Röportaj: Petek KIRBOĞA
Fotoğraf: Mehmet ERZİNCAN
Styling: Bengisu GÜREL
Saç: Serkan AKTÜRK
Makyaj: Gülüm ERZİNCAN
Bazı bakışlar daha anlamlı, bazı duruşlar daha etkileyici. Elif Dürüst topluluklardan sıyrılıp çemberin bir adım dışında duruşu ile farklılık yaratıyor. Savaş ve göçün çocuklar üzerinde yarattığı zorlukları bir nebze de olsun hafifletebilmek için kız kardeşi Şirin Yalçın ile birlikte kurduğu Aralık Derneği'nde çalışmalar yürütüyor. Çalışan kadının hayata kattığı öneme inanarak işinin başında her detayla ilgileniyor, vazgeçilmez sanat sevgisi ile sanatı adım adım takip ediyor. Tüm bunların yanında stili de büyük beğeni topluyor. Tüm nezaketi ile evinin kapılarını ALEM’e açtığında heyecan duymamak imkansızdı. Sizi, Elif Dürüst ile yaptığımız sohbete ve çekimimizden çok özel kareler ile buluşmaya davet ediyoruz.
Kız kardeşiniz Şirin Yalçın da dekorasyon dünyasıyla iç içe, birlikte kurduğunuz Aralık Derneği de var, birbirinizden nasıl beslenirsiniz?
Şirin’le birbirimiz için büyük desteğiz. Benzer ilgi alanlarına sahip olsun olmasın, kardeşlerin fikri, duygusu her zaman önemli. Şirin’le ben çok benzer ilgi alanlarına ve heyecanlara sahip olduğumuz için bu desteğin yeri de bir başka oluyor.
Bir evi dekore ederken nasıl bir yol izlenmeli?
Ev ve dekorasyon modası da zamanın hızına ayak uydurmuş durumda. Yeni bir ürün alırken çok uzun süreli kullanım kriteri yerini farklı ve güzel tasarımlara bırakıyor. Ama ev dekore ederken en önemli püf noktası yaşam alanlarınızdaki beklentilerinizi belirleyip bu beklentileri kendi zevkinizle harmanlamak. Bir tarz yaratabilmek için yaşadığınız mekanı sevmeniz ve ufak dokunuşlarla büyük değişiklikler yakalayabilmeniz önemli.
Tarzınızla beğeni topluyorsunuz, tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Moda insanın kendi içinde bulunduğu ruh halini dışarıya yansıtması. Tabii ki işin endüstri kısmı da insanların içindekini kullanıyor ve sektör kendini yenilemek için moda konseptleri ortaya koyuyor. Renk ve tasarım değişiyor ama sanırım en çok siyah giymeyi seviyorum. Renk olarak kendi manasının ötesinde nasıl taşırsanız öyle bir etki yarattığı için galiba.
Sevdiğiniz ressamlar kimler?
Çok şanslıyım ki evimde eserleri bulunan ve severek sergilerini takip ettiğim çoğu sanatçı yakın arkadaşım; Ahmet Güneştekin, Ardan Özmenoğlu, Erdoğan Zümrütoğlu, Ahmet Oran, Şükran Moral, Günnur Özsoy…Hepsini hem sanatçı olarak hem arkadaş olarak çok seviyorum.
Favori tatil rotalarınız neresi?
Hem iş hem tatil diyerek, Altıncı Cadde’nin Bodrum’daki mağazasıyla da yakından ilgilenmek için yaz aylarında çoğunlukla Bodrum’dayım. Buradaki mağazamızla, Bodrumlu dekorasyon tutkunlarıyla Altıncı Cadde’de buluşmaya ve bembeyaz, sade, doğal tarzıyla ünlü olan Bodrum evlerinin yeni ilham kaynağı olmaya çalışıyoruz.
Kız kardeşiniz Şirin Yalçın ile kurduğunuz Aralık Derneği’nde bu yıl ne gibi çalışmalar üstlendiniz?
Kız kardeşim Şirin Yalçın ve yakın arkadaşım Rabia Güreli ile beraber Contemporary İstanbul desteğiyle yeni bir proje gerçekleştirdik. Savaş ve göçün çocuklar üzerinde yarattığı zorlukları bir nebze de olsa hafifletebilmek için Contemporary İstanbul ve Aralık Derneği tarafından Kilis’te bir ilkokul projesinin hayata geçmesi için çalışmalar 2016’da başladı. Kilisli ve Suriyeli çocukların eğitim süreçlerini sağlıklı bir şekilde sürdürebilmelerini hedefleyen projeye maddi destek sağlaması amaçlanan sergi kapsamında çağdaş sanat alanında öne çıkan 62 sanatçının eserleri sergilendi. Sergilenen eserlerin satışından elde edilen gelirin tamamı okul binasının inşasına destek amacıyla kullanıldı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın da desteği ile Suriyeli ve Kilisli çocuklar için 5.484 m2’lik alan üzerinde, 18 derslikli ilkokul inşa edildi.
Eğitimin yaşı yok diyorsunuz, eğitimin anlamı nedir sizin için?
Eğitimi sadece okullarla sınırlı, süreli bir zorunluluk olarak hiçbir zaman görmedim. Tam aksine eğitimin, her zaman, insanların ilgi alanlarına yönelmelerine yardımcı olacak, farklı bakış açıları kazanmalarına fırsat tanıyacak bir tecrübe olduğunu düşündüm ve ben de eğitim hayatımı bu bakış açısıyla sürdürdüm. Notre Dame de Sion’u bitirdikten sonra, İstanbul Üniversitesi’nde İngilizce İktisat eğitimi gördüm. Daha sonra finans yüksek lisansı yaptım ancak daha sonra ilgi alanım olan psikoloji ve felsefeye yöneldim. Karşı Sanat’ta İskender Savaşır ve Yavuz Erten’den psikanaliz ve felsefe eğitimleri aldım. İlgilendiğin konular üzerinde eğitim almanın ne kadar keyifli olduğunu keşfettiğim için tekrar sınavlara girip psikoloji yüksek lisansı yaptım. Kadınların eğitimini çok önemsiyorum çünkü eğitim şansı verildiğinde kadınlar haklarını daha rahat koruyorlar, iş imkanı sağlandığında kendi ayakları üzerinde daha rahat duruyorlar. Tabii bu arada kültürümüzde kapılar kapanıp aile baş başa kaldığında kadına söz hakkı tanınan hayatlar var. Batıda kadın olmanın ne demek olduğu bütün kadınlar için bir soru. Batılı kadının önünde en azından birçok seçenek, hatta kadınlığı yeni baştan inşa etmek gibi bir imkan var. Yani batılı kadın özgürlüğün bütün sorunlarıyla başa çıkmak zorunda. Doğuda ise belli bir geleneksel kadın tanımı var. Yani Batı imkanlar dünyasıyken, Doğu zorunluluk dünyası...
İş dünyasında başarılı olmanın kuralları neler?
İş dünyasında kadınlar da yavaş yavaş erkekler kadar yer almaya başladı. Erkeklerin dostluk çerçevesi içinde rekabet edebilmelerinin gelenekle, geçmişle, tecrübe birikimiyle çok alakası var. Kadınlar iş dünyasında erkeklere oranla daha yeni. Kendi alışkanlıklarını ve rekabet şekillerini oluşturmak için zaman ve tecrübeye ihtiyaçları var. Akıl için yol birdir. Dürüstlük ve çalışkanlık iş dünyasında başarılı olmak, iyi bir yönetici olmak için çok önemli.