“Acaba makine zekası, bizim duyularımızla deneyimlediğimiz eşsiz doğayı, kendi merceğinden geçirirse ortaya nasıl bir görsel tecrübe çıkar?” İlhamını teknolojiden alan güncel medya sanatçısı Refik Anadol “Kuantum Hatıralar-Doğa Rüyası” adlı yeni projesinde bu noktaya odaklanıyor. Pandemi günlerinde doğaya açılarak izleyiciyi gezegenimizde büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Anadol’un; “Kuantum Hatıralar- Doğa Rüyası” sergisi için dünyamıza ait 200 milyon adet fotoğraf hatıralarından oluşan yeni projesi, 19 Aralık’ta Avustralya’nın Melbourne şehrinde National Gallery of Victora’da sanatseverlerle buluşuyor. Her çeşit veriyi işleyip görsel malzemeye dönüştüren Anadol, bu projesinde de doğanın büyüleyici görsellerini sunuyor. Sürekli değişen, dönüşen doğadan yansıyan parçalarla gezegenimizde dağlar, denizler, ovalar arasında sihirli bir yolculuk yaptırıyor. Tıpkı çocukluğumuzdaki gibi, gözümüze değdirdiğimizde içinde birbirine dönüşen rengarenk desenleriyle neşe ve mutluluk veren sihirli kutu kaleidoskop gibi. İşlerinde veri bilimi ve güncel sanatı birleştiren Refik Anadol, 2019’da New York’ta Chelsea Market’in altında yer alan Artechouse sergi alanında açtığı ilk dijital sergisi “Halüsinasyon Makinesi” ile büyük beğeni toplamıştı. Akışkan bir dinamizm ile tuğla duvarlara yansıyan ses ve ışık enstalasyonunda, mimari halüsinasyonlardan oluşan bir veri tabanı yaratmıştı; her an, mimari bir stil ve hareket yelpazesini temsil ediyordu. Bu enstalasyan ile The Architect’s Newspaper’ın ödülü 2020 Best of Design Award’ı kazanan Refik Anadol, ödülünün ve yeni sergisinin heyecanını Instagram hesabından paylaşıyor. 2018’de Pilevneli Galeri’de açtığı “Eriyen Hatıralar” sergisiyle de ses getiren ve ALEM’e kapak röportajı veren Anadol, şimdi yeni sergisiyle başka bir kıtaya uzanıyor ve Avustralyalı sanatseverlerle buluşmaya hazırlanıyor.