AŞK ÖZGÜRDÜR, AŞK BEDENSİZDİR...

Sık sık diyorum ki aşk birkaç beden bize büyük geliyor. Aşk’ı basitleştiriyoruz ve gerçek aşkı yaşamaktan uzak duygulara aşk diyoruz. Çünkü...

21 Ekim 2015 Çarşamba 17:19 | Son Güncellenme:
13 dakika okunma süresi

Aşk özgürlüktür, aşk bağımsızdır. Aşkın bağlılığa dönüştüğü an ise artık ilişkidir. Aşk, bağlı yaşanmaya başladığında ilişki başlamıştır. Aşk insanı devrimci yapar, sürünün dışına çıkartır. Özgürlüğünü kaybeden aşk, artık aşk değildir. Hiçbir şey sana ait değil! Zorla tutmaya çalışmak da tecavüzdür. Zorla yaptırılan her şey bir tür tecavüzdür. 


Aşkın özgürlüğünü Mevlana şöyle anlatıyor; “Aşk özgürdür, aşık olan insan özgür insandır.”
“Bağı çöz, hür ol ey oğul, niceye bir gümüşe, altına bağlanacaksın.
Denizi bir testiye döksen ne kadar alır? 
Bir günlük su ancak. 
Harislerin göz testileri dolmadı gitti. 


Sedef, elde ettiğini yeter bulmadıkça inciyle dolmadı Kimin elbisesi bir aşk yüzünden yırtıldıysa; hırstan, ayıptan tamamen arındı o.”
Her şeyi sevebilir hale dönüştüğünde, ne seni tutsak edecek ne de senin tutsak edeceğin hiçbir şey kalmıyor. 


Özgürlüğünü kaybeden aşk er ya da geç tükenecektir. Aşk, özgürlüğüyle seni yüceltir, yukarılara taşır. Sen onu tutsak eder bir yerlere bağlamaya çalışırsan o sana senin ona vurduğundan çok daha güçlü prangalar vurur ve terk eder. 
Aşk bir mal değil ki sahip olasın. Sana aşık olanı kılabildiğin kadar kendi aşkınla birlikte özgür kılabilmelisin ki, aşk sizi başka boyutlara taşısın, ayaklarınızı yerden kessin. O zaman yüzlerinize renk gelecek, yaşamı coşku kaplayacak. Bunu tam tersini yapmaya çalıştığınızda ise önce yaşam enerjisi sönecek, ardından yaşamın yaratıcılığı bitecek ve siz yaşayan ölülere döneceksiniz. Hayattan tat almayan, didişen, mutsuz, çökmüş yaşayan ölüler. 


Aşkın coşması, alevlenmesi için ihtiyaç duyduğu körlük, özgürlükten başka bir şey değil. Zorlama, kural, koşul aşkın içini boşaltıyor. Aşk insanın anlamakta zorluk çektiği bir mükemmelliğe sahip. Bu dünyada belki mükemmel olan bir şey bulamazsın ama evrenin düzeni mükemmeldir. Çünkü evrenin kaynağı aşk mükemmeldir. 


Aşk, kafeste yaşamaz, nefes alamaz demirleri ne kadar ince olursa olsun. Korkma. Aşkın özgürlüğünden ve aşkın sana sunduğu özgürlükten kaçma. Bağlayıcı kurallarla aşkı kontrol edemez, kendine mal edemezsin. Sadece aldanır ve aldatırsın. 

Aşk için sözler vermene, taahhütler sunmana gerek yoktur ki...  Aşkın kendisi zaten hepsidir. Aşık insan bunlara ihtiyaç duymaz. Aşık insan karşısındakine sahip olma isteğini taşımak. Karşındakine sahip olduğunda onu öldürür, yok edersin. Aşkın içine beraber girdiğinizde coşkuyla yıkanır, kutsanırsınız. Sen ona sahip olduğunda, ondaki aşkı öldürüyorsun. Aşk özgürlüktür ve özgürlükten beslenir. Sözde kendi aşkın için karşındaki insanın özgürlüğünü yok edemezsin, edersen aşık olduğunu yok etmiş kendine ihanet etmiş olursun. 


