Sinem Güngör Işık, Funda Filibeli ve Pelin Altuniş'ten Çarpıcı İş Birliği

Sinem Güngör Işık, markası Mi Su Deco ile sofra denilince aklımıza ilk gelen isimlerden oluyor. Funda Filibeli ve Pelin Altuniş'in kurucusu oldukları, zarif adımlarıyla öne çıkan Grii ise şimdi Maison line'ı ile çemberi genişletiyor. İki markanın iş birliği; yaratıcılığın, zanaatin ve zarafetin ortak bir vizyon etrafında buluşmasıyla şekilleniyor. "Amaryllis Porcelain" koleksiyonu özel hikayelerin başrolüne yerleşiyor.

YAZAR: Filiz Şeref Kulu
ABONE OL
8 Nisan 2025 Salı 08:41 | Son Güncellenme:
21 dakika okunma süresi
Sinem Güngör Işık, Funda Filibeli ve Pelin Altuniş'ten Çarpıcı İş Birliği

Bir sofra etrafında keyifle bir araya eserlerine varıncaya dek etkileyici sahnelerin öznesi olmayı başarır, aklımıza da ikonik şekilde yerleşirler. Orada gördüğümüz ve bizi etkileyen şey elbette bir yemek sahnesi değildir sadece; iletişim, derinlikli ilişkiler, birliktelik ve doğal olarak yaratılan o hikayedir... "Benim için de bir sofra tasarlamak, yalnızca estetik detaylarla değil, bir atmosfer yaratmak ve bir hikaye anlatmakla ilgili" diyor Sinem Güngör Işık ve markası Mi Su Deco ile sofra denilince aklımıza ilk gelen isimlerden oluyor. Modadaki zarif adımlarıyla öne çıkan Funda Filibeli ve Pelin Altuniş'in kurucusu oldukları Grii ise şimdi Maison line'ı ile çemberi genişletiyor. İki markanın iş birliği; yaratıcılığın, zanaatin ve zarafetin ortak bir vizyon etrafında buluşmasıyla şekilleniyor. Amaryllis Porcelain koleksiyonu, bu güçlü birlikteliğin doğal bir yansıması olarak sofralara çok özel bir hikaye sunuyor ve aklımızda sanatsal çağrışımlar yaratıyor...


Sinem Güngör IŞIK

Sofra konusunda yaratıcı ve özgün bir yaklaşımınız var. Sizin
bu alanda tarzınızı, tavrınızı ve markanızı öne çıkaranın ne olduğunu söyleyebilirsiniz?

Sofra, benim için sadece yemek yenen bir alan değil; anıların paylaşıldığı, duyguların aktarıldığı, estetik ve zarafetin buluştuğu bir sahne. Mi Su Deco olarak, detaylara verdiğim önem ve tasarım konusundaki hassasiyetimle fark yaratmaya çalışıyorum. Her parça, sadece işlevselliğiyle değil, aynı zamanda sofralara kattığı duygu ve hikayeyle öne çıkıyor. Markamın temelinde zarafet, özgünlük ve duygu var. Tasarımlarımı oluştururken hem geleneksel dokunuşları hem de modern çizgileri harmanlamayı seviyorum. Sofraların sadece göze değil, ruha da hitap etmesi gerektiğine inanıyorum. Bu yüzden, her koleksiyonumda sanat ve işlevselliği bir araya getirerek, insanların hayatlarına değer katan ürünler tasarlıyorum. Ayrıca ilham kaynaklarım da markamın kimliğinde önemli bir yer tutuyor. Göz alıcı doğa desenlerinden zamansız formlara kadar pek çok unsur, Mi Su Deco'nun estetik anlayışını şekillendiriyor. Bir sofranın büyüsünü, en küçük detayın belirlediğine inanıyorum ve işte tam da bu bakış açısı, markamın ruhunu oluşturuyor.

Yaratıcılık, zanaat, zarafet ve şıklığı başrole koyan bir iş birliği yaptınız. Peki Grii Maison ile Mi Su Deco'nun güçlü iş birliği nasıl bir süreçten geçerek "Amaryllis" porselen koleksiyonuna ilham oldu?

