Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz ALEM Summer Weekend'de bir araya geldiğimiz Yüsra Geyik ile birkaç aydır üzerinde konuştuğumuz kapak çekimimizde yeniden kavuşmanın mutluluğunu yaşadık. Rol aldığı diziden tutun da aşkın ona nasıl hissettirdiğine dair her soruyu gözlerinin içi parlayarak, olduğu gibi, filtresiz anlatan Yüsra ile sizi baş başa bırakıyoruz.
Profesyonel olarak başlamam bir televizyon filmiyle oldu. Ama kendimi bildim bileli oyun halindeyim. Her şeyi, herkesi oynadığımı anlatırlar hep. Okulda da her türlü gösterinin bayrak tutanıydım.
Meslek seçiminin erken yaşta yapılmasının avantajlı bir şey olduğunu düşünüyorum. Hatta mesleki eğitimin erken yaşta pratiğe dökülmesi de avantaj ama profesyonel hayatın bir yaşı olmalı bence. Çok erken hayat sorumluluğunu almak ileride başka türlü zorluklara sebebiyet veriyor. "Ya başaramazsam" düşüncesi genç yaşta çok olmuyor. Saf sevgiyle ve istekle gözün kapalı dalıyorsun. Başarı beklemiyorsun ki başarısızlıktan korkasın. En azından benim için öyleydi. Sadece iyi hissedeceğim yerde olmak istiyordum. Başardıkça başaramazsamlar üşüşüyor.
Türk televizyonlarının en çok izlenen işlerinde oynamışım, daha ne olsun. Şaka bir tarafa gerçekten her biri birbirinden güzel işler; birbirinden renkli karakterleri oynama fırsatıydı benim için. Güzel işlerle yollarımın kesişmesi konusunda şanslıyımdır. Aksini düşünmüyorum yaptığım işler sayesinde.
Bu çok zor aslında. Yabancı biri gibi uzaklara bakıp bakıp Yağmur'u anlatamıyorum. Biz beraberiz işte; şimdi Yağmur ben, ben Yağmur'um. Şöyle diyebilirim, sevgili Hakan Bonomo çok güzel yaşattı Yağmur'u. Ailesi, sevgilisi, arkadaş çevresi... Bir sürü şekliyle farklı ama içten içe aynı yoksunluğun mahkumu olduğunu ben yaşadım. Çok keyifli bir sezon daha olsun.
Açıkçası bizim işin diyaloglarının fanıyım ben. Yağmur'un inanılmaz cümleleri var söylemek için can attığım. Bir de bakış açısı tabii ki şaşırtıcı ama çok ilgimi çeker halde.
Sular durulmayacak. "Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu..." diyebiliriz.
Mis gibi bir setimiz var. Allah nazarlardan saklasın. Çalıştığım herkesin çok farklı alanlarda ustalıkları var. Ben de herkesle çalışmaktan müthiş zevk alıyorum. Sevgili oyuncu arkadaşlarımla karşılıklı oyun oynamak paha biçilemez bir duygu.
Değilim. Oluru var mı bir bakarım, kalbimi koşulsuz dinlemiyorum sanırım.
Bu soruyu beni tanıyan biri mi sorduruyor? Ben veda edemiyorum su şişeme bile.
Birçoğumuz bu alanda kalmak isteriz. Birkaç senedir hayatın yaşamak için olduğunun idrakına vardım. Doyasıya yaşamanın da konforsuz ama canlı bir his olduğunu düşünüyorum. Konforlu alanları terk ediyorum. Yaşamaya ve ilerlemeye odaklıyım.
Saymakla bitmez.
Birçoğumuz gibi ben de pandemide oldukça haşır neşir oldum bu
işlerle. Sadece kendimi duymaya çalışıyorum artık.
Doping.
Canlanıyorum. Çok kıymetli bir şey aşk, en büyük ihtiyaç.
İyiyim. İyi hissediyorum. Ara ara mutluyum. Daha çok meraklı ve heyecanlıyım bu ara.
İdolüm dediğim bir oyuncu yok. Hepimizin hikayesi biricik kalmalı. Ama çok izlediğim, özellikle okuduğum, araştırdığım çok oyuncu var tabii ki.
Uyumaktan çok hoşlanıyorum. Güzel sofraları severim bir de.
O kadar çok var ki! Sahneye tekrar çıkmak çok istiyorum. Doya doya hikayemi anlatacağım işler yapmak istiyorum.
"Bugün ne işim vardı?" diye sorarak.
Kendimi seviyorum. Yanaklarımı, elimi, kolumu... Beraber ağlıyoruz, gülüyoruz. Kendimden taraf olduğumu, ne olursa olsun kendimi seveceğimi hatırlatıyorum kendime. Ay ne çok kendim dedim.
Attico ceket mesela. Bir süredir volümlü parçaları seviyorum.
Hepimiz başkalarının hayatlarını merak ediyoruz. Yabancı olduğun bir hayat türüne (celebrity'ler nasıl yaşar gibi?) tanıklık edebiliyorsun. Ben de bir sürü kişiyi takip ediyorum. Hepimizin ana duygusu merak bence.
Çok eğlendik. Bütün ekibe çok çok teşekkür ediyorum. Çoğunlukla temel amacım eğlenmek oluyor. İyi vakit geçirmek çok değerli. Bunu kendim için sağlamaya çalışıyorum.