Vintage tutkunuz nasıl başladı?
Anneannemle büyüdüm; onun giymiş olduğu her renk, detay, desen, yakasına taktığı broş, inci kolyesi, kadife siyah tacı, ipek kombinezonu benim için birer güven sembolüydü. Onu kaybettikten sonra önüme çıkan her eski eşya beni iyi hissettirdi. Almaya başladım, durmadan aldım, artık kendimin kullanmayacağını bile bile almaya devam ettim. O eşyaların evdeki varlığı beni güvende hissettiriyordu.
Tarzıyla size ilham veren, bugünkü stilinizin oluşmasına katkıda bulunanlar oldu mu?
Jacqueline Kennedy, Lady Diana, Billie Holiday, Vivien Leigh ilk aklıma gelenler.
Gardırobunuzda en çok hangi tasarımlara yer verdiğinizi öğrenebilir miyiz?
Ekru renk ipek kumaştan elde dikilmiş 1940'ların gömlekleri, 1980'lerin vatkalı geniş kesim ceketleri, 1950'lerin belden oturtmalı eteği kabarık çiçekli elbiseleri ve Raşit Bağzıbağlı'nın özel dikim elbiseleri gardırobumda geniş yer kaplıyor.
En değer verdiğiniz, sizin için en özel olan parça hangisi?
Aneannemin Çayka markalı saatli kolyesi.
Günümüz trendlerini takip ediyor musunuz? Vintage parçaları modern tasarımlarla birlikte kullanmayı seviyor musunuz?
Vintage'a gereken değeri veren herkesin günümüzün ve geleceğin trendleriyle yakından ilgilenmesi gerekir. Vintage bir parçayla kombin yapılacağı zaman bunun basit bir formülü var bana göre; vintage parça, nötr bir parça (kendini belli etmeyen: mesela beyaz tişört, siyah düz elbise, jean vb..), günümüz trendlerini yansıtan bir parça. Bu üçü bir araya geldiğinde muazzam bir görüntü ortaya çıkar. Vintage parça değerlidir evet, ama onu değerli kılan insandır. Giyilebilir olması, mutlu ediyor olması, yaşıyor olması gerek. Zamanında en iyi kumaşlarla en iyi terzilere diktirilmiş bir kıyafetin görünüşüne bakınca neredeyse hiç giyilmemiş olduğunu hissetmek beni derinden üzen bir konu. Bu işe başlamamdaki asıl neden belki de "sahipsiz, terk edilmiş, hayali olduğu halde gerçekleştirememiş" eşyaları yeni hayatlarıyla buluşturmaktı.
Günlük kombinlerinizi nasıl belirliyorsunuz?
Gün içinde nereye gideceğimi, ne eforda işler yapacağımı düşünerek belirliyorum. Genelde en az iki-üç kez kombin değişikliği yaparım. Atölyede rahat çalışabileceğim kıyafetler farklı, toplantıya gireceğim kıyafetlerim ayrı.
Aksesuar kullanmayı seviyor musunuz?
Sevmez miyim.. Saatli zincir kolyem ve incili Chanel küpelerim neredeyse üzerime yapışmış durumda.
Asla giymem dediğiniz parçalar var mı merak ediyorum...
Giymeyeceğim parçalar sanırım yırtık kot ve "oversize" olmayan sweatshirt.
Geçmişten birinin gardırobunu ele geçirme şansınız olsa kimi seçerdiniz?
1950'lerde 35-45 yaşlarını geçirmiş bedeni 34 olan, terzisine durmadan ipek kumaşlardan elbiseler diktirmiş herhangi bir kadının gardırobunu.
Nişantaşı'ndaki mağazanız Nillush Vintage'ı açmaya nasıl karar verdiniz?
Vintage bir tutku, yaşam tarzı, önünüze çıkan o parçayı o sırada almazsanız bir daha asla karşılaşamayacağınız bir şans, tek ve değerli olandır. Hal böyle olunca, dünyanın her yerinden aldım, aldıkça aldım... Evde yaşam alanı bırakmadığımı fark edince artık bunları başkalarıyla da paylaşma zamanı geldi diye düşündüm.
Tasarımları sizden dinleyebilir miyiz?
Nillush Vintage'ı ilk kurduğum zaman yıllardır biriktirmiş olduğum vintage parçaları ziyaretçileriyle buluşturmayı hedefledim. Açıkçası ülkemizde vintage'ın bu denli değer ve ilgi göreceğini öngörememiştim. Neredeyse ürün yetiştirememeye başladım. Dördüncü aydan itibaren, sürekli yurt dışına çıkarak ürün tedariği yaptım ama baş edecek gibi görünmüyordu. Hemen bir atölye kurduk, özel dikim ustalarını bulduk. Vintage tasarımlarındaki incelikleri dikebilecek doğru ustalar bulmak biraz da şans eseri. Şans benden yanaydı. O günden beri mağazamızda hem vintage parçalar hem de kendi üretmiş olduğumuz parçalar var. Tasarladığımız her bir parçanın hikayesi var, giyecek olanlar hikayenin devamını yazıyor.
Şimdilerde en çok hangi parçaların ilgi gördüğünü bizimle paylaşır mısınız?
Yakalar... Kendimi bildim bileli en sevdiğim detaylardandı. Şu sıralar trend olmasına hem seviniyor hem üzülüyorum. Maksi yakası olan elbiseler, gömlekler ve belden oturtmalı 1950'lerin elbiseleri çok seviliyor.
Gardırobuna vintage parçalar eklemek isteyenlere neler önerirsiniz?
Londra, Berlin, Amsterdam, Viyana bana vintage konusunda en çok şans getiren şehirler. Bazı çok özel vintage mağazaların online sitesi olmuyor ne yazık ki. O yüzden iyi bir vintage parçası yakalamak için emek sarf etmek şart. Beyaz ve ekru tonlarda ne görürlerse alsınlar, kondisyonu düzgün olan günümüze kadar gelmiş açık renk vintage bulmak oldukça zor ve değerlidir. Moher yünlü ev motifli hırkalardan en az bir tane alsınlar, şans getirecektir. Deve tüyü maksi paltolardan hiç bahsetmeyeyim...
Fotoğraf: Fevzi Ondu