Eski adliye binasından şık dekorasyonlu bir villaya dönüşen Sessions Arts Club, Londra'nın en çekici restoranlarından biri. Şef Florence Knight'ın minimal ve içerik odaklı menüsü, tam anlamıyla "kısa ve öz" olarak tanımlanabilir. Yengeç kroketinin yanı sıra enginarı da oldukça övülüyor.
Adres: Old Sessions House, 24 Clerkenwell Grn, London EC1R 0NA
Richmond ve Covent Garden'da iki mekanı bulunan Petersham Nurseries, yalnızca bir restoran değil, aynı zamanda bir nadir bitki bahçesi ve etkinlikler için özel olarak tutulan bir yer. Yani isterseniz gidip restorandaki leziz yemekleri deneyebilir isterseniz de küçük düğün yemeği etkinliğinizi veya doğum günü kutlamanızı orada düzenleyebilirsiniz.
Adres: 31 King St, London WC2E 9DS
Londra'nın hareketliliğinden kopup kendinizi, adeta huzura atabileceğiniz bir kaçış noktası olan Quo Vadis'in yemek odası, vitray pencerelerden içeri dolan renkli güneş ışığının bembeyaz masa örtülerinde renkli oyunlar oynadığı rüyamsı bir atmosfere sahip. Restoranın mutfağı, Jeremy Lee'nin yönetiminde ve yerel malzemelerle, mevsimsel menüler hazırlamaya özen gösteriliyor.
Adres: 26-29 Dean Street, Soho, London, W1D 3LL
Fransız restoranı Planque, Seb Myers tarafından yönetiliyor. Gerçek Fransız mutfağını Londra'da denemek isterseniz, bu restoran mutlaka uğramanız gereken duraklardan. Tabii Fransız restoranı olup da harika bir şarap seçkisi olmaması beklenemez. Şarap tutkunlarının uğrak noktası olan Planque'ta menü sürekli değişiyor. Ancak ıstakoz tartine, deniz mahsulü soslu kızarmış tost gibi birkaç en sevilen seçenek sabit kalıyor.
Adres: 322-324 Acton Mews, London, E8 4EA
Muhtemelen Londra'nın en popüler restoranlarından biri olan Bibi, Hint mutfağının en üst sınıf tabaklarını sunuyor. İngiliz ürünlerini modern Hint yemekleriyle bir araya getirirken oldukça lüks ve şık görünümlü tasarımlar yaratıyorlar. Şef Chet Sharma, hem yetenekli bir aşçı hem de eğitimli bir fizikçi; muhtemelen Sharma'yı oldukça yenilikçi bir yemek ustası haline getiren de bu çift kutuplu eğitimi.
Adres: 42 North Audley St, London, W1K 6ZR
Adına bakıp aldanmayın; Café Cecilia, gerçek anlamda bir İngiliz restoranı. Menüsünden tam anlamıyla sadelik ve işlevselliğe odaklanan mekan tasarımına kadar yüzde yüz İngiliz restoranı. Mekanın sahibi ve şefi olan Max Rocha, yeni nesil kafe/restoran konseptini benimseyerek, modern ev stili bir restoran yaratmış. Adaçayı ve ançüezli börek ve derin yağda kızartılmış ekmekli tereyağlı puding gibi İngiliz mutfağının yıldızı yemekler, tabii ki Café Cecilia'nın da imza tabaklarından.
Adres: 32 Andrews Rd, London, E8 4RL
Kendinizi modern bir Jane Austen romanında piknik yapıyormuş gibi hissedeceğiniz bir diğer tipik İngiliz restoranı da Rochelle Canteen. Eski bir okul bahçesinde konumlanan restoran, pastoral bir gün geçirmek için ideal. Restoranın en çok tavsiye edilen yemeği olan turp ve füme morina yumurtası, karmaşık olmayan ama belirgin bir tat sunuyor.
Adres: Rochelle School, Arnold Circus, London, E2 7ES
Kendisini İtalyan şarküteri, kafe, bar ve restoranı olarak tanımlayan Briciole, Londra'daki Marylebone'un kalbinde yer alsa da menüsü İtalya'nın dört bir yanından toplanmış en otantik yemekleri sunuyor. Personelin de İtalyan olduğu restoranda, soracağınız her soru ve talep edeceğiniz her önerinin içtenlikle ve bilgiyle cevaplanacağı kesin. Restoran pek çok işleve sahip olsa da ideal bir mimariyle bölümlere ayrılmış: şarküteri kısmı gastronomi bölümü olarak özel bir alanda, kafe-bar kısmı önde ve restoran kısmı da arkada konumlanıyor. Ayrıca güzel havalarda açık alanda yemek için bir dış kısmı da var.