Bu iş birliği, aslında çok doğal bir süreçle başladı. Beni, Grii markasının kurucuları Funda ve Pelin ile buluşturan sevgili dostum Reyhan İpekel oldu. Üstelik showroom'larımızın da yan yana olması, bu ortaklığı daha da anlamlı hale getirdi. Günlük hayatın içinde birbirimizden ilham alarak, yaratıcı bir sinerji yakaladık. "Amaryllis" koleksiyonu, Grii'nin özgün tasarım anlayışıyla Mi Su Deco'nun zarif porselen işçiliğini bir araya getiriyor. Koleksiyonun desen ve çizim tasarımlarını Funda ve Pelin hazırladı ve bu desenler sadece porselenlerle sınırlı kalmayarak, Grii'nin ev tekstili gibi tamamen kendilerine ait ürünlerine de yansıtıldı. Ben ise Mi Su Deco olarak, bu koleksiyona özel porselen ürünleri tasarladım ve ürettim.

Sizin koleksiyonda en beğendiğiniz parça nedir?

Tüm ürünler benim için çok özel. Ancak bu koleksiyonda ilk kez büyük boyutta bir kayık tabak tasarladım ve bu benim için farklı bir deneyim oldu. Kayık tabak, hem estetik hem de işlevsellik açısından sofralara bambaşka bir dokunuş katıyor. Servis için mükemmel bir parça olmasının yanı sıra, sofrada şıklığı ve dengeli kompozisyonu tamamlıyor.

Markanızı kurduğunuz ilk günden bugüne yolculuğunu düşündüğünüzde yarattıklarınıza dair sizi en heyecanlandıran şey ne oluyor?

Mi Su Deco'yu kurarken en büyük hayalim, sofraları sadece yemek yenen bir alan olmaktan çıkarıp, karakter sahibi, duygu taşıyan ve estetikle buluşan bir deneyime dönüştürmekti. Bugün geriye dönüp baktığımda, en çok beni heyecanlandıran şey, tasarladığım ürünlerin insanların hayatına dokunuyor olması. Bir sofrada benim tasarladığım bir parçanın kullanıldığını görmek, bir kahve sohbetine eşlik eden bir fincanın insanların anılarında yer ettiğini bilmek inanılmaz bir duygu. Yani aslında en çok heyecanlandıran şey, ürünlerimin sadece şık değil, aynı zamanda anlam taşıyan objelere dönüşmesi.

Bir sofrayı özel yapan, olmazsa olmazı nedir sizce?

Bir sofrayı gerçekten özel kılan şey, paylaşılan anlar ve o sofranın etrafında bir araya gelen dostlar, aile ve sevdiklerinizdir. Sofra, sadece yemek yenen bir yer değil; sohbetlerin, kahkahaların ve en güzel anıların paylaşıldığı bir alan. Tabii ki, zarif detaylar, şık sunumlar ve özenle seçilmiş parçalar sofranın estetiğini tamamlar ama günün sonunda en önemli şey, o sofranın etrafında kiminle olduğunuz ve paylaşılan samimi anlar. En güzel sofralar sadece şık olanlar değil, aynı zamanda sevgiyle kurulanlar.

Bazen bir filmde ya da dizide bazen bir tabloda, sanat eserinde... Sofranın sanata yansımış olduğu bu tarz noktaları düşününce, sizi çok etkileyen bir sofra aklınıza geliyor mu?

Sanat tarihinde sofranın en etkileyici yansımalarından biri şüphesiz Leonardo da Vinci'nin "The Last Supper" tablosu. Bu eser, yalnızca bir yemek sahnesi değil, aynı zamanda duygu ve insan ilişkileri üzerine derin bir anlatım sunan ikonik bir başyapıt. Da Vinci'nin ustalıklı kompozisyonu, sofranın etrafında bir araya gelen insanların duygularını, jestlerini ve o anki ruh hallerini muazzam bir dengeyle yansıtıyor. Perspektif kullanımı, her figürün yerleşimi ve dramatik ışık-gölge oyunları sayesinde tablo, yalnızca dini bir sahne değil, insan doğasının, iletişimin ve birlikteliğin de bir sembolü haline geliyor. Beni en çok etkileyen şey ise sofranın burada bir arka plan unsuru olmaktan çıkıp, anlatının merkezi haline gelmesi. Da Vinci, yalnızca bir yemek masasını değil, aynı zamanda paylaşılan bir anı, duygu yoğunluğunu ve insan ilişkilerinin derinliğini resmediyor. Benim için de bir sofra tasarlamak, yalnızca estetik detaylarla değil, bir atmosfer yaratmak ve bir hikaye anlatmakla ilgili. Sofraların sanatla, duygu ve anlamla buluştuğu her an, aslında kendi "The Last Supper (Son Akşam Yemeği)"mizi yaratma fırsatı sunuyor.