Bunun sadakatle falan ilgisi yok. O başka bir şey sırası gelecek onun da. Şu anda görmeni istediğim şey, aşkın kendisinde, doğasında özgürlük varken, aşkı yaşayan insan, her bir hücresiyle özgürdür ve özgürlüğün kaynağına dönüşür. Aşkın egemen olduğu topluluklarda özgürlük hakimdir. Özgürlüğün ihtiyaç olduğu toplumlarda bil ki aşk kayıptır. Aşksız toplumlar, aşksız yürekler insanları şekillendirmeyi, bencilce kontrollerinde tutmayı ve bunu sevimli gösterecek lafları üretmeyi iyi bilir. Aşkın olmadığı, aşkın yaşamadığı toplumlarda özgürlük kavramı ya yoktur ya da yalan yanlış vardır. İşte bu yüzden senin de aşktan beslenmenden, aşkın meyvesi cinselliği yaşamana izin verilmez. Cinsellikten utanırken, utandığın aşktır. Aşk ve cinsel enerjisi kesilmiş insan artık yarımdan da azdır. İstediğin yere çeker , istediğin yere götürürsün. 


Kırmızıyla sembolleşen, aşk ile tanımlanan boğaların, işe sürülmeden önce kısırlaştırılması gibi bir şeydir bu. Boğanın yaşam enerjisi, nedeni kalmadığı için sadece ona verilen işi yapar. Artık kaderine teslimdir ve onu uyandıracak bir şey kalmamıştır. Öyle bir hale gelir ki, yanından geçen dibindeki dişi enerjiye bile ilgisiz kalır, enerjiyi soluyamaz. Bugün sokaklardaki milyonlarca insan gibi. 


Aşk doğduğunda, aşk yaşar. Özgürlüğün ortasında aşk da ışıl ışıl parlar. Özgürlük aşkı, aşk özgürlüğü yaratır. İlişkileri konuşmaya başladığımızda göreceksin ki, aşkı da özgürlüğü de hem kendimiz hem hayatımızdaki insanlar için kendi ellerimizle yok ediyoruz. 


‘Aşk, bedensizdir’
Bir insanın kaşına gözüne, fiziğine aşık olunmaz. Hayran olabilir, beğenebilir, tutulabiliriz. Hoşlanma, arzu, tutku bunları aşkla karıştırıyoruz. Adını aşk koyuyor, sonra biten şeyin aşk olduğunu söylüyoruz. 
Aşk biyolojik bir arzu değil. Aşk başlı başına güzel, döküldüğü her kaynağı eşsiz yapan bir güzelliğe sahipken, bir insanın bedenine aşık olamazsın. 


Hoşlanabilirsin, arzuluyabilirsin ama bu aşk değildir. Buradan aşka geçebilirsin ki şehvet aşkın bir parçasıdır, insana yönlenmiş, ilişkiye dökülen aşk, cinsellikten ayrı düşünülemez. Ancak, şehvet, tutku tek başına kalabilir, aşkı ateşleyemeyebilir. İlk evresi aşk değildir. 
Ve insanlar sorar, beraber olacağım insandan emin olmak istiyorum, aşk ile sevişmek istiyorum. Bilemezsin. Yaşadığın duyguların, hissettiklerinin tutkudan mı beslendiğini yoksa aşkın yansıması mı olduğunu şehveti yaşamadan bilemezsin, bilemezsiniz. 


Bir erkek bir kadını, dünyanın en değerli kadını gibi hissettiriyor. Kadının ayakları yerden kesiliyor ve adam ertesi sabah başka bir adama dönüşüyor. Belki adam da tutkularının esiri olmuştu ve tükendi. Belki baştan bir oyundu. Bilemeyiz. Burada bir şey kaybetmedin. Yitirmedin. Kullanılmadın. Milyonlarca insan bu yüzden evlendi, bir ömrü beraber geçirmek zorunda kaldı. İlk geceye kadar onlara göre dünyanın en gerçek aşıklarıydılar. Aslında bir süre sonra gördüler ki yaşadıkları aşk değil, tutkuydu, bedensel fizyoljik bir şeydi. Birçoğu için geri dönüşü yoktu. Hissettikleri tutku için bir belki de bir ömür sürecek tutsaklığa adım attılar. Birçok toplum bunu anlamadığı için insanlara özgürlüklerini de vermiyor. Tutkuyu yaşama şartını evlenmeye bağlıyor. Tutku bitince her şey bitmiş olsa da bir şekilde devam edeceksin deniliyor. Sonra bu insanlar “aşk budur, aşk tek düzeliktir aşk yok” demeye başlıyor. Hiç yaşamamışlardı ki...