Adres: 20 Homer Street, London, W1H 4NA
Marylebone'da Pachamama Central olarak bir şubesi daha bulunan Pachamama East, Çin ve Peru mutfağını harmanlayan çok yönlü bir menüye sahip. Pachamama Central'da ise ağırlıklı olarak modern Peru mutfağını görmek mümkün. Oldukça leziz vegan seçeneklere de sahip restoranda hafta sonu için özel bir 'brunch' menüsü de mevcut.
Adres: 73 Great Eastern Street, London, EC2A 3HR
Restoran, kafe, bar, bahçe, özel etkinlik odaları ve mahzeniyle Brunswick House, aradığınız şey her neyse muhtemelen onu bulabileceğiniz bir yer. 1758'de Brunswick Dükü için inşa edilmiş antikalarla dolu bir Gürcü malikanesinin ihtişamında öğle ve akşam yemeği yiyebilirsiniz. Evet, aradığınız şey kahvaltıysa, onu burada bulamayacaksınız. Ancak açık terası, kokteyl barı, kişisel yemekler ve kutlamalar için samimi ve romantik özel odaları ve mahzen barıyla nadir şarapların ve bar atıştırmalıklarının en göz alıcılarını burada bulabilirsiniz.
Adres: 30 Wandsworth Road, Vauxhall, London SW8 2LG
Brat, bir İngiliz restoranı olarak geçse de aslında çağdaş Avrupa mutfağını tek bir çatı altında toplayan oldukça füzyon bir mekan. Galler bölgesinde yetişen Şef Tomos Parry'den Bask bölgesinin yemeklerinden ilham alan yemekler deneyebilirsiniz. Yengeç tostu, füme patates ve ızgara kalkan, en övgüye değer görülen tabaklardan.
Adres: 4 Redchurch St, London, E1 6JL
Latince "ziyafet" ve "kendini şımartmak" anlamına gelen "Pascor" kelimesinden ismini alan restoran, muhtemelen restorancılık tarihindeki en yerinde ismi seçmiş olabilir. Kensington'ın merkezinde yer alan mekan, Şef Tomer Amedi tarafından yönetiliyor. Yüksek tavanlar, eklektik antikalar, güler yüzlü çalışanlar ve açık mutfaktan gelen 70'ler müziği... Kendinizi sıcak bir ortamda hissetmek için her şeye sahipsiniz. Ayrıca İngiliz malzemeler kullanılarak Orta Doğu, Türkiye ve Kuzey Afrika ilhamlı yemekler yapıldığını da eklemek gerek.
Adres: 221 Kensington High Street, London, W8 6SG
Şarap ithalatçısı Gergovie'nin deposunda bulunan bu yemekli barın küçük mutfağından çıkan mevsimsel yemekler şaşırtıcı derecede başarılı. Lüks İtalyan yemeklerini deneyimleyebileceğiniz 40 Maltby Street'te menü, günlük olarak değişiyor. Bu nedenle geniş bir seçenek yelpazesi beklemeyin. Yine de genellikle, yabani sarımsaklı mayonezli balkabağı veya mayonez soslu karnabahar gibi oldukça lezzetli kızarmış seçeneklere sahip.
Adres: 40 Maltby St, London, SE1 3PA
Londra'nın muhtemelen en güzel ve belki de en küçük bodrum katı mekanlarından biri olan Evelyn's Table, oldukça niş bir restoran sınıfına giriyor. Luke, Theo ve Nat Selby'nin kısa süre önce yıldızlaşan mekanı, set menü sunuyor. Herhangi bir tercih yok, gidip oturuyor ve size verileni yiyorsunuz. Yanlış tercih yapma şansınız yok çünkü tercih yapma şansınız yok. Ancak bu set menü, çoğunluğu tatmin ediyor olsa gerek ki restoran, bu kadar hızlı bir popülerlik kazandı.
Adres: 28 Rupert Street, Chinatown, London, W1D 6DJ
Listemizin kapanışını muhtemelen Londra'da bulabileceğiniz en gizemli restoranlardan biri olan The Tent (at the End of the Universe) ile yapıyoruz. Restoran seçerken öncelikle internetten fotoğraf ve menü araştırması yapıyorsanız, The Tent'in size uygun olmadığını şimdiden söylemeliyiz. Ancak deneysellik seviyor, yeni konseptler keşfetmekten hoşlanıyorsanız adresiniz burası. İsminden de anlaşılacağı gibi The Tent, bir Bedevi çadırının mimarisine sahip. Minik ışıklarla gökyüzü teması bile kurulmuş. John Havier tarafından yaratılmış, modern Orta Doğu ağırlıklı oldukça yaratıcı bir menüye sahip.
Adres: 17 Little Portland Street, London, W1W 8BP