Lara MUTLU - [email protected] / Fotoğraflar: Doruk SEYMEN
Öğrenci olarak gittiğim Amerika’da çok uzun yıllarım geçti. Sanırım ailemden ve ülkemden uzak olmak bende kendi kültürümüzü tanıtma isteği doğurdu” diyen Beyhan Bağış ile Anatoli markasının kuruluş hikayesi üzerine sohbet ettik.
Şu anda Anatoli ile ilgili sizi en çok heyecanlandıran şey nedir?
Geçtiğimiz günlerde Maison & Objet fuarına katıldık. Paris’te gerçekleşen Maison & Objet fuarı, tasarım ve dekorasyon sektörünün en önemli ve önde gelen fuarlarından. Türkiye’yi böylesine önemli bir fuarda temsil ediyor olmaktan çok büyük heyecan duyuyorum. Orada sadece bir Türk firması olarak yer almıyoruz. Aynı zamanda Türkiye ve Anadolu kültürünü temsil eden bir marka olarak boy gösteriyoruz. Ve inanın her yıl karşılaştığımız ilgi çok büyük oluyor. Anatoli markası aracılığı ile Türk ürünlerini, motiflerini ve değerlerini tanıtıyoruz. Anadolu mirasından, Selçuklu kültürüne, bugün bizi biz yapan daha birçok değeri tanıtmak bizi çok mutlu ediyor. Örneğin; hediyeleşme ve ikram kültürü, topraklarımızda nesilden nesle aktarılan en önemli kültürel miraslarımızdan biri. Misafirliğe gittiğimizde elimiz boş gitmeyi sevmeyiz, bir kabı boş geri vermeyi istemeyiz. Bunun gibi daha birçok detay bizi özel kılıyor. Baktığınız zaman, o ikramların nasıl sunulduğu, hangi objeler içerisinde sunulduğu, ikramın kendisi, o poğaçanın, o kekin lezzeti kadar ya da o çorbanın lezzeti kadar içinde sunulduğu kaplar da önem taşıyor kültürümüzde. Anatoli olarak da, bu değerlerimizi dünyanın her yerinden tasarımcıların, alıcıların geldiği bir fuarda sergilemek bizi çok heyecanlandırıyor. Amacımız, sadece Türk kültürünü yaşatmaya devam etmek, unutulan değerlere sahip çıkmak değil; aynı zamanda dünyaya da kendimizi tanıtmayı hedefliyoruz.
Tasarımların hangi aşamalarına dahilsiniz?
Her aşamasında bir şekilde varım ama bunun çok büyük anlamda bir ekip çalışması olduğunu da unutmamak gerekir. Mutlaka benim aklımda bir hayal olarak oluşan, bir ilham kaynağı ile gelen bir fikir, bir vizyon, bir yön oluyor ama mühim olan benim bunu arkadaşlarımıza çok anlaşılabilir bir dilde anlatabilmem ve bu hayali bir ürüne çevirebilmemiz. Bu ilham bir seyahatte, bir müzede bir obje görünce ya da herhangi bir otel bile olabilir. O ülkede kullanımda bir obje de olabilir ya da ailemizden kalan herhangi bir parçayı evimizde incelerken aklımıza gelen küçük bir detay ya da çok büyük bir fikir olabiliyor. Fakat bunu grafik tasarımcı ya da endüstriyel tasarımcı arkadaşlarımıza doğru aktarabilmemiz çok önemli.
RÖPORTAJIN TAMAMI ALEM'DE.