Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Gülsin Onay'ın “veliahtım” diye andığı 15 yaşındaki İlyun Bürkev, İKSV Müzik Festivali açılışının ardından 30 Ekim'de AKM'de vereceği konserle başarılarına yenilerini eklemeye devam ediyor. Yeteneği, azmi ve farkındalığı ile yaşını aşan bir noktadan bildiriyor.

YAZAR: Filiz ŞEREF KULU
ABONE OL
30 Ekim 2024 Çarşamba 11:46 | Son Güncellenme:
15 dakika okunma süresi
Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Bazı gençler insana gerçekten gurur veriyor. Dört yaşındayken başlayan müzik hayatı, sekiz yaşında Mimar Sinan Konservatuvarı, 13 yaşında Salzburg Mozarteum Üniversitesi eğitimi, ödüller ve araya sıkıştırılamayacak kadar önemli pek çok başarı daha... "Müziğin, insanları bir araya getiren, iyileştiren ve daha güzel bir gelecek için ilham veren bir gücü var. Ben de bu gücün bir parçası olmak ve dünyaya olumlu bir katkı sunmak istiyorum" diyen İlyun Bürkev; disiplin, sabır ve özverinin yeteneği nereye taşıdığının ispatı.

Öyle bir başarıyı sadece 15 yıla sığdırmışsın ki, sanatseverlerden öte, senin kendi başarına dair yorumunu merak ediyorum...

Bu kadar kısa sürede bu başarılara ulaşmak, elbette büyük bir mutluluk kaynağı, ama aynı zamanda büyük bir sorumluluk. Kendimle ilgili en önemli düşüncem, bu yolculuğun sadece bir başlangıç olduğu. Müzik benim için sadece bir yetenek değil; aslında insanlara duygularımı sunmanın en güzel yollarından biri. Her performansta, her eserde, hem geçmişteki büyük ustalara saygı duyarak hem de geleceğe umut aşılamak için çalıyorum. Amacım sadece teknik olarak mükemmel olmak değil, aynı zamanda insanların kalbine dokunmak. Bu yolculukta kendimi sürekli geliştiriyor ve büyümeye devam ediyorum, çünkü müziğin sonsuz bir öğrenme süreci olduğuna inanıyorum.

Bugün geldiğin noktaya seni bağlayan, müzikal gelişim sürecinde kırılma noktası olarak gördüğün bir olay var mı?

Kırılma noktası olarak görebileceğim birkaç önemli an var aslında, bunlardan ilki sekiz yaşında Sevgili Gülsin Onay hocamla tanışmak oldu. Onun gibi bir sanatçının takdiri, bana hem büyük bir motivasyon kaynağı oldu hem de müzikal yolculuğumda ne kadar ciddi bir sorumluluk taşıdığımı bir kez daha fark ettirdi. Daha sonra 13 yaşındayken Salzburg Mozarteum Üniversitesi'ne kabul edilmem... Pavel Gillof gibi bir profesörün kariyerinde ilk pre-collage öğrencisi olmam, kendisiyle çalışmaya başlamak, hem teknik anlamda hem de müziği daha derin bir şekilde hissetmem açısından bana çok şey katıyor. Salzburg gibi klasik müziğin kalbinde olmak, büyük ustaların izini sürmek, müziğin evrensel gücünü daha iyi anlamamı sağladı. Bu süreç, bana müziğin sadece bir enstrüman çalmaktan çok daha fazlası olduğunu gösterdi ve kariyerime olan bakış açımı tamamen değiştirdi. Bir diğer kırılma noktası ise Ekim 2023'te Klassische Philharmonie Bonn orkestrası ile birlikte Almanya'nın 11 önemli şehir ve salonunda gerçekleştirdiğim turnem oldu. Bu turnemde 14 yaşımda kazandığım deneyimler benim için her zaman çok değerli kalacak. Son olarak da geçtiğimiz Mayıs ayında 52. İKSV açılış konserini gerçekleştirmek benim için en önemli dönüm noktalarından biri oldu.

Chopin "Müzik, ruhun duygularını ifade etmenin en güzel yoludur" demiş. Müziğin kelimelerle anlatılmasının güç olduğunu söylüyorsun ama yine de çalarken içine girdiğin o paralel evreni, o dünyayı bize anlatmayı dener misin?

