Türkiye'nin ilk ve tek iki Michelin yıldızlı şefi Fatih Tutak, şu sıralar yeni restoranı Gallada & Topside Bar'ı The Peninsula İstanbul'da açmanın heyecanını yaşıyor. Konukların çağdaş bir gastronomi yolculuğuna çıkarıldığı ve Türk-Asya mutfağından esinlenen lezzetlerin vadedildiği mekanda şef Tutak, binlerce yıldır bu tarihi bölgede çizilmiş rotalar boyunca gelişen sayısız tat skalası, teknik ve sanatsallığa odaklanan, rafine ve sezgisel anlayışa sahip bir menü sunuyor. Reçeteler aynı zamanda, 1928 yılında Hong Kong'da kurulan ikonik The Peninsula Hotel'de başlayıp İstanbul Boğazı'na ve Tarihi Yarımada'ya doğru uzanan neredeyse 100 yıllık bir yolculuğa da değiniyor. Paylaşımlık ortak tabakların hakim olduğu zengin menü, Adana kebap mantıdan odun ateşinde pişirilen deniz ürünlerine ve 25 katmandan oluşan şaşlığa kadar birbirinden farklı tatlar içeriyor. Özenli seçki, ılık hurma keki ve şefin annesine ithaf ettiği demir tatlısı gibi özel tatlar ile sona eriyor.
Mimolett ve Alancha'nın eski şefi Murat Deniz Temel tarafından kapılarını açan Alaf, giriş katında hızlı yemeğe uygun Alaf 2 Tek, ikinci katında ise fine dining deneyimine uygun olan Alaf Kuruçeşme ile hizmet veriyor. Yörük dilinde alev anlamına gelen ve adının hakkını veren mekan, misafirlerine çoğu odun ateşinde pişen, köz ve is tadı olan yemekler sunuyor. Menüsünde Anadolu ve göçebe mutfağından tariflere yer veren Temel, restoranında deneyim bazlı bir yemek vadediyor. Menünün mevsimsel olarak değiştiği restoranda, yurdun çeşitli bölgelerinin geleneksel yemeklerinin mutfak ekibi tarafından yorumlandığı a la carte seçkinin yanı sıra, iki adet de tadım menüsü sunuluyor. Giriş katta yüksek tabureli oturma düzeni ile hizmet veren Alaf 2 Tek ise günün her saatinde açık.
Yeme-içme ve servis sektöründe 20 yıllık deneyimi olan Bahadır Gürceer'in İstanbul'daki "restoran/kafe/bar" anlayışını yeniden tanımlama projesi olarak hayata geçirdiği Beca'da yalınlığın esas alındığı, mevsimine göre değişen menü ve "malzeme" odaklı tabaklar hakim. Menüsü, "Gündüz" ve "Akşam" olmak üzere iki ayrı bölüme ayrılan mekanın mutfağında kullanılan malzemenin yüzde 80'ini Beca ekibi mevsimlik üretirken, mekanda hazır malzemeden de olabildiğince uzak duruluyor. Bir "kreatif içerik" üssü gibi kurgulanmış, isteğe ve ihtiyaca göre kullanım amacı değişen, üst katındaki "Beca Studios" ve müdavimlerine özel sosyal kulüp mantığında tasarlanan "Beca Living Room" ise yeni sezona yeni formatıyla hazırlanıyor.
Geçtiğimiz mayıs ayında AKM'de açılan Biz İstanbul, İstanbul'un tarih boyunca ev sahipliği yaptığı imparatorluklar ve farklı etnik, dini ve kültürel yapılara sahip medeniyetler tarafından şekillendirilen çok katmanlı, kozmopolit yemek kültürünü bambaşka deneyimler eşliğinde sunuyor. Türk gastronomisine pek çok katkısı bulunan Kaya Demirer ile birlikte hayata geçirilen mekanın menülerindeki lezzetler ise deneyimli şef Tolga Atalay'ın liderliğinde şehrin mutfağının orijinal reçetelerinden ilham alınarak modern teknikler ile yeniden yorumlanıyor. Ermeni ustaların mezelerine, Rumların balık kültürüne, Hristiyanların Noel ve Paskalya, Musevilerin Pesah ve Hanuka adetlerine menüsünde yer veren Biz İstanbul'da, İstanbul'un eşsiz sokak lezzetleri, Türk ve Akdeniz mutfağının temel direği tencere yemekleri ve şehrin geçmişine, Bizans ve Osmanlı saraylarına uzanan mükellef sofraları da yeniden hayat buluyor.
Adını ve felsefesini nefes, pirinç, çay ve tilkilerin tanrısı İnari'den alan mekan, kapılarını ilk kez 2012 yılında misafirlerine eşsiz lezzetler sunmayı amaçlayarak İnari Omakase adıyla İstanbul Kuruçeşme'de açmıştı. Başarılı girişimci Aycan Akdağ öncülüğünde başarı çıtasını her geçen gün bir üst seviyeye taşıyan marka, zamanla faaliyete geçirdiği Vadistanbul ve The Bodrum Edition şubelerinden sonra son olarak 2022 yılında İnari Piku Etiler şubesini açarak konseptini farklı bir noktaya taşımayı başardı. Japonca zirve anlamına gelen Piku adıyla buluşturulan mekan, fark yaratan lezzetlerinin sırrını ise malzeme seçimi ve executive şeflerin özgün reçeteleri olarak açıklıyor. İnari, bilhassa sushi yapımı için gereken temel malzemeleri Japonya'dan getirerek yerel ürünlerle mutfağında birleştiriyor. Bu birleşme sayesinde Japon yaşam tarzı, İnari'de benzersiz dokunuşlarla yeniden yorumlanıyor. Mekan, konsepti, restoran-bar atmosferi ve menüsü ile total bir "Asian Experience" yaratmayı hedefliyor. İnari Piku, nitelikli lezzetlerinin yanı sıra geniş bar bölümünde klasik ve mekana özel kokteyller de sunuyor.
