Zeynep Tuğçe Bayat ile Oyunculuk Üzerine

Zeynep Tuğçe Bayat ile oyunculuktan özel hayatına dek keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

18 Mayıs 2022 Çarşamba 09:37 | Son Güncellenme:
20 dakika okunma süresi

Hukuk bölümü mezunusun peki oyunculukla yolun nasıl kesişti?

Kendimi bildim bileli oyuncu olmak istiyordum. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydımı yaptırmaya geldiğim gün de, okuldan mezun olduğum gün de biliyordum aslında oyuncu olacağımı. Nasıl diye sormayın, açıklayamayabilirim. Hayallerimin peşinden gitmeyi kafama koymuştum bir kere. O yüzden de gerçekleşmesi için gerekli olan adımları belirleyip hiç korkmadan o adımları attım. Bunlardan ilki ve en önemlisi konservatuvar tiyatro bölümü sınavlarına girip okulu kazanmaktı. Sonrasında okulu başarıyla bitirmek hedefim oldu. Yurt dışında eğitim almayı da çok istiyordum, bunu da gerçekleştirdim. Hala çeşitli eğitimlere katılmaya devam ediyorum. Bundan sonrası çorap söküğü gibi geliyor zaten.

Kamera önüne geçtiğin ilk anı hatırlıyor musun, nasıl hissetmiştin?

Hatırlamaz mıyım, dün gibi hem de. Lisede okuyordum Mersin'de. Adana'da çekilen bir dizi vardı. Mersin'e çekim için geleceklerdi iki günlüğüne ve bir oyuncu arıyorlardı. Ben o zaman Mersin Belediye Tiyatrosu'nda çok aktiftim. Dizi ekibi oradaki eğitmenlerle iletişime geçmiş ve uygun adaylardan deneme çekimi istemiş. Böylece hayatımdaki ilk deneme çekimini yapmış oldum. O zaman da içten içe beni seçeceklerini hissetmiştim. Gidene kadar çok heyecanlanmıştım ama kayıt dendiği anda hepsi silinip gitti. Sanki çok sevdiğim eski bir arkadaşımı görmüş gibi mutlu olmuştum. Kamerayı çok sevdim. Kesinlikle bu mesleği yapmalıyım diye düşündüm. Sonrasında tiyatro eğitmenimi arayıp dizinin bir sonraki sezonunu İstanbul'a taşımayı planladıklarını, benim devam edip edemeyeceğimi sormuşlar. Okuldan dolayı mümkün olmasa da böyle bir şey düşünmeleri beni çok mutlu etmişti. Aynı zamanda bana cesaret verdi.

Kariyerine dair bugüne kadar unutamadığın bir anını bizimle paylaşır mısın?

Konservatuvarda okurken öğrenci değişim programı ile İspanya'daki bir oyunculuk okuluna gittim. Gittiğimde İspanyolca bilmiyordum. Bu yüzden dile hakim olana kadar oyunculuk derslerinde sadece gözlemci olarak yer alabiliyordum. Onun dışında daha çok fiziksel derslere aktif katılıyordum. Çok sevsem de içimde oyunculuk yapmak için öyle bir istek vardı ki kendi oyunumu yazıp bunu İspanyolca oynamak istedim. Böylece eğitmenlerimiz benim artık bu dile hakim olduğumu görüp oyunlarda bana da yer verebilirler diye düşündüm. Tek kişilik bir oyun yazdım ve bunu Dünya Tiyatro Günü'nde İspanyolca olarak sahneledim. Gösterim dışarıya açıktı, sadece okul öğrencileri yoktu. İlk gösterim o kadar ilgi gördü ki okulumuzun müdürü birkaç gün boyunca oyunumu sergilemeye devam etmemi istedi. Hayatımın en mutlu anıydı sanırım. Emeklerinin karşılığını alma hissi... Sanıyorum bu meslekte en çok böyle anlar unutulmaz oluyor benim için.

Günlerin nasıl geçiyor, hayatının nasıl bir dönemindesin?

