Ekran yolculuğunuzun ardından marka yaratmaya nasıl karar verdiniz?
Aslında oyuncu olmadan önce yapmak istediğim iş tasarımdı ve bunun eğitimini almıştım. Fakat sıralaması yer değiştirmiş oldu; yıllar sonra da olsa genç kızken gönlümde yatan işi yapabilme fırsatı buldum. Kendi markamı yarattım.
Yola ipek fularlarla çıktınız; ardından tasarımlar eklendi. Fuları tercih etmenizin özel bir nedeni var mı?
Karşıma önce bir fular firması çıktı, bana hediye minik fularlar göndermişlerdi. Ben onları paylaşıp alıcılarının ilgisini çekince fularlara ismimi basıp satmak istediler. Ben de herhalde bu bir iş teklifi dedim. Aslında onların jestini işe çevirmiş oldum. Bir süre sonra yollarımız ayrıldı, ben işi büyüttüm kıyafet koydum, parfüm yaptım. Şu an markamın yönetimini tek başıma yürütüyorum.
Modayla nasıl bir ilişkiniz var? Koleksiyonda yer alan tasarımlar sizi ne ölçüde yansıtıyor?
Tabii ki benim de giyebileceğim, kullanabileceğim, beni mutlu edecek tasarımlar yapabilirim. Başka türlüsü mümkün değil.
Kısa bir süre önce kokular da eklendi. Kokulara ilginiz var mıydı?
16 yaşında aldığım ilk parfümüm Anais Anais'le başlayan parfüm aşkı yolculuğum devam ediyor. Her zaman alışverişimin en büyük bütçesini parfüm ve kozmetiğe ayırdım. Taze, insana iyi hissettirecek, çiçeksi, meyvemsi kokuları hep sevdim. Nish kokuların peşine düştüm. Hatırı sayılır bir parfüm koleksiyonum var. Beni durdurmak isteyenler olduysa da bir risk alıp parfüm işine girdim çünkü dükkanım yoktu ve sadece internetten satabilecektim. Kozmetik şirketini bile şaşırtacak bir satış oldu. Çıkan sonuçtan çok memnunum. Yan ürünlerini ve başka parfümleri yapmak üzere yoldayım, heyecanlıyım.
Sizin için koku ne ifade ediyor?
Kokulara karşı hassasiyetim ve zaafım var. Kötü kokan bir odada duramam. Kimsenin almadığı kokuları alırım. Temiz kokular beni hem iyi hissettirir hem motive eder. Yapacağım işi de daha iyi yaparım. Geçen gece gergin geçebilecek bir online toplantıya girmeden önce parfümü sıktım; öyle iyi hissettirdi, her şey o kadar güzel aktı ki. Şu an çok satan parfümüm PureNes'in o tertemiz, sabunsu kokusuyla şifalı olduğunu da düşünüyorum.
Yarattığınız kokunun hikayesini, notalarını ve yaydığı etkileri dinleyebilir miyiz?
PureNes iris, ıtır ağırlıklı, bergamot ve greyfurt üst notalı, yasemin, musk ve amberle zenginleştirilmiş, sabunsu, temiz, içinde dişilik de barındıran bir koku oldu. Gerçekten öyle kalıcı ve iyi hissettiriyor ki iki ayda fenomen olması şaşırtıcı değil.
Yaratım sürecindeki ilham kaynaklarınız nelerdi?
Daha önce kullandığım parfümler, onların bendeki etkisi ve içerdiği notaların peşine düştüm. Birçok denemeler yapılıyor, beğenilmiyor, revizyona gidiyor, en sonunda en iyisine ulaşmak için çalışıyoruz. Ve başardık.
Bu aralar yeni bir parfüm üzerine çalışıyor musunuz?
Baharda çıkmak üzere portakal çiçeği kokusu üzerine çalışıyorum. Birkaç örnek geldi, revize edildi, kalıcılığı artırıldı. Ben bahar ve yaza çok yakışacağını düşünüyorum. Öyle uçuş uçuş, taptaze bir koku ki, alan tüm kadınlara iyi gelsin şimdiden.
İlerleyen dönemde erkeklere yönelik bir koku olacak mı?
Şu an planımda yok ama isteyen çok.
Size göre kokular zamansız mıdır yoksa trendlere göre değişkenlik mi gösterir?
Ben zamansız kokuları severim. Üniversitede kullandığım kokuyu hala koleksiyonumda saklıyorum, zaman zaman kullanıyorum. Hatta o kokuyu duyan herkes "Neslihan kokuyor.'' derdi. O kadar benimle bütünleşmişti, o yüzden vazgeçmiyorum ondan. Bir ara şekerli kokular çok popülerdi. Hiç sevmedim, tenime yakıştırmadım. Trendlerin değil burnumun dikine gidiyorum.
