Kış mevsimine yaklaştığımız bu dönemde yorgunluk belirtileri de artmaktadır. Sosyal ve teknolojik bakımdan gelişen dünyada yorgunluk, bu gelişmenin beraberinde getirdiği stres ve yoğun hayat temposunun bir getirisidir. Kronik yorgunluk; yeterli dinlenmeye rağmen kişinin devamlı kendisini yorgun hissetmesi, iş verimliliğinin düşmesi, isteksizliğinin artması ve sosyal hayatında mutsuzluk belirtilerinin süreklilik kazanmış olduğu kronik bir hastalıktır. Bu hastalık 30-50 yaş arası kadınlarda daha sık görülmektedir. Stres, yoğun iş temposu, kendine zaman ayıramama, uyku kalitesinin bozulması, elektromanyetik kirlilik, sosyo-psikolojik yıpranmalar, vitamin ve mineral eksiklikleri kişide bedensel ve ruhsal yorgunluk hali yaratır. Sonuçta kişinin hem fiziksel hem de ruhsal olarak dengesi bozulur. Bu durum hem vücudun bağışıklık sistemini yıpratır, hem de canlı ve dinamik olması gereken işlevlerinin bozulmasına neden olur. Böylece, depresyondan kalp- damar hastalıklarına kadar geniş bir yelpazede birçok hastalığın oluşmasına zemin yaratır.
Vücudun normal işlevsel zaman ritmi olarak belirtilen ve ‘sirkadyen ritim’ adı verilen normal ritminin dışına çıkması sonucu birçok belirti ortaya çıkmaktadır.
Konsantrasyonda (odaklanma) azalma ve unutkanlık
Entelektüel fonksiyonlarda gerileme
Uyku süresi ve kalitesinde bozulma, gün içinde uyuklama
Sürekli bitkinlik, genel halsizlik ve kolay yorulma
Kas zayıflığı şikayetleri ve yaygın kas ağrısı
Kilo kaybı veya kilo alımı
Baş ağrısı, migren
Gece terlemeleri
Cinsel fonksiyonlarda bozulma
Sindirim problemleri (Karın bölgesinde gaz hali, hazımsızlık, kabızlık, ishal, huzursuz bağırsak sendromu)
Tekrarlayan gribal enfeksiyon ve boğaz ağrısı yakınması
Kulakta uğultu ve çınlama
Okuma güçlüğü
Tepkisel gerginlik, anksiyete ve depresyon
Eklemlerde sabah sertliği
Ses ve gürültüye duyarlılık
El ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma
Tüm bu olumsuzluklar iş veriminde de düşme yaratarak kişisel sağlığın yanında toplumsal olarak da maddi ve manevi zarar meydana getirirler.
Beden sinyallerinizi doğru algılamaya çalışın.
Yorgunluk hissettiğiniz anda aktivitenizi sınırlayın, çalışma süresince kısa molalar verin.
Beslenmenizi olabildiğince en iyi biçimde düzenleyin.
Gluten, basit şeker ve paketli hazır gıdalardan uzak durun.
Bağırsak sağlığınızı dikkate alın.
Sabahları mutlaka kahvaltı yapın.
Kimyasal yollarla elde edilen besinler yerine, vitamin ve mineralden zengin doğal ve ekolojik ortamda yetişen besinleri tercih edin.
Gün içinde tıpkı yürüyüş yapar gibi yavaş yavaş adımlamayı deneyin.
İşlerinizi zamana yayın ve gereksiz iş yoğunlaşmalarından kaçının.
Güvenebileceğiniz yardımcılar edinin ve işlerinizi onlarla paylaşın.
Her gün, bir sonraki günün çalışma takvimini hazırlayın.
Oluşabilecek değişikliklerin; yeni iş ve düşüncelerin, beklenmedik gelişme, görüşme ve konuşmaların sizi yormasını önlemeye çalışın.
Oturarak çalışıyorsanız en az yorulduğunuz beden pozisyonlarınızı belirleyin.
Çalışırken müzik dinleyin.
Zaman buldukça temiz havaya çıkıp gezinti yapmayı ihmal etmeyin.
Masanızda uygulayabileceğiniz gevşeme teknikleri öğrenin ve uygulayın.
Yoganın hem egzersiz hem de dinlenme sağlayan sinerjisinden, meditasyon ve self hipnoz tekniklerinden yararlanabilirsiniz.
İyimser olun, olaylara olumlu bakın, yardımcı ve yapıcı olun.
İyimserliği (pozitif düşünme), enerji verici ve yorgunluk giderici sihirli bir tablet gibi kullanın.
Çözüm bulamadığınız durumda bir hekimden yardım talep edin
Nedeni tespit edilip düzeltilmezse bu rahatsızlık haftalar, aylar hatta yıllar sürebilir.
Kronik yorgunluğun tedavisi, ‘Regülasyon Tıbbı’ yaklaşımı ve bedendeki eksiklerin tespit edilip yerine konması ile mümkündür. Daha fazla bilgiye buradan