Chopin'in sözlerinde çok büyük bir hakikat var. Müziğin kelimelerle ifade edilemeyen, derin bir boyutu var; ama hissettiğim o dünyayı anlatmayı denemek gerekirse, sanki her nota, her melodi bir kapı açıyor ve tamamen müziğin içine giriyorum. Bu dünyada sınırlar yok, yalnızca saf bir özgürlük ve ifade var. Bir eseri çalarken, bestecinin hissettiği duygularla kendi duygularım birleşiyor ve ortaya tamamen kişisel bir deneyim çıkıyor. Bu, sadece benim ve müziğin paylaştığı bir tür diyalog gibi ve kendimi ifade edebildiğim en güçlü yer. Kelimeler bazen yetersiz kalıyor; çünkü müzik, kelimelerin ötesine geçerek insanın ruhuna doğrudan dokunabiliyor. Müziğin gücüyle kendi iç dünyamı keşfederken, dinleyenleri de bu yolculuğa davet etmeye çalışıyorum.

Piyano çalma yolculuğunda karşılaştığın zorluklar oldu mu? Aşabilmek adına neler yaptın?

Piyano çalma yolculuğumda elbette birçok zorlukla karşılaştım. Özellikle genç yaşlarda bu kadar yoğun çalışmak, disiplinli kalmak ve sosyal yaşamla dengeyi kurmak, ilk başlarda kolay değildi. Fakat müziği sadece bir teknik iş olarak görmektense, duygularımı ifade ettiğim bir dil olarak görmek çok önemli ve bu bakış açısı, zorlayıcı anlarda motivasyonumu korumama yardımcı oldu. Bir diğer önemli şey ise doğru destek sistemine sahip olmak. Hocalarım ve ailem bana her zaman destek oldular. Onların deneyimlerinden faydalandım ve destekleriyle zor anları çok daha kolay aştım. Son olarak, piyanoyu bir amaç değil bir araç olarak görmek; müziğe hizmet etmek, insanlarla bağ kurmak, duygularımı paylaşmak bana her zaman güç veriyor.

Günümüz gençleri senin yaşında çok daha rahat bir hayat hayal ederken, bu kadar sabırsızken ve telefonlardan başını kaldırmazken, senin bu disiplinli dünya için motivasyonun nedir?

Müziğin, insanları bir araya getiren, iyileştiren ve daha güzel bir gelecek için ilham veren bir gücü var. Ben de bu gücün bir parçası olmak ve dünyaya olumlu bir katkı sunmak istiyorum. Disiplin, sabır ve özveri gerektiren bu yolda ilerlemek, bana anlamlı bir amaç kazandırıyor ve bu da motivasyonumun kaynağı oluyor.

Pek çok ödülün de var. Son olarak Philadelpia Müzik Festivali'nde kendi yaş grubunda birincilik ödülü aldın. Bu ödüllerin senin için değeri nedir?

Aldığım ödüller, elbette büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı. Ancak bu ödüller, sadece bir başarının sembolü değil; aynı zamanda verdiğim emeğin, disiplinin ve müziğe olan tutkumun birer yansıması olarak değerlendiriyorum. Ödüller, benim için daha ileriye gitme ve kendimi geliştirme konusunda bir motivasyon sağlıyor.Philadelphia Müzik Festivali'nde kazandığım birincilik ödülü ve Grand Prize ödülü de benim için çok özel. Ancak ödüllerin ötesinde, benim için en büyük başarı, müziğimle insanlara dokunabilmek ve onları duygusal bir yolculuğa çıkarabilmek. Bu yüzden, ödüller önemli olsa da asıl hedefim hep daha derin bir sanatsal ifade ve daha geniş bir dinleyici kitlesiyle bağ kurmak. Dünyanın bu sıkıntılı dönemlerinde müzik ile barışa, sevgiye ve evrensel birlikteliğe katkıda bulunmak benim ruhumun beslendiği değerler.

15 yaşında başarılı bir piyanist olarak anılıyor olmak insanı mutlu ettiği kadar omuzlarına sorumluluk da yüklüyor mu?

Genç yaşta elde edilen başarılar, beni sadece bir müzisyen olarak değil, aynı zamanda gelecekte müziğe katkıda bulunacak bir sanatçı adayı olarak da sorumlu kılıyor. Bu sorumluluk, bana daha iyi olma ve müziğe olan katkılarımı genişletme konusunda büyük bir motivasyon veriyor. Müziği sadece teknik bir başarı olarak değil, topluma ve insanlığa hizmet eden bir araç olarak gördüğüm için, bu sorumluluk benim için bir yük değil, aslında bir onur.

Beste de yapıyorsun ve genellikle bestelerinin bir mesaj vermesini, sosyal sorumluluk hareketi olmasını önemsiyorsun. Senin için bu bir farkındalık hareketi mi?