Pandemi sebebiyle kolektif olarak çok umutsuz, çok karanlık bir zamandan geçtik. Tüm bunlara rağmen bana çok şey öğreten bir süreç oldu. Sadece oynamayı değil yazmayı ve üretmeyi ne kadar çok sevdiğimi hatırlattı bana. Sonra mutlu bir ailenin önemini... Hem bir aile kurdum, hem de üretmeye başladım. Şimdilerde devamı ile ilgileneceğim "Dünya'yı Kurtaran Kadın" adlı mini dizimiz ortaya çıktı. Merak edenler YouTube'da izleyebilirler. Bana umut veriyor, daha çok üretmeye teşvik ediyor. O yüzden hayatımın en mutlu ve en üretken dönemindeyim. Dört koldan mesleğime sarıldım. Sağlıklı olduğum ve sevdiğim işi yaptığım için çok şanslıyım.

"Baba" dizisinde canlandırdığın karakter için neler söylemek istersin?

Şahika'nın karakter analizini ve deneme çekimi sahnelerini yolladıklarında çok heyecanlandım. Hiç oynamadığım bir karakter, çok zor ama ben bunu oynamaktan çok keyif alırım diye düşündüm. Çünkü zoru seven bir yapım var. Kolayca oynayabileceğim roller beni o kadar heyecanlandırmaz. Çok derinlikleri ve sürprizleri olan bir karakter. Hala beni şaşırtabiliyor. Sonrasında sevgili yönetmenlerimiz Çağrı Bayrak ve Ezgi Çil ile tanıştığımda bu yolculuğa onlarla birlikte çıkmak istediğime karar verdim. Hatta bu yüzden uzun süredir gerçekleştirmeye çalıştığım bir yurt dışı planını erteledim. Harika kadroyu duyduğumda da "İyi ki" dedim.

Ekiple iyi bir uyum yakalamış gibi görünüyorsunuz, çekimler nasıl geçiyor?

Samimiyetle söylüyorum, herkesi ayrı ayrı çok seviyorum. Oyuncusundan ekip arkadaşlarımıza kadar... Böyle bir durum her zaman denk gelmez. Ekipçe bunu konuşup konuşup kendimize nazar değdirmekten korkuyoruz. Bazen senaryo gereği bazı oyuncu arkadaşlarımızla ayrı düşüyoruz. Hemen herkesin yokluğu belli oluyor. Hemen özlüyoruz birbirimizi.

Evlilik nasıl gidiyor, birlikte neler yapmaktan keyif alıyorsunuz?

Güzel gidiyor. Çok bir farklılık yok desem ne dersiniz? Gittikçe derinleşen ve büyüyen bir şey var hayatımızda. Böyle tarif edebilirim sanki. Birlikte seyahat etmeyi çok seviyoruz. İşlerden dolayı bir süredir ikimiz de ayrı ayrı seyahat etmek zorunda kaldık. Meğer ne zormuş birbirimizden ayrı kalmak. Onun dışında her şey çok güzel gidiyor.

Cansel ile tanışmanızın ardından hayat yıllar sonra sizi tekrar bir araya getirdi. Bu hikayeyi senden dinlemek isteriz.

Cansel'i "Hatırla Sevgili" dizisinde izlemiştim. Ekranda gördüğüm her oyuncudan farklı bir aurası vardı. Sonra "Gönülçelen" dizisinde tanıştık. Gerçekten herkesten farklıydı duruşu, bakışı, konuşmaları, esprileri... Ama bir taraftan da çok uğraşıyordu benimle, gıcık oluyordum. Yaptığı esprileri ciddiye alıyordum. Yıllar sonra Nişantaşı'nda bir kafede karşılaştık. Beni hatırlamasa bari diye düşünürken çok sıcak bir tavırla bir arkadaşıyla birlikte oturduğu masaya davet etti. Bambaşka biriydi sanki. Tiyatrodan konu açıldı. İkimizin de ortak aşkıymış tiyatro. Ben onun gerçek bir oyuncu olduğunu, eğitimini, derinliğini bilmiyormuşum meğer. Kısacası ben aslında onu hiç tanımıyormuşum. O günden sonra hiç kopmadık, kopamadık. Bundan sonrası da böyle olur umuyorum.