Alaçatı'dan tanıdığımız Boop, Kuruçeşme'nin en sevilen mekanlarının buluştuğu Eski Dolap Sokak'ın her yana hakim köşesinde kapılarını açtı. Alaçatı konseptini aynen sürdüren mekanın İstanbul şubesi olarak gün içinde restoran, kafe ve kahve dükkanı olarak hizmet veren Boop; kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri için leziz seçenekler sunuyor. Sosyal medya fenomeni Mustafa Aksakallı'nın sahibi olduğu mekan, sevilen gece kulübü konseptini de Kuruçeşme'deki yerinde devam ettiriyor. Geceleri eğlencenin sokaklara taştığı mekanda, özel DJ performansları ise keyif dozunu arttırıyor.
Lüks şehir resortu Mandarin Oriental Bosphorus, İstanbul'un imza restoranlarından Olea & The Bar; geleneksel İtalyan lezzetlerini çarpıcı kokteyller ve eşsiz manzara ile birleştiriyor. Başlangıçlardan makarnalara, risotto'lardan ana yemeklere İtalya'nın tüm bölgeleri arasında kusursuz bir gastronomi yolculuğuna çıkaran mekan, klasik İtalyan yemeklerinin yanı sıra "Cibo di Famiglia" olarak adlandırdığı orijinal aile reçetelerine dayalı ana yemek ve makarnaları ile farklılığını ortaya koyuyor. İstanbul'un en büyük İtalyan şarap mahzenine ve mutfağına sahip olan Olea & The Bar, sürdürülebilir yöntemlerle üretilmiş yerel mahsullerin kullanımına özen gösterilerek hazırlanan menüsündeki lezzetlerin malzemelerini ise İtalya'dan özel olarak getirtiyor.
Geleneksel Hint yemeklerinin yanı sıra görkemli iç mimarisi, kalitesi ve yılda 500'e yakın yaptığı Hint düğünü ile bilinen Madhu's, Swissôtel The Bosphorus İstanbul'da Hint mutfağı seven ve bu özel mutfağı keşfetmek isteyen misafirlerini ağırlıyor. Yemek sonrası özellikle ilerleyen saatlerde artan tempo ile İstanbul'un önde gelen kulüplerinden birine dönüşen Madhu's; haftanın üç günü gerçekleşen DJ performanslarıyla Ethnic House ve Organic House'un ritmine kendinizi kaptırarak gecenize dans ve keyif ekliyor. Tüm ayrıntısı özenle hazırlanmış dekoru ve etkileyici sunumlarıyla dikkat çeken mekan, içerisinde 280-300 çeşit zengin şarap menüsü, mimari olarak da oldukça geniş bir kav ve aynı zamanda misafirleri için Türkiye'nin en büyük "humidor" dolabıyla keyif dolu bir akşamın adresi oluyor.
Haziran ayı başında kapılarını aralayan Restoran Modern, Executive Chef Tuğçe Mirza Canik önderliğinde ve Tarihi Yarım Ada'nın nefes kesen manzarası eşliğinde İstanbul'un kültür, sanat ve tarihinden ilham alan çağdaş bir yemek deneyimi sunuyor. Misafirlerini öğle ve akşam yemekleri için, birbirinden küçük dokunuşlarla ayrışan iki ayrı menü ile ağırlayan mekanın başlangıçlarında Türk mutfağının farklı tatlarını yaratıcı şekilde bir araya getiren seçenekler dikkat çekerken, 5'li meze seçkisi de gönülleri fethediyor. Deneyim tabaklarının yerini aldığı menünün ana yemekleri arasında Türk mutfağının farklı dönem ve bölgelerine ait tarifler bir araya geliyor.
Arkestra'nın hikayesi, şef Cenk Debensason'un eşi Debora İpekel ile birlikte 2021 yazında Yalıkavak'ta Ritmo Zeytino adında bir pop-up restoran açması ve oradaki keyifli deneyimlerinden beri kendi mekanlarını kurmayı hayal etmesiyle başlıyor. Böylece Etiler'de 1960'lı yıllarda inşa edilmiş bir yapının mesken seçildiği, iki bölümden oluşan Arkestra doğuyor. Girişte bulunan açık mutfak ve bar bölümüyle misafirlerini karşılayan bu restoranda, temiz havanın keyfini çıkarmak isteyenler için bir bahçe bölümü de bulunuyor. Restoranda, şef Cenk Debensason'un modern Avrupa mutfağından esinlenerek oluşturduğu mevsimsel menü, yerel ve farklı coğrafyalardan tatları bir araya getiriyor. Retro esintileriyle fine dining deneyimi yaşatan Arkestra'nın en dikkat çeken lezzetleri arasında ise sushi rice ice cream ve katsu sando gibi imza lezzetler yer alıyor. Şef restoranı kimliğiyle dikkat çeken mekanın, üst katı ise yemek sonrası kulüp olarak hizmet veriyor.