Galler Prensesi Kate Middleton'a Ne Oldu?

Galler Prensesi Kate Middleton'a Ne Oldu? Galler Prensesi, istikbalin Büyük Britanya Konsort Kraliçesi Catherine Elizabeth Middleton, namıdiğer Kate Middleton'ın yaşadıkları bize ne düşündürdü? "Gerçeklik" konusunda sosyal medyadan yapay zekaya uzanan bir düşünce sarmalına kapıldık.

YAZAR: Buket Cengizalp Dinç
2 Nisan 2024 Salı 07:36 | Son Güncellenme:
28 dakika okunma süresi

Kate Middleton'ın Videosu Yapay Zeka ile mi Yapıldı?

"Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi..." Kanuni Sultan Süleyman'ın hasta yatağındayken yazdığı bu dizeler, kuşkusuz hepimizin sonuna kadar inandığı ve savunduğu "her şeyin başı sağlık" felsefesine farklı bir boyut katar; zira cihan hükümdarı/ dünya imparatoru/kralı ya da kraliçesi olsan da herkes için hepimiz için sağlıklı olmak en değerli hazinedir. Oysa son zamanlarda her konuyu ti'ye almak eğilimi nedeniyle bu klişe ancak bir o kadar mutlak bilgiyle bile dalga geçilir; -en hafif tabirle de- bu bilgi bile hafife alınır oldu. Bu, her şeye mizahi bir açıdan bakma çabası da belki son yılların yoğun stres altındaki psikolojinin deşarj olma yöntemidir. Buradaki her konuda abartılı derecede komiklik arayışı, özellikle sağlık gibi hassas bir konuda olunca sizce de çok göze batmıyor mu?

Blake Lively ve Kim Kardashian'dan Kate Middleton Açıklaması

Tıpkı Kim Kardashian'ın, Kate Middleton'ın açıklamasından önce nerede olduğu sorusunun sorulduğu dönemde