Şu sıralar nasıl bir dönemden geçiyorsunuz, neler yapıyorsunuz?

Oldukça yoğun ama bir o kadar da keyifli bir dönemden geçiyorum. Hem iş hem de özel hayatımda sürekli hareket halindeyim. Çocuklarımın okul ve sosyal hayatlarının temposuna yetişmeye çalışırken, kendim de yeni şeyler keşfetmekten büyük keyif alıyorum. 40 yaşında yeni bir spor öğrenerek kayak yapmaya başladım ve bu süreç bana hem fiziksel hem de mental olarak müthiş bir enerji kattı. İş tarafında ise Mi Su Deco olarak ürün gamımızı her geçen gün genişletiyoruz. Ramazanda sofralara verilen özen arttığı için yoğun bir süreçteyiz. Baharın gelişini sofralara yansıtacak tazelik dolu koleksiyonlar hazırlıyoruz. Yaz ayları için de tekne koleksiyonları üzerinde çalışıyor, Ege ve Akdeniz'deki satış noktalarımıza yöneliyoruz.


Funda FİLİBELİ & Pelin ALTUNİŞ

Grii markasının kuruluş zamanındaki heyecanınız Grii Maison ile nasıl bir noktaya ulaştı? Grii Maison ile çıktığınız yolculukta sizi en çok ne heyecanlandırıyor?

Funda Filibeli: Grii, en başından beri güçlü, özgün ve zamansız stil anlayışını benimseyen bir marka oldu. Modada çizdiğimiz bu net duruş, bizi yaşamın diğer alanlarına da ilham verme fikrine yönlendirdi. Grii Maison ile bu vizyonu daha da ileriye taşıyoruz. Grii'yi kurarken hissettiğimiz heyecan, bugün Grii Maison ile daha da büyüyor. Çünkü artık sadece giyimde değil, yaşamın içindeki dokunuşlarla kadınların ve sofistike yaşamı benimseyen herkesin yanında olacağız. Masada buluşan anlar, bir araya gelen insanlar ve zamansız tasarımların hikayeye kattığı derinlik bizi heyecanlandırıyor. Grii Maison, yalnızca estetik değil, aynı zamanda anlam taşıyan bir yolculuk. İşte bu yüzden her yeni koleksiyonumuzla, her yeni tasarımımızla, yaşam alanlarında da aynı güçlü hikayeyi anlatmaya devam edeceğiz.

Peki Grii Maison ile Mi Su Deco'nun güçlü iş birliği nasıl bir süreçten geçerek "Amaryllis" porselen koleksiyonuna ilham oldu?

Pelin Altuniş: Grii Maison ve Mi Su Deco'nun iş birliği; yaratıcılığın, zanaatin ve zarafetin ortak bir vizyon etrafında buluşmasıyla şekillendi. Her iki marka da detaylara verilen önemi, estetiğe duyulan tutkuyu ve kalite anlayışını paylaşıyor. Amaryllis Porcelain koleksiyonu, bu güçlü birlikteliğin doğal bir yansıması oldu. İlhamını, amaryllis çiçeğinin zamansız güzelliğinden ve porselenin sofistike zarafetinden aldı. Geleneksel zanaatkarlık ile modern tasarım anlayışını birleştirerek, sofralarda hem güçlü bir duruş hem de incelikli bir dokunuş yaratmayı hedefledik. Sürecin her aşamasında, estetiği ve işlevselliği dengede tutarak, zamansız ve unutulmaz bir koleksiyon oluşturduk.

Koleksiyonun sofralarda nasıl bir atmosfer yaratmasını hayal ediyorsunuz?

F.F.: Amaryllis Porcelain koleksiyonunu, zamansız şıklığın ve rafine zarafetin ön planda olduğu sofralarda hayal ediyoruz. Davet sofralarında, özel anlarda ya da günlük yaşamın içinde, her kullanımda estetiği ve duyusal bir deneyimi beraberinde getiren bir atmosfer yaratmasını istiyoruz.

