Meghan Markle 2025 Yılını Yeni Instagram Hesabıyla Karşıladı
1 dakika okunma süresi
Nikol BASOGLU / nikol.basoglu@alem.com.tr
Londra bugünlerde 300 milyon dolarlık büyük mücevher soygunuyla gündemde. Bond Street üzerinde çok iyi korunan bir mücevher merkezi Ocean’s Eleven tarzı bir soygunla 70 kasa açılarak soyuldu. Londra bu tür kötü olaylarla gündeme pek de gelmez. Kalabalığına, farklı insanlarına ve renklerine rağmen sakindir. Eğer biraz da güneşli olsa idi tadından yenmeyecek bir şehir olurdu. Lakin havası o kadar kasvetlidir ki güneş tutulması olsa anlamazsanız. Vücudunuz D vitaminsizliğinden anormal pozisyonlar alırken pergel bacaklı bir canlıya dönersiniz. Yine de Londra der insanlar bir kez büyüsüne kapılınca.
Yeme içme açısından Avrupa’da favori şehrim Londra. Peki sadece bir günüm olsa nerede yer içerdim ve ne yapardım?
Sabah
Birincisi Knigthsbridge’deki Otttolenghi. İçeri girdiğinizde sizi açık büfesi ile karşılayan bir mekan.Yalnız sakın sizi klasik otel kahvaltısı tarzı bir açık büfeye gönderdiğimi sanmayın. Solda muhteşem tatlılar, sağ tarafta ise sağlıklı seçeneklerle dolu bir açık büfe. Hansel ve Gratel’in büyülenmesi için yapılmış sağlıklı bir pasta evi gibi. Bu arada Ottolenghi hissini Londra’ya gitmeden Maslak’ta iç mimar Enis Karavil’in açtığı Sanayi 313’te de yakalayabilirsiniz. Ottolenghi’den transfer ettikleri şef Müge Ergül bu tadı ve pasta evi görselini yakalamayı başarmış.
Öğle
Öğlen yemek seçimi en zor zaman aralığıdır. Burada ufak bir hile yapıp 3 seçenek sunacağım size. Her şey okuyucu memnuniyeti için.
Birincisi Burger and Lobster. Menüsünde sadece üç seçenek var: burger, ıstakoz ve ıstakozlu sandviç. Üçünden zevkinize uygun olanı seçip yiyebilirsiniz ya da benim gibi yapıp tatildeyim diyette neymiş deyip üçünü de yiyebilirsiniz.
İkincisi Dinings. Hiçbir zaman bir kerede ulaşmayı beceremedim. Benim doğuştan eksik olan navigasyonuma Dinings’in olduğu bölgedeki birbirine benzeyen sakin ve sessiz Londra sokaklarını eklerseniz yarattığımız sinerji çevremdeki insanları çileden cıkarıyor. Ya yan sokağından giriyorum, ya da yanlış yöne yürüyorum. Gerçi yanlış yürüme konusunda her alanda uzmanım. Neyse efendim aşk subliminal mesajımızı da verdiğimize göre devam edelim. Dinings’e kapısından içeri bakınca bir Japon sushi ustası görüyorsunuz. Hiç masa sandalye gözükmüyor, o yüzden oranın restoran olduğunu anlamıyorsunuz bile. Sanki Japon çizgi filminden bir karede buluyorsunuz kendinizi. Sizi köşedeki merdivenden aşağı indiriyorlar ve ufak bir restoranla karşılaşıyorsunuz. Gerçekten de Marylebone’un en iyi saklanmış sırrı burası. Nobu asıllı Şef Masaki Sugisaki’nin elinden çıkma sushilerine inanamayacaksınız. Ördek ciğerli ve yılan balıklı olanlar da favorim. Kesin denemelisiniz.
Üçüncü önerim de Pizza East. Zaten köşemi okuyanlar pizza ile olan aşk bağımı bilirler. Ben genelde Portobello’dakine gitmeyi tercih etsem de iki lokasyonu var Pizza East’in. Portobello’da pizzamı yiyip antika sokağında salına salına yürüyerek kalorileri erittiğimi sanmak beni rahatlatıyor. Shoredicth adresi de etrafında yer alan mağazalar ve cool kitlesi de kesinlikle görülmeli.
Akşam: Coya Coya Coya
Londra’ya tek akşamlığına gitsem beni başka yere götüremezsiniz. Coya, Peru mutfağından esinlenmiş bir füzyon restoran. Sipariş ettiğiniz yemekler tapas boyutunda ufak ufak tadımlık bir şekilde masaya geliyor ama her şey o kadar lezzetli ki hiçbir zaman tadımlık olarak es geçilemiyor ve bir tane daha bir tane daha şeklinde tüm gece boyunca yemeklere ekleme yapılıyor. Guacamole ve cips ile başlayıp, mısır salatası ve kinoa ile devam edip (kinoa salatası başka yerde yediğiniz gibi değil) üstüne de bir çeşit risotto ile servis edilen levrek ve baharatlı bonfile ile devam etmelisiniz. Zaten dayanamayıp sonunda tüm menüyü denemiş olduğunuzu anlayacaksınız.
Akşam yemeği sonrası için tavsiyem Secret Cinema. Londra’ya gitmeden önce mutlaka internetten biletinizi alın. 24 saat önce size bir adres geliyor. Adrese gidiyorsunuz ve bir Hollywood klasiğinde figüran olarak rol alıyorsunuz. Zaten gelen mesajda ne giyinmeniz gerektiği de var. Bu interaktif tiyatroda bir anda kendinizi hapishane içinde gardiyan ya da uzay mekiğinde çaycı olarak bulabilirsiniz. Çok eğleneceksiniz.
Afiyet olsun, iyi performanslar olsun...