Halil Altındere’nin sanat pratiğini nasıl tanımlarsınız? 20 yıl içinde sanatsal olarak kendinizi ifade etme yönteminizde farklılaşan bir şey var mı?
Aslında, benim üretimlerim ziyaretçiyle diyaloğu öne çıkartan eserler. Günlük yaşantımızda gördüğümüz şeyleri farklı şekilde ifade etme yöntemi... Sadece beyaz küp içinde olan insanları değil, ekonomik ve sosyal olarak sanatla buluşamayacak olan insanları da sanata çekme, kısacası herkesi sanata dahil etme üzerine yoğunlaşıyorum. Gündelik hayatımızda gördüğümüz her şeyi alıp farklı bir fonksiyonla ziyaretçiye sunuyorum. Sıradan bir nesne benim sergimde farklı bir anlam kazanabiliyor. Aslında, üretimlerimde kullandığım her şey günlük hayat içinde var. Tüm eserlerimde hayatın ta kendisine yer veriyorum.
Küratör Hou Hanru ile nasıl çalışmaya karar verdiniz?
Üç yıl önce Roma’da Maxi Müzesi'nde bir sergi yaptık. Karma bir sergiydi. Benden 12 eser almıştı. Aslında, tüm heykelleri bir araya getirerek bir sahne yaratmak istiyordu. O zaman bu hayalimiz gerçekleşemedi çünkü Maxi Müzesi’ndeki karma bir sergiydi. Bu sergi teklifi geldiğinde de Yapıkredi Kültür Sanat’ın 75. yılı olması nedeniyle büyük bir alanı kullanmaya karar verdik. Böylece, 15 -20 yıl önceki eserleri de alarak geniş bir skalada üç boyutlu eserlerimi göstermeye karar verdik. Bu Hou Hanru’nun fikriydi.
Bu sergideki eserlerle ilgili öne çıkan konu nedir?
Bu sergi sadece üç boyutlu işlerimin gösterildiği en kapsamlı sergi olacak. Genelde böyle kapsamlı sergilerim hep yurt dışında oldu; Berlin, Madrid, New York gibi...Toplamda 26 adet iş olacak. Bu en kapsamlı İstanbul sergim olacak diyebilirim. Eserlerde öne çıkan temalar her zaman günlük yaşantımızın parçası olan nesnelerin farklı bir gerçeklik algısıyla izleyiciye sunulması diyebilirim. Her eseri farklı bir sahnede sunuyorum. Mekanı da buna göre kullanıyorum.
RÖPORTAJIN TAMAMI BU HAFTA ALEM'DE.