Aralık ayında İstanbul sanatın farklı disiplinlerini bir araya getiren etkileyici sergilere ev sahipliği yapıyor. Şehrin dört bir yanındaki galeriler ve kültür merkezleri çağdaş sanatın yenilikçi örneklerinden klasik estetiğin yeniden yorumlandığı çalışmalara kadar geniş bir yelpazede eserler sunuyor. Hem yerli hem de yabancı sanatçıların özgün üretimlerini deneyimlemek isteyenler için aralık ilham dolu bir sanat ayı olmaya hazırlanıyor.
Álvaro Trabanco'nun Türkiye'deki ilk kişisel sergisi "Unearthed" askeri çatışmaların izlerini taşıyan, tarımın şekillendirdiği ve koruma statüsüyle zamanın adeta durduğu toprakları keşfetmeye davet ediyor. Fotoğrafın gücüyle yalnızca günümüzde var olanı yansıtabilen sanatçı, bu toprakların hikâyesini görsel bir anlatımla izleyiciye sunuyor.
"Gökkuşağı Renkleriyle Çocukların Yağmur Çağrısı" sergisi, ünlü sanatçı Sarkis'in önderliğinde hayata geçiriliyor. Sergide, İstanbul'un Dolapdere semtinde yaşayan çocukların hem bireysel hem de ortak çalışmaları sonucu ortaya çıkan eserler yer alıyor. Çocukların yaratıcılığını ve hayal güçlerini yansıtan bu sergi toplumsal ve sanatsal bir paylaşım alanı sunmayı hedefliyor.
Küratörlüğünü Renk Erbil'in üstlendiği, aralarında Devrim Erbil'in de bulunduğu farklı disiplinlerden sanatçıların özgün eserleri "Winter Tale" başlıklı sergiyle sanatseverleri ağırlıyor. Sergi kış mevsimini farklı perspektiflerden yansıtan eserleri konu alıyor.
"La Dolce Vita" sergisi, Ivo Petrov ve Nina Petrova'nın yaratıcı dünyalarını bir araya getiriyor. Küratörlüğünü Seval Dakman'ın üstlendiği sergide, Art Deco akımından esinlenilerek tasarlanmış, iki sanatçının özgün geometrik dokunuşlarını yansıtan eserler yer alıyor. Geçmişin zarif estetiğini modern bir bakış açısıyla yorumlayan bu sergi, izleyicilere nostalji ile yeniliğin iç içe geçtiği etkileyici bir sanat deneyimi sunuyor.
"Rüya Mağaraları" sergisi, Serina Haratoka'nın rüyalar üzerine yaptığı uzun soluklu çalışmalarından doğdu. Denizhan Özer küratörlüğünde gerçekleşen sergi, hayal ve gerçek arasındaki sınırları sorgularken, izleyiciyi kendi iç dünyasına doğru bir keşfe çıkarıyor. Haratoka'nın mağaraları merkezine alan eserleri, ruhsal bir dönüşümün ve bireyin kendi özüne ulaşma arayışının kapılarını aralıyor.
"Kök" sergisi, Şahin Paksoy'un Anadolu'nun zengin kültürel mirasını modern sanat anlayışıyla harmanladığı çalışmalarını sunuyor. Sergide, figüratif resimler ve seramik heykeller aracılığıyla geçmişin izlerini bugünün estetik dünyasında yeniden yorumlayan sanatçı, bireyin kimliğini şekillendiren tarihi ve kültürel unsurları ele alıyor.
Aralık ayı, sanatseverleri zengin bir seçkiyle buluşturarak geçmişten ilham alan çağdaş eserlerden rüya ve gerçeklik arasında gezinen yaratımlara kadar geniş bir yelpaze sunuyor. Farklı mekânlarda gerçekleşen bu sergiler hem bireysel hem de kolektif üretimlerin gücünü yansıtarak izleyiciyi estetik bir yolculuğa çıkarıyor. Her biri kendi özgün hikâyesini anlatan bu sergiler, sanatın sınırlarını keşfetmek ve yeni perspektifler kazanmak isteyenler için eşsiz bir fırsat sunuyor.