Kısacası söylemek istediğim şu. Her tutku her arzu, bedensel istek, aşk değildir. Bazen bize öğretilenler doğrultsunda vicdanımızı temizlemek ve maalesef suçluluk hissetmemek için bazı şeylere aşk kılıfını giydiriyoruz. Sonra biten giden aşk sanıyoruz. 
İşin çetrefilli tarafı, tensel teması sağlamadan anlamıyorsun aşk mı, değil mi? Heves mi, tutku mu, cinsel bir çekim mi, yoksa aşk mı? Anlamanın tek yolu ise birlikte olmak. İşte burada her şey birbirine giriyor. Sapla saman karışıyor. Cinselliği lanetlemiş toplumlarda çıkmaz sokağa dönüşüyor. 
Velhasıl yaşanmışlıklarını bilmiyorum ama eğer kendine kızıyor, suçluyor, ayıplıyorsan yapma. Hissetmekten, yaşamaktan, denemekten vazgeçme. Olabilir. Aşk sandığın şey sadece tutkuymuş, onu görmüş olabilirsin. Karşındakinin aşk sandığın yansımasının da sadece arzular olduğunu görmüş olabilirsin. Olabilir. Olacak da. 
Kendini kapatma, küsme, lanetleme. Ete, kemiğe duyulan aşk aşk olmaz. Erken farkettiğin ve uyandığın için mutlu ol. Yalan bir şeye inanmaya çalışmak, bir yalanı sürdürmektense gerçek her zaman daha iyidir. Ne kendini ne de karşındakini suçlama.
Bir insana güzel olduğu için aşık olunmaz. Tetikleyici olabilir, ama hiçbir şekilde yetmez, yetemez. Etrafında duyuyorsundur, belki sen de diyorsundur bir çift gördüğünde, birinin  diğerinden çok daha güzel, çok daha etiketi yüksek olduğunda ‘Neden bu onunla beraber ki?’ Bunun için “aşkın gözü kör” de derler. Bence tam tersi. Aşkın gözü kör değil ki, ardındakini görebilmiş. Bedene, etiketlere takılmadan kaynağı görebilmiş. 
Aşkla beslenmeyen, aşka dönüşmemiş tutku eninde sonunda tükenir. Ete kemiğe olan aşk adı altındaki duygular,  ihtiyaç gidermenin ötesine geçemez.  
Kısa, uzun, şişman, fakir, zengin, Türk, Kürt, Müslüman, Musevi,  sarışın, esmer olmanın aşkla bir ilgisi yok. Davul bile dengi dengine sözü, aşk için bomboş, anlamsız bir deyimdir. Sıradan ilişkiler, aşk sanılan beraberliklerde yakından ilgisi var o ayrı. 

 

ARET VARTANYAN

EN ÇOK OKUNANLAR

Akneli Ciltler İçin Cilt Bakım Rutini

Akneli Ciltler İçin Cilt Bakım Rutini

3 dakika okunma süresi
ALEM Talks Podcast: İdil Yazar

ALEM Talks Podcast: İdil Yazar

1 dakika okunma süresi
2025 Pantone Rengi Açıklandı: Mocha Mousse

2025 Pantone Rengi Açıklandı: Mocha Mousse

1 dakika okunma süresi
Buckingham Sarayı'nda Beckham Rüzgarı

Buckingham Sarayı'nda Beckham Rüzgarı

2 dakika okunma süresi
Michelin Rehberi 2025 Türkiye Seçkisi Açıklandı

Michelin Rehberi 2025 Türkiye Seçkisi Açıklandı

4 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

ŞİFA KAYNAĞI BAHARATLAR VE ÇAYLAR

ŞİFA KAYNAĞI BAHARATLAR VE ÇAYLAR

İYİ YAŞAM ETKİSİ

İYİ YAŞAM ETKİSİ

EN ETKİLİ EL KREMLERİ

EN ETKİLİ EL KREMLERİ

GÜNE SAĞLIKLI VE ENERJİK BAŞLAMAK İÇİN TÜYOLAR

GÜNE SAĞLIKLI VE ENERJİK BAŞLAMAK İÇİN TÜYOLAR

AZ UYUMAK KİLO ALDIRIYOR!

AZ UYUMAK KİLO ALDIRIYOR!

HAILEY BIEBER’IN SAĞLIK İKSİRİ

HAILEY BIEBER’IN SAĞLIK İKSİRİ

NEDEN KİLO VEREMİYORSUNUZ?

NEDEN KİLO VEREMİYORSUNUZ?

KAHVALTI YAPMALI MI? YAPMAMALI MI?

KAHVALTI YAPMALI MI? YAPMAMALI MI?

SAĞLIKLI KAHVALTI ALTERNATİFLERİ

SAĞLIKLI KAHVALTI ALTERNATİFLERİ

BUSE TERİM İLE SAĞLIKLI YAŞAM SOHBETİ

BUSE TERİM İLE SAĞLIKLI YAŞAM SOHBETİ

METABOLİZMA HIZLANDIRAN TARİF

METABOLİZMA HIZLANDIRAN TARİF

KIRMIZI ET MASUM MU DEĞİL Mİ ?

KIRMIZI ET MASUM MU DEĞİL Mİ ?