin ellerde olduğumu çok iyi biliyordum ama yine de her an aklıma bir şey takılıyordu. Ne zaman ki Antalya'ya gittik orada her şey değişti, sahiden kendimi akışa bıraktım. Senelerce şunu savundum; bir düğünün akışı önce gelin-damadın, sonra ailelerin ruh haliyle aynı olur. Siz eğlenirseniz misafirleriniz de eğlenir, siz keyif alırsanız onlar da alır. Bunu hep aklımda tutup o şahane ekibe bıraktım kendimi! Hem Nick hem tüm çalışma arkadaşlarım hem Gloria Ailesi harika iş çıkarttılar bana göre. En azından, ailece hayal ettiğimiz her şey fazlasıyla oldu çok şükür. Duygular işin içine girince tabii ki süreç farklı oluyor.
2024 sezonunda bizi düğün trendlerinde neler bekliyor?
Galiba "trendsiz düğünler" ön planda artık. Gençler bu işi çok iyi biliyorlar. Artık ailelerle çalışmayalı çok oluyor. İş gençlere kalınca da sade ama eğlenceye odaklı tasarımlar çıkıyor. Dolayısıyla nasıl ki yaşam tarzlarımız değişiyor, sadeleşiyor, kurallar kalkıyor ve bu düşünce yapısı yaygınlaşıyor, aynı şekilde talepler de değişiyor. Yani trendler de bu düşüncelerin etkisinde kalıyor. Ama dikkatimi çeken bir şey var, o da çiçek kullanımının gittikçe artması.
CVC LifeStyle olarak yakın zamanda yeni sürprizleriniz var mı?
Kendi adıma akışta kalabilmek için çok çaba sarf ediyorum, çok plan yapmıyorum. Sürpriz olacak bir çalışmam yok; bu sene mesela Arkas Ailesi'nin İzmir Bornava'da açtıkları Halı Müzesi bünyesinde Arkademia'nın restoran, pastane ve özel davetleri için masalarını ve malzeme teminlerini üstlendim. Ayrıca "Anneden Kızına" yemek kitabının styling'ini üstlendim ve harika bir ekiple çalışma fırsatım oldu. Her iki proje de çok ama çok keyif vericiydi. Hele ki şimdi kitap "Gourmand" tarafından finalist seçildi, bu hafta Riyad'da ödül töreni var. Ben işlerimden dolayı katılamıyorum ama yüreğim ağızımda merakla sonucu bekliyoruz. Yani "yeni" gelecek bana da sürpriz olacak.
Evinizdeki davetleriniz de her zaman çok konuşuluyor. Sizce ev davetlerinin beş olmazsa olmazı nedir?
Bana göre önce içinizdeki çocukla planlama yapacaksınız. O çocuk cesaretine, isteğine, hayaline izin vereceksiniz. Cesur olmak gerekiyor. Üşenmeyeceksiniz! Misafirlerinizi şaşırtacak sürpriz olabilirse harika olur. Ben evimin parçası olabilecek sofra kurmaya özen gösteririm. Işık, evde de çok önemlidir . Hep söylüyorum, ışıkların dimmerlı olması lazım. Masamda muhakkak çok fazla mum ve taze çiçek kullanırım. Örtü ve peçetelerimin iyi kolalı olmasına özen gösteririm. Playlist'imi önden hazırlarım. Aynı şekilde menü seçiminin de masaya, mevsime ve gelen misafirlerime uygun olmasını isterim.
Yazın son günlerinde Amalfi'de çok özel bir doğum günü organizasyonu gerçekleştirdiniz. Nelerden ilham aldınız?
Aslında biraz spontane oldu ama tabii ki de Ravello'nun kendisinden ilham aldım. Orayı anımsatacak aklıma ne geldiyse renkleriyle, malzemesiyle, müziğiyle, menüsüyle, masada olmasını istedim. Tef, çizgi, limon, rengarenk seramik desenli tabak gibi...