Röportaj: Lara MUTLU
Fotoğraf: Zeynel Abidin AĞGÜL
Styling: Nur Eda İŞBİLİR
Saç: Hamza SARA
Makyaj: Mustafa IŞIK
Fotoğraf asistanı: Hüseyin Rahmi AĞGÜL
Styling asistanı: Güneş YARAN
Video editörü: Fatih ER
Hamileliğinin son günlerini yaşayan Selma Çilek Çiftçi, çekim günü Zeynel Abidin Ağgül’ün stüdyosunda saç ve makyajı yapılırken bir yandan sürekli çalıştı. Çünkü doğuma girmeden önce Selma Çilek Sonbahar-Kış 2020/2021 koleksiyonunu yurt dışında satın almacılara göstermek için son hazırlıklarını tamamlaması gerekiyordu. Çiftçi, hamileliği boyunca da aralıksız işlerin peşinde koşturmaya devam etmiş. Kendisi bu durumu, “Bazen kendimden bazen önceliklerimden ödün verdim ve hayatımın merkezine bu markayı koydum” diyerek özetliyor. Tabii oğlu Satvet doğduktan sonra Çiftçi’nin hayatında birkaç küçük değişiklik olması fazlasıyla muhtemel. Bu arada Satvet, Selma’nın eşi Sinan Çiftçi’nin babasının ismi. Tasarımcı, “Eşimin küçüklükten beri en büyük hayali, ileride çocuğuna babasının adını vermekmiş” diyor.
Dokuz aylık hamilesiniz ve bir erkek bebek bekliyorsunuz. Her şey yolunda mı?
Şu son bir ay benim için biraz zorlayıcı geçtiği için kendimi yorgun hissediyorum. Sanırım çok hareketli bir yaşam tarzına sahip olduğum için dinlenme moduna geçmem gerektiğini idrak edemiyorum. Ama çok kısa bir süre içinde anne olacağımı düşündükçe içimi değişik duygular kaplıyor. Hem inanılmaz tatlı bir heyecan hem de “Acaba nasıl olacak?” diye bir korku hissediyorum. Duygularım çok karmaşık. Genele bakacak olursak çok rahat bir hamilelik geçirdim. Hatta bazen eşime takılıyorum; “Sana hiç çektirmedim” diyerek.
Üç buçuk sene gibi bir süre geçti evliliğinizin üzerinden. Nasıl karar verdiniz ailenizi genişletmeye?
Evliliğimizin üçüncü yılını gerçekten çok dolu dolu yaşadık. İkimiz de yoğun çalışan fakat her boşlukta seyahat etmeyi seven bir çiftiz. Bu nedenle çocuk için aklımızda olan zaman belliydi, acele etmek istemedik. Önce evliliğimizin tadını çıkaralım, bol bol gezelim, görmediğimiz yerlere gidelim dedik. Çok şükür, tam da dilediğimiz dönemde Allah bize bu duyguyu yaşamayı kısmet etti.
Şimdiye dek nasıl geçti hamilelik süreci?
Galiba çok şanslıyım bu konuda. Hiç midem bulanmadı ya da hiç yorgunluk hissi yaşamadım. Duygusal anlamda negatif etkileneceğimi düşünürdüm fakat çok şükür o da olmadı. Hiç aşermedim mesela. Yedi ayı sürekli seyahat ederek geçirdiğim için zaman hızlı aktı. Karnım son bir ayda çok büyüdü ve hamileliğin bazı zorluklarını bu dönem yaşamaya başladım. Dokuzuncu ay, anne adayları için gerçekten zorlayıcı bir dönemmiş. Aslında bu ayı daha çok evde olup kendime vakit ayırarak ve dinlenerek geçirmek isterdim ama maalesef işlerim buna elvermiyor.
İşler demişken Selma Çilek dünya markası olma yolunda ilerliyor. Tasarımlarınızı giyen dünyaca ünlü yıldızlar var. Özellikle giydirmek istediğiniz biri var mı? Mesela Hollywood’dan bir oyuncuyu Oscar’a hazırlayacak olsaydınız bu kim olurdu?