P.A.: Bu koleksiyon, sadece bir yemek takımından öte, paylaşımın, sohbetlerin ve unutulmaz anların eşlikçisi olmalı. Sofralarda dengeli bir uyum, incelik ve sofistike bir sıcaklık yaratmasını hayal ediyoruz. Misafirlerin bir masanın etrafında, tasarımın detaylarla buluştuğu, geçirilen zamanın bir ritüele dönüştüğü anlara eşlik etmesi bizim için en büyük ilham kaynağı.

Zanaatkarlık, günümüzün lüks anlayışında kişiselleştirmeyle beraber öne çıkan detaylardan biri oluyor. Siz el işçiliği ile tasarımlarınızı nasıl harmanlıyorsunuz?

P.A.: Zanaatkarlık, bizim için sadece bir üretim süreci değil, aynı zamanda tasarımlarımıza kimlik kazandıran, onları ruh ve karakterle buluşturan bir sanat. Grii Maison olarak, el işçiliğini modern tasarım anlayışıyla harmanlayarak, her detayın özenle işlendiği ve duyguyu yansıttığı ürünler yaratıyoruz. Günümüzün lüks anlayışında artık sadece estetik değil, hikayesi olan, özgün ve kişiye özel dokunuşlar taşıyan ürünler ön plana çıkıyor. Modern dünyada el işçiliği, sadece bir gelenek değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve anlamlı bir lüksün ifadesi. Amaryllis Porcelain koleksiyonumuzda da bu anlayışla hareket ettik. Porselenin ince işçiliği, tasarımlarımızdaki zarafet ve detaylara verilen önem, her parçayı bir sanat eserine dönüştürdü.

Bir sofrayı özel kılan, karakterini ortaya koyan detaylar sizce neler?

F.F.: Sofralarda kullanılan objeler, sadece işlevsel parçalar değil, aynı zamanda atmosferi tamamlayan sanatsal ögeler. Bir tabak deseniyle, bir bardak kesimiyle, bir peçete dokusuyla sofraya kimlik kazandırır. Bizi en çok heyecanlandıran şey de tam olarak bu: Tasarımlarımızın yalnızca estetik değil, aynı zamanda duyusal bir deneyim yaratması.

Karakter sahibi sofralar yaratabilmek için neler önerirsiniz?

P.A.: Karakter sahibi sofralar yaratmak için en önemli önerimiz, kişisel dokunuşları ihmal etmemek. Zamansız ve rafine parçaları, özel anıları çağrıştıran detaylarla buluşturmak. Doğadan ilham alan tonlar, zarif porselenler, el işçiliği ile üretilmiş objeler ve dengeli bir kompozisyon, sofrayı sadece güzel değil, anlamlı kılar. En önemlisi ise, sofranın sıcaklığını ve samimiyetini hissedebilmek. Çünkü en şık sofralar bile, paylaşım olmadan ruhunu tamamlayamaz.

Moda ve sofra sanatının kesişim noktasında nasıl bir paralellik görüyorsunuz?

F.F.: Moda ve sofra sanatı, estetiğin ve işlevselliğin iç içe geçtiği, duyulara hitap eden iki güçlü ifade alanı. Her ikisi de bir hikaye anlatıyor; bir kimlik, bir atmosfer yaratıyor ve tasarımın, dokunun, renklerin ve detayların bir araya gelmesiyle anlam kazanıyor. Yaratıcı süreç açısından bakıldığında, bu iki alan aslında şaşırtıcı derecede benzer. Grii Maison olarak, modadaki zamansız şıklık anlayışımızı sofralara taşırken, aynı incelikle düşünüyoruz. Sofraların da tıpkı bir kıyafet gibi kişinin stilini, ruh halini ve estetik anlayışını yansıtması gerektiğine inanıyoruz. Sonuçta, ister giyimde ister sofrada olsun, iyi tasarım duyguları harekete geçirir, anları daha anlamlı ve unutulmaz kılar.

Şu sıralar iş dışında nasıl bir dönemden geçiyorsunuz?

