Pandemi sürecinde sanatçı, koleksiyoner, galerici ve müzecilerle gerçekleştirdiği söyleşiler ile dönemin nabzını tutan koleksiyoner ve sanat yazarı Banu Çarmıklı’dan yeni normali dinliyoruz.
Normalleşme süreci ile birlikte koleksiyoner alışkanlıklarında ne gibi değişiklikler gözlemleyeceğiz?
Online alımların artacağını düşünüyor musunuz? Normalleşme sürecinde alışkanlıklarımda bir değişiklik olmayacak. Eski normalde yaptığım sergi turları maskeli ve fiziki mesafe kuralına uygun olarak gezilecek, okumam gereken kitaplar ve makaleler, söyleşiler okunacak. Monografi kitapları ilgimi çekiyor, her zaman yaptığım gibi onları inceleyeceğim. Pandemi sürecinde Instagram üzerinden yaptığım soru ve cevap araştırması dönemin kaydını tutmak açısından değerli bir arşiv niteliğinde, bu projeyi kitap yapmaya karar verdim ve üzerinde çalışmaya başladım. Online alımların pozitif yönde olduğuna dair duyumlar alıyorum. Gerek bağış müzayedeleri, gerekse Antik A.Ş’nin gerçekleştirdiği son online müzayede çok başarılı geçmiş. Koleksiyonerlerin çoğu online olarak gerek yurt dışı, gerek yurt içi alım yapıyordu zaten. Örneğin galerilerde sergi öncesi PDF yolluyorlar ve online alımlar gerçekleşiyordu.
Pandemi sürecinden sanat piyasası nasıl etkilendi? Koleksiyoner izleğinden anlatabilir misiniz?
Tarihin en hızlı ve yoğun ekonomik şokunu yaşatan koronavirüs sanat piyasamızı derinden etkiledi. Zaten birkaç senedir kendi içinde problemleri, sıkıntıları olan sektörde bir belirsizlik hakim. Koleksiyonerin önceliği kendi mevcut durumunu gözden geçirmek, sonra sanat alımı yapmak. Kanımca alımlarda bir duraklama devrine girdik. Ekonominin iyiye gitmesi ile beraber tekrar alımların başlayacağını ümit ediyorum.
Pek çok sergi dijitale taşındı. Sizce dijitalleşme pandemi karşısında üretilen bir çözüm mü? Yoksa sürdürülebilirliği var mı? Pandemi sonrasında da dijital sergilerle karşılaşmayı beklemeli miyiz?
Dijital platformlarda sanat pandemi öncesi de vardı. Karantina ile beraber bu platformlardaki çevrimiçi sergi turları, seminerler, sanatçı atölye gezileri daha popüler oldu. Kaçırdığımız herhangi bir etkinliğe bu mecralarda bir tık uzaklıkta erişebildik. Ama hiçbir şey sergiyi fiziksel olarak deneyimlemenin yerini tutamaz. Eseri çıplak göz ile görmek, sanatçı ya da galerici ile sohbet etmek, organik bağı hissetmek çok önemli. Kısa dönem için dijital sergiler tamam ama pandemi sonrasında galeriye gidip sergiyi yerinde deneyimlemeyi tercih ederim.
Pandemiden en çok etkilenen gruplardan birinin bağımsız sanatçılar olduğunu göz önünde bulundurursak, gelecek alımlarınızda bağımsız sanatçıları desteklemeyi düşünür müsünüz?
Bağımsız sanatçıları her zaman destekliyorum ve destekleyeceğim. Merdiven Art Space adı altında kar amacı gütmeyen bir mekanımız var. Temsiliyeti olan ya da olmayan sanatçılar orada sergi yapıyorlar. İyi sergi gezen biri olarak çok sanatçı ile tanıştım ve takip ediyorum, bir o kadar da tanımadığım var. Özgün ve özgür olan, farklı söylemi olan, dünya meselelerini düşünüp ele alan her sanatçı ilgimi çeker.
Pandemi döneminde fuarlarla ilgili farklı gelişmeler oldu. Örneğin, bazı fuarların çevrimiçi alanda eser sergilediklerini ve aktif duruma geldiklerini gördük. Fuarların gelişimiyle ilgili düşünceleriniz neler? Koleksiyoner olarak fuarların çevrimiçi alanda aktif duruma gelmesi nasıl bir etki yaratır?
Tabii ki bir müddet şartlar gereği online fuarlara ilgi var ama yukarda belirttiğim gibi fiziki olarak orada olmak başka bir duygu. Sanat fuarları, bu ekosisteminin içindeki sanatçılar, galericiler, koleksiyonerler, küratörler, yazarlar ile aynı ortamda olup ilişkiler kurmak, fikir alış verişinde bulunmak ve yeni insanlar tanımak adına önemli platformlar. İnşallah yeni sezon da fuarlara fiziki olarak gideriz. Nietzsche’nin deyişi ile bitirmek isterim: “Gerçeklikten ölmemek için sanatımız var.”