“Keşke tasarımlarımı giyse” dediğim pek çok ünlü ismin üzerinde Selma Çilek gördüm. Kendall Jenner’ın da kıyafetlerimi giymesini isterim. Geçen yıl Oscar’da Vanessa Taylor, benim tasarladığım bir elbise ile sahnedeydi. Hem de Oscar’ı alan “The Shape of Water” filminin senaristi olarak! Bu benim için beklenmedik ve gurur verici bir olaydı. Selma Çilek bir hazır giyim markası olduğu için Oscar heyecanını bir kez yaşamak benim için yeterli oldu sanırım. Onun yerine tasarımlarımı, günlük hayatta ünlü isimlerin giydiğini görmek beni daha mutlu eder.
Adınızı markanız haline getirmeye nasıl karar verdiniz? O günden bugüne neler değişti?
Bu işi yapmak istediğime üniversite yıllarında karar verdim ve okulu bitirince Milano’da tasarım eğitimi aldım. Adımı marka haline getirmek gibi bir düşüncem yoktu aslında fakat dünyadaki çoğu tasarımcının bunu yaptığını ve başarılı olduğunu gördükçe ben de o şekilde ilerlemek istedim. O günden bu zamana olan süreç için ilk söyleyebileceğim şey: Gerçekten çok çalıştım. Bazen kendimden bazen önceliklerimden ödün verdim ve hayatımın merkezine bu markayı koydum. Onu ileri taşımak için elimden ne geldiyse yaptım ve yapmaya da devam ediyorum. Hayallerim çok büyük ve henüz yolun başındayım. Türkiye sınırları içinde kalmayan, dünyaya açılan bir marka yaratmak hedefim ve yavaş yavaş bunu başarıyorum.
Selma Çilek’i nasıl konumlandırıyorsunuz?
18-45 yaş arası, kendine güvenen, günlük hayatta rahat, sade ama bir yandan da dikkat çekici olmak isteyen kadınlara hitap eden bir hazır giyim markası. Selma Çilek’i kendi ayakları üzerinde duran, inancını hiç kaybetmeyen, çok çalışan ve ileride tüm dünya tarafından da sevilerek tercih edilecek bir marka olarak tarif edebilirim.
Şu an ne üzerinde çalışıyorsunuz?
Ay sonuna kadar bitirip New York ve ardından Londra ile Paris moda haftalarında satın almacılara sunmak üzere göndermem gereken Sonbahar/Kış 2020-2021 koleksiyonu üzerinde çalışıyorum. Sonlara doğru yaklaştım; çok farklı bir koleksiyon ortaya çıkıyor ve oldukça heyecanlıyım.
Çocuktan sonra 0-12 yaş arası için de koleksiyon hazırlamayı düşünür müsünüz?
Aslında yakınlarıma ya da kıramadığım müşterilerime anne-çocuk bir örnek montlar yaptım daha önce fakat çocuk ve bebek koleksiyonu, çok farklı bir sektör. Ben kendi alanımda yani kadın hazır giyimde, hayallerimi gerçekleştirmeden ve kendi içimde en iyisini yaptığıma inanmadan bilmediğim bir sektöre girmek istemiyorum. Tabii, zaman ne gösterir onu da bilemiyorum.
Bu dönemde kendi gardırobunuzda nasıl bir değişiklik yaptınız? Hamilelik için özel kıyafetler aldınız mı?
Hamileliğim zamanlama olarak hep hayal ettiğim bir döneme denk geldi. İlk dört ayımda mevsim yazdı. Her zaman ne giyiyorsam yine onları giymeye devam ettim. Sonrasında da karnım çok geç ve yavaş büyüdüğü için Selma Çilek kış koleksiyonundan devam ettim. Altı aylık olunca hamile pantolonu giyme vaktimin geldiğini anladım. H&M ve J Brand’den hamile jean’leri aldım. Onun dışında kendi atölyemde birkaç tane pantolon yaptırdım ve neredeyse tüm hamileliğim boyunca onlarla idare ettim.
RÖPORTAJIN DEVAMI BU HAFTA ALEM'DE.