Berin SOMAY – berin.somay@alem.com.tr / Fotoğraflar: Doruk SEYMEN
Her şey, bundan kısa süre önce gecenin bir yarısı 42 Maslak Satış ve Pazarlama Direktörü Zeynep Salman’ın, çağdaş sanatın önemli isimlerinden Haluk Akakçe’ye bir Whatsapp mesajı atmasıyla başladı... Meme kanseri farkındalığı yaratmak üzere Haluk Akakçe’nin kapısını çalan Zeynep Salman, “Böyle bir farkındalık projesinde Haluk Akakçe ile ilerlemek istedik” diyor. Hiç tereddüt etmeden projeyi kabul eden Akakçe, o mesajdan sadece birkaç saat sonra, pembe kurdeleden ilhamla tasarladığı yaka iğnesinin eskizini ortaya çıkarmış bile. Limitli sayıda üretilen kurdeleler, Haluk Akakçe imzasıyla 25 Ekim Perşembe akşamı 42 Maslak Art!SPACE Gallery’de düzenlenen çok özel bir davette misafirlere dağıtıldı. “Ailede meme kanseri yüzünden erken yaşta çok kayıp verdik. Böyle bir işin parçası olmak, çok kıymetli benim için” diyen sanatçı, aynı akşam bir meme kanseri vakfına eserini de bağışladı. Zamanının çoğunu geçirdiği atölyesinde bir araya geldiğimiz Haluk Akakçe ile bu özel projenin hikayesini, işlerine yansıttığı iç dünyasını ve mimariden sanata uzanan yolculuğunu konuştuk.
Uzun yıllar New York’ta yaşadıktan sonra İstanbul’a geri dönüş yaptınız. Hayat nasıl gidiyor?
Beş seneye yakın Türkiye’ye hiç gelmedim. Bir sene önce Eylül ayında İstanbul’a sergi için gelmiştim ve geri dönecektim esasında. Ama çok özlemişim ailemi. Gittikçe uzattım burada kaldığım günleri. Geri dönemedim. Önümüzdeki ay dönüyorum ama bundan sonra Türkiye’ye daha sık gelmeyi planlıyorum. Senenin altı ayını burada, altı ayını New York’ta geçireceğim. Benim için dünyanın her yeri aynı. Nereye gidersem gideyim, aynı atölyeyi kuruyorum. Bitkilerim oluyor mutlaka. Resimler, hayvanlar, boyalar… Atölyemden hiç çıkmıyorum. Nereye gidersem gideyim benim için çok değişmiyor kısacası. Kendi dünyamı yaratıyorum.
Meme kanseri farkındalığı yaratmak üzere özel bir projeye destek oldunuz. Bu proje nasıl gelişti?
Beni Zeynep (Salman) aradı, “Böyle bir proje var” dedi. Meme Kanseri Farkındalığı Ayı sona ermeden Gonca (Karakaş), Zeynep, ben ve ekibin geri kalanıyla çok çalıştık. Kurdele formunda özel bir yaka iğnesi tasarladım proje için. 3D printer’dan üretilen bu kurdeleler, etkinlik özelinde yaratıldı. Limitli sayıdaki kurdeleleri imzaladım ve etkinlik akşamı tüm konuklara dağıttık.
Uzun süredir üzerinde çalıştığım ve iç içe geçen pembe kurdelelerden oluşan bir videom da o gece gösterildi. Bu videoyu projeden çok önce ortaya çıkarmıştım aslında, ama bu projeyle adeta tüm parçalar yerine oturdu ve video doğru adresini buldu. Videodaki formlara referans veren bir heykel de ürettim. Bu eserin satışından elde edilen gelir, bir meme kanseri vakfına bağışlanacak. Amacım sadece farkındalık yaratmak değil, aynı zamanda katkıda bulunmak istiyorum. Bundan sonraki senelerde bunun tekrar bir parçası olmak isterim mutlaka.
Proje için özel olarak tasarladığınız yaka iğnesinin anlamı nedir?
‘Meme’ kelimesini kullanmadık ve işi biraz daha soyutlaştırarak ‘kalbimi asla’ sloganıyla ilerlemeye karar verdik. Gerçek sevgide insan karşısındakini görmez bile; başka bir şey görür. Ruhu görür. Ben de ruhun yaşadığına inanıyorum. Bu dünyada bedenin bir ‘eğitim’ olduğuna inanıyorum. Ona iyi bakmak ve güçlendirmek zorundayız. Onunla yaşamak ve onun eksikleriyle yüzleşmek zorundayız. İnsanların ışık ve enerjiden meydana geldiğine inanıyorum ve çok daha güzel varlıklar olduğumuzu düşünüyorum. Fiziksel güzellik bir noktadan sonra geçersiz. Kişilik parladığı zaman fiziksel güzelliği geride bırakıyor. Tüm bu düşüncelerden yola çıkarak bildiğimiz, tanıdığımız pembe kurdeleyi kalbe dönüştürdüm. Uzun vadeli amacımız ise bu kurdeleyi uluslararası platforma taşıyarak kalıcı bir ikona dönüştürmek.
RÖPORTAJIN TAMAMI BU HAFTA ALEM'DE.