F.F.: Oldukça yoğun ama bir o kadar da ilham verici bir dönemden geçiyorum. Grii Maison'un yeni koleksiyonu ve iş birlikleri derinlemesine bir yaratıcılık sürecine girmemi sağladı. Ama işin yanı sıra, kendime de zaman ayırmaya çalışıyorum. Sanat, tasarım ve yeni keşifler ilhamımı besliyor. Günlük tempodan sıyrılıp güzel bir sofrada dostlarla buluşmak, yeni tatlar denemek ve anın tadını çıkarmak benim için çok kıymetli. Yoğunluk içinde dengeyi korumaya özen gösteriyorum.

P.A.: Bu süreç benim için heyecan verici, ilham dolu ve aynı zamanda dönüştürücü. Grii Maison ile yeni bir vizyon yaratırken, kendimi çok daha yaratıcı ve çok daha motive hissediyorum.

Fotoğraflar: Sancar Kemal Demir

EN ÇOK OKUNANLAR

Koh Samui: The White Lotus'un Gerçek Hayattaki Sahnesi
Koh Samui: The White Lotus'un Gerçek Hayattaki Sahnesi

Koh Samui: The White Lotus'un Gerçek Hayattaki Sahnesi

3 dakika okunma süresi
Başına Buyruk: Headscarf
Başına Buyruk: Headscarf

Başına Buyruk: Headscarf

2 dakika okunma süresi
Güçlü Bir Arketip: Maskülen Silüetler
Güçlü Bir Arketip: Maskülen Silüetler

Güçlü Bir Arketip: Maskülen Silüetler

2 dakika okunma süresi
"İyi Ki" Demek İçin Çalışan Bir Lider: Füsun Kuran
"İyi Ki" Demek İçin Çalışan Bir Lider: Füsun Kuran

"İyi Ki" Demek İçin Çalışan Bir Lider: Füsun Kuran

19 dakika okunma süresi
Breakthrough Prize Töreni Görünümleri
Breakthrough Prize Töreni Görünümleri

Breakthrough Prize Töreni Görünümleri

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

İlham Dolu Hikayeler: Sinem Özler
İlham Dolu Hikayeler: Sinem Özler

İlham Dolu Hikayeler: Sinem Özler

Dingin Bir Güç: Ecem Özkaya
Dingin Bir Güç: Ecem Özkaya

Dingin Bir Güç: Ecem Özkaya

İlham Dolu Hikayeler: Simay Bülbül
İlham Dolu Hikayeler: Simay Bülbül

İlham Dolu Hikayeler: Simay Bülbül

Zeynep Sıradağlı ile Ayakkabıdan Hikaye Yaratmak
Zeynep Sıradağlı ile Ayakkabıdan Hikaye Yaratmak

Zeynep Sıradağlı ile Ayakkabıdan Hikaye Yaratmak

İlham Dolu Hikayeler: Gözde Durmuş
İlham Dolu Hikayeler: Gözde Durmuş

İlham Dolu Hikayeler: Gözde Durmuş

İlham Dolu Hikayeler: Ebru Döşekçi
İlham Dolu Hikayeler: Ebru Döşekçi

İlham Dolu Hikayeler: Ebru Döşekçi

"Uzak Şehir"in Yıldızları: Sinem Ünsal & Ozan Akbaba
"Uzak Şehir"in Yıldızları: Sinem Ünsal & Ozan Akbaba

"Uzak Şehir"in Yıldızları: Sinem Ünsal & Ozan Akbaba

Sevil Dolmacı ile Sanat, Koleksiyonerlik ve Global Vizyon Üzerine
Sevil Dolmacı ile Sanat, Koleksiyonerlik ve Global Vizyon Üzerine

Sevil Dolmacı ile Sanat, Koleksiyonerlik ve Global Vizyon Üzerine

Melek Zeynep Bulut ile Sanatın Sınırlarında Bir Yolculuk
Melek Zeynep Bulut ile Sanatın Sınırlarında Bir Yolculuk

Melek Zeynep Bulut ile Sanatın Sınırlarında Bir Yolculuk

2025 Gastronomi Trend Raporu
2025 Gastronomi Trend Raporu

2025 Gastronomi Trend Raporu

TIME100 Listesinden Bir Mimar: Mina Hasman
TIME100 Listesinden Bir Mimar: Mina Hasman

TIME100 Listesinden Bir Mimar: Mina Hasman

İlham Dolu Hikayeler: Şahika Ercümen
İlham Dolu Hikayeler: Şahika Ercümen

İlham Dolu Hikayeler: Şahika Ercümen