Sırmaison’dan sonra SırMasa’yı açmaya nasıl karar verdiniz?
Rosella Karabacak: Biz Sırmaison’da objeden çok çatal bıçak ve sofra takımı satıyoruz. Bizim çalıştığımız markalar yüksek kalitede çalıştıkları için dört haftadan önce üretim yapamıyorlar. Gümrük süreci de eklenince müşteriler sipariş verdikten sonra ürünlerin ellerine ulaşması sekiz haftayı bulabiliyor. Ancak müşteriler 10 gün sonra misafirim var diyerek geliyorlar. Biz de hep bu soruna ne çare üretebiliriz diye Şirin’le aramızda konuşuyorduk zaten. Kiralama fikri hep aklımızın bir köşesindeydi.
Lüks tüketimde kiralamanın bir trend haline gelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Şirin Yalçın: Muhteşem bir fikir. Kapitalist düzenin getirdiği tüketim toplumunu bir yerde frenleyen, durduran bir şey. Bir şeye sahip olma arzusunu daha düşük bütçe ile tamamlama şekli. Bu nedenle ben kiralamaya çok sıcak bakıyorum.
Kiralama süreci nasıl gelişiyor?
Selin Habbab Özkaynak: Her şeyi tekil olarak da kiralayabilirsiniz. Örneğin, balık çatalınız yeterli sayıda değilse sadece onu kiralamanız mümkün. Biz sofra takımlarını olduğu gibi kiralayın mantığında değiliz. İnsanlar, gerçekten evlerinde neyi eksik görüyorlarsa onu kiralayabilirler.
SırMasa ismi nereden geliyor?
R.K.: Markanın isim annesi Şirin. Herkesin kolay telaffuz edebileceği bir isim olsun istedik.
S.H.Ö. Düşününce sır gibi masalar anlamına da geliyor. O da isme özel ve farklı bir anlam kattı.
Röportaj: Lara MUTLU
Fotoğraflar: Serhat HAYRİ
Styling: Ayşe SÖNMEZ
Saç: Akın ÜNAL
Makyaj: Alp KAVASOĞLU