Sizce parfüm seçimi yaparken özellikle nelere dikkat etmeliyiz?
Her koku her tende güzel durmaz. Bir parfüm çok popüler diye onu almanız size yakışacağı anlamına gelmez. Mutlaka içindeki notalar teninizle uyumlu olmalı ve iyi hissettirmeli.
Asla vazgeçemediğiniz bir kokunuz var mı bizimle paylaşır mısınız?
Hermès Un Jardin Sur Le Nil, CK Escape, Estée Lauder Sensuous. Tarihi eski ama benim için eskimeyen kokular. Hep elimin altında değillerse huzursuz olurum.
Kişisel tarzınız hakkında neler söylemek istersiniz? Dolabınızın en değerli parçaları neler?
Biraz rock& roll giyinmeyi severim; siyah deri ceketler, botlar gibi. Ama feminen ve seksi elbiselerimi de uygun bulduğum ortamlarda kullanırım. Bu kış sezonu markam için kaşmir efektli trikolar yaptım. Gündüzden geceye kullanılabilir oldu.
Markanızın geleceğine dair hedef ve hayalleriniz neler?
Satış kanallarımı çoğaltmak ve yurt dışı noktalarında satmak istiyorum. Bir kozmetik koleksiyonu üzerinde de çalışıyorum. Ürünlerimin şifası ve sürdürülebilirliği olsun istiyorum.
Sizi yakında yeni bir projeyle ekranda görecek miyiz?
Son projem bittiğinden beri gelen her teklifi yurt dışı planlarım ve başka sebepler yüzünden reddetmek zorunda kaldım. Her an bir proje olabilir tabii ki, acelem yok. Bazen vücut ve zihin dinlenmeli. Yeni projelere güç toplamalı.
Uzun yıllar boyunca tiyatro oyunculuğu da yaptınız. Tiyatronun hayatınızdaki yerini nasıl tanımlar, ifade edersiniz?
Tiyatro benim nefes alma biçimim, yaşam alanım, hayatı anlamak, büyümek, çoğalmak, özgüvene hizmet, insanlara hikaye anlatmak, kendimi ifade şeklim. Vazgeçmem.
İlk kamera önüne geçtiğiniz an hissettiğiniz en güçlü duygu neydi?
Heyecan ve acaba başarabilir miyim korkusu vardı. Karşısında Yıldız Kenter, Müşfik Kenter varken kim korkmaz?
Aklınızda kalan komik bir set anınızı paylaşır mısınız?
Son oynadığım dizi "Sen Çal Kapımı"da Alican Aytekin'le çok sinirimizin bozulup güldüğümüz, kendimizi toparlayamadığımız, yönetmenin de artık çaresiz, sahneyi öyle koyduğu anlarımız. Seyirci gülme krizlerimizi de seyretmiş oldu.
Londra'da yaşadığınız süre boyunca favori duraklarınız nereler oldu?
Londra'nın hem merkezinde hem batısında yaşadım. Birçok bölgeye hakimim; artık daha çok West London'cıyım. Müzeler, restoranlar, alışveriş ve parklardan keyif aldığım bölge batıda. Ama ideal yürüyüş yolumda Waterloo'da trenden inip, Southbank'ten başlayıp, yolda National Theatre ve Tate Modern Müzesi'ne uğrayıp, Borough Market'te soluklanmak var. Ya da Covent Garden yürüyüşü, Neil Street, Seven Dials, Neal's Yard, oradan Soho'ya uzanıp Whole Food's'tan alışveriş yapıp eve dönüp yemek pişirmek, akşama West End'de iyi bir performans yakalamak en keyif aldığım Londra günlükleri.
Kişisel gelişiminiz adına yaptığınız özel çalışma veya alışkanlıklarınız var mı?
Okumaya, öğrenmeye, seyretmeye, görmeye, analiz yapmaya, merak etmeye devam ediyorum. Mutlaka oyun seyrediyorum. İnternette vakit geçiriyorum. İyi filmleri kaçırmamaya çalışıyorum. Yeni insanlar tanımak ve onlardan yeni şeyler öğrenmek de güzel. Yeni işlere girdim son iki yılda, farklı alanları tanıdım, öğrendim. Sonsuz öğrenciyim.
Bir gününüz nasıl geçiyor, neler yapmaktan keyif alırsınız?
Eğer bomboşsam, hiç işim yoksa, sporda bir saat, spinning ya da pilates yaparak zaman geçiririm. Bir arkadaşımı görmek, sohbet etmek, cilt, vücut bakımı, masaj yaptırmak, güzel bir restoranı keşfetmek... Ve varsa bir sanat etkinliğiyle günümü tamamlamayı severim.