Evet, kesinlikle bu benim için bir farkındalık hareketi. Bestelerim aracılığıyla sadece bir hikaye anlatmak ya da duygusal bir deneyim sunmak değil, aynı zamanda toplumsal meseleler hakkında bir farkındalık yaratmayı hedefliyorum. Müzik, insanlara duygusal ve zihinsel olarak dokunan güçlü bir araç, bu yüzden bestelerimde sosyal sorumluluk temalarını ele almak benim için çok önemli.

Piyano çalma becerini geliştirdiğini düşündüğün hobilerin ya da ilgi alanların var mı?

Aslında bazen izlediğim bir film, dinlediğim farklı tarzlardaki müzikler, okuduğum kitaplar, izlediğim belgeseller, yaptığım resim ve çizimler, hayata dair tüm yaşanmışlıklar piyano çalma becerimi bence destekliyor ve geliştiriyor. Tabii ki sevgili köpeğim en iyi, sadık dinleyicim Candy'nin hayatımdaki yerini de değinmeden geçemem.

Şu sıralar bir günün nasıl geçiyor?

Öncelikle her gün düzenli olarak piyano çalmaya özen gösteriyorum. Ben aynı zamanda lise eğitimimi Musisches Gymnasium'da alıyorum ve okulum 13.30'da bitiyor o yüzden günlük piyano çalışmalarımı hafta içi okulumdan sonra yaklaşık 3-4 saat kadar yapıyorum. Hemen hemen her gün yürüyüş yapmaya özen gösteriyorum. Arkadaşlarımla sosyalleşiyorum. Ailemle vakit geçiriyorum, film izliyorum.

Bu akşam, 30 Ekim'de AKM'de Şef İbrahim Yazıcı ve Pera Filarmoni Orkestrası ile konser vereceksin. Böyle bir konser veriyor olmanın sendeki karşılığı nedir?

30 Ekim'de Atatürk Kültür Merkezi'nde Pera Filarmoni Orkestrası ve Şef İbrahim Yazıcı yönetiminde sahne alacak olmak benim için büyük bir onur ve heyecan kaynağı. Bu harika salonda, böylesine önemli bir orkestra ve şef ile birlikte Saint-Saëns'ın Piano Concerto No.2 eserini çalmak gerçekten çok özel bir an olacak. Saint-Saëns'ın bu eseri hem dramatik hem de lirik anlarıyla dinleyiciyi derin bir şekilde etkileyen bir yapıya sahip. O nedenle, izleyicilere güçlü bir duygu yelpazesi sunuyor. Bu konserle birlikte müziğin birleştirici ve ilham verici gücünü hissettirmeyi umuyorum. Müzikseverleri, hem benim hem de orkestra ile kurduğumuz enerjiyi hissedecekleri dinamik ve tutkulu bir performans bekliyor.

EN ÇOK OKUNANLAR

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri
Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
Kışa Özel Nail Art Trendi
Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
Demi Moore'un "The Substance" Galasındaki Çiçekli Tarzını Nasıl Buldunuz?
Demi Moore'un "The Substance" Galasındaki Çiçekli Tarzını Nasıl Buldunuz?

Demi Moore'un "The Substance" Galasındaki Çiçekli Tarzını Nasıl Buldunuz?

2 dakika okunma süresi
Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil
Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

1 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar
2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler
2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

2024 Paris Olimpiyatları Hakkında Merak Edilenler

British Museum'da Köklü Değişiklikler
British Museum'da Köklü Değişiklikler

British Museum'da Köklü Değişiklikler

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik
Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

Fırat Neziroğlu ile Dokuma Sanatı Üzerine
Fırat Neziroğlu ile Dokuma Sanatı Üzerine

Fırat Neziroğlu ile Dokuma Sanatı Üzerine

Leros Adası: Eşsiz Doğa ve Kültürel Aktiviteler
Leros Adası: Eşsiz Doğa ve Kültürel Aktiviteler

Leros Adası: Eşsiz Doğa ve Kültürel Aktiviteler

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?
2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

Jennifer Lopez, Simu Liu ve Sterling K. Brown ile “Atlas” Filmi Üzerine Sohbet
Jennifer Lopez, Simu Liu ve Sterling K. Brown ile “Atlas” Filmi Üzerine Sohbet

Jennifer Lopez, Simu Liu ve Sterling K. Brown ile “Atlas” Filmi Üzerine Sohbet

Musée d'Orsay'da Bir Gece
Musée d'Orsay'da Bir Gece

Musée d'Orsay'da Bir Gece

Seren Ojalvo, Ece Duran ve Heper Sayar ile Mamut Art Project Üzerine
Seren Ojalvo, Ece Duran ve Heper Sayar ile Mamut Art Project Üzerine

Seren Ojalvo, Ece Duran ve Heper Sayar ile Mamut Art Project Üzerine

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?
2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da
BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da