Hadi hayal kuralım. Cansel ile sevdiğin bir filmin başrolündesiniz. Hangi film ve karakterler?

Fransız yeni dalga filmlerinden birinde olurduk kesin. Paralel evren diye bir şey varsa ikimizi orada buluştursun lütfen. "Serseri Aşıklar" filminde ikimizi hayal ediyorum. O Jean-Paul Belmondo'nun rolünde, ben de Jean Seberg.

Aynı sektörde çalışmanın avantajları ve dezavantajları neler sence?

Avantajı daha çok. Birbirimizi iyi anlıyoruz. Arkadaşlarımız, çevremiz birbirimize uyumlu. İkimizin tecrübelerinden de yararlanabiliyoruz. Birlikte bir şeyler üretebiliyoruz. Düşündükçe aklıma daha da çok şey geliyor. Dezavantajıysa şimdilik sadece bazı zamanlarda çalışma saatleri ve düzensizliğinden dolayı birbirimizi özlememiz. İkimiz aynı anda çalıştığımızda daha da zor oluyor birbirimize vakit ayırmak. Ama bir şekilde üstesinden geliyoruz.

Bir ilişkide olmazsa olmazların neler?

Bence birçok şey bir bütün. Biri olmazsa başka bir şey bozuluyor. Bir tür denge ve uyum. Kendini akışa bırakabilecek kadar güven. Her anı bitmesin diye yaşayabilecek kadar sevgi ve aşk...

Seyahat tutkunu biri olarak yakın zamanda yeni rotalarınız var mı?

Mesleğimiz çok sürprizli. Bir telefonla dünyanın öbür ucuna gidebilirim. Ama tatil için derseniz çekimlerimiz bittiğinde Cansel ile birlikte bir Fransa turu hayalimiz var. Fransa'yı Cansel ile gezmek gerçekten çok ayrı bir zevk.

Spor ve sağlıklı yaşamla iç içesin. Hep böyle miydin?

Küçüklüğümden beri çok aktifim. Aynı anda birkaç spor dalı ile uğraştım. Bir taraftan tiyatro, okul derken eve yorgun ama mutlu bir çocuk olarak dönerdim. Şimdi de çok bir şey değişmedi. Etrafımdakiler bu kadar çok şeye nasıl yetiştiğime hala şaşırırlar. Özellikle havalar ısınmaya başlayınca enerjim daha da çok artar. O yüzden en sevdiğim aylar yaz ayları. İstediğim her şeye yetişebiliyorum.

Çekim boyunca enerjinle hepimizin modunu yükselttin. Hep böyle neşeli misin, modun çabuk düşer mi?

Çok teşekkür ederim. Böyle harika bir ekiple başka türlüsü düşünülemezdi. Genellikle böyledir. Neşeli, mutlu, enerji dolu biriyim. Mesleğimi çok seviyorum. Bunu hiç aklımdan çıkarmıyorum. Tabii ki herkes gibi modumun düştüğü anlar oluyor. Öyle zor şartlarda çalışıyoruz ki... Ama bunu fark ettiğim anda düzeltmek için elimden geleni yapıyorum.

Hayattaki en büyük motivasyonun nedir bizimle paylaşır mısın?

Kendi hayat serüvenimi dolu dolu yaşamak... Acaba sırada ne var, bundan sonra neler olacak diye merak ediyorum hep. Bu da motivasyonumu yüksek tutuyor.

Yakın zamanda sürpriz projeler var mı?

Keşke söyleyebilsem. Güzel gelişmeler oluyor. Çok yakında paylaşabileceğimi umuyorum.

10 yıl sonra kendini nerede ve nasıl görmek istersin?

Kendimi uluslararası bir oyuncu olarak görmek isterim. Hem kendi ülkemde hem de başka ülkelerde mesleğimi icra etmeye devam etmek istiyorum. Bir de sevdiklerim yanımda olsun, sağlığım yerinde olsun yeter.

Gelinliklerle objektif karşısına geçtiğinde nasıl hissettin?

Hemen bir hikaye dolanmaya başladı kafamda. Her gelinlikle ayrı ayrı kadınlar hayal ettim. Kimdir, ne iş yapıyordur, nelerden hoşlanıyordur, kiminle evleniyordur... Çekimlerde böyle şeyler düşünüp karakterler yaratmaya bayılıyorum. Hem çok eğlenceli hem de poz verirken çok işime yarıyor.

Düğün günü eşin Cansel'in seni gelinlikle gördüğü an nasıldı?

İkimiz de çok duygulandık. İlk tanışmamızdan tekrar karşılaşmamıza, ilk seyahatimizden verdiğimiz sınavlara kadar her şey gözümüzün önünden geçti. Gözlerimiz doldu mutluluktan.

Geriye dönüp baktığında düğününden hatırladığın en özel anı bizimle paylaşır mısın?

Ormanın içinde, en yakınlarımızla, hayvan dostlarımızın etrafımızda dolaştığı, harika müzisyenlerin çaldığı şarkı eşliğinde dans edişimiz... Huzur, mutluluk, ailemle göz göze gelmek... Onların gözlerinde mutluluğu görmek... Umarım hiç unutmam bu anları.

Kalabalık aile hayalin var mı?

Biz şimdiden bir aile olduk. Hatta artık aile olduğumuzu hissettiğimiz için evlendik. Yoksa tek başına evlenmek aile olabilmeyi mümkün kılmıyor bence. Kedilerimiz ve biz şimdiden kocaman bir aileyiz. Umarım daha da çoğalırız.

Mersin'de doğup büyümek sana neler kattı, nasıl bir çocukluk geçirdin?

Çok mutlu bir çocukluk geçirdim. Yazlık bir yerde büyümenin keyfi başka. Bir de ne çok küçük, ne de çok büyük bir kentti Mersin benim çocukluğumda. Çok özgür büyüdüm. Ailem beni ayakları yere basan, her şeyi kimseye ihtiyaç duymadan kendisi halledebilecek bir birey olarak yetiştirdi. Bunun için onlara müteşekkirim.

İstanbul'a ilk taşındığında seni en çok ne zorladı?

Mersin'den İstanbul'a tek başıma geldim. Üniversite kaydımı tek başıma yaptırdım, kalacağım yeri tek başıma buldum. Yollarda biraz kayboldum, biraz ters yönlere gittim. Ama çok kısa sürede çok iyi öğrendim İstanbul'u. İlk zamanlar otobüslerde, vapurlarda uyuyan insanlar garip gelirdi bana. Öğrenciliğim boyunca oradan oraya koştururken vapurda uyuyakaldığım, görevlilerin beni uyandırdığı anları hatırlıyorum şimdi tebessümle...

  1. Röportaj: Ceylan YENİACUN
  2. Fotoğraflar: Zeynel Abidin AĞGÜL
  3. Styling: Ali ARISOY
  4. Saç: Akın ÜNAL
  5. Makyaj: Erdem ŞAHANLI
  6. Styling asistanı: Gönül SOYÇERİ
  7. Video editörü: Aykut KARAGÖL

Mekan için AKANA CENNET KOYU'na teşekkür ederiz.

EN ÇOK OKUNANLAR

Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

1 dakika okunma süresi
New York'ta Türk Gecesi

New York'ta Türk Gecesi

1 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
Contemporary Istanbul'un 19. Edisyonu Sanatseverlerle Buluştu

Contemporary Istanbul'un 19. Edisyonu Sanatseverlerle Buluştu

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Tuba Ünsal Hakkında Merak Edilenler

Tuba Ünsal Hakkında Merak Edilenler

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Estée Lauder Şirketleri'nin "Pembe Kurdele" Hareketi

Şeflerin En'leri: Favori Lezzet Durakları

Şeflerin En'leri: Favori Lezzet Durakları

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Alara Mildon ile Annelik Üzerine

Alara Mildon ile Annelik Üzerine

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

METT Bodrum'da Şef Kyung Soo Moon'un Mutfak Sırları

METT Bodrum'da Şef Kyung Soo Moon'un Mutfak Sırları

Niş Lezzet Üssü: La Plage No: 14

Niş Lezzet Üssü: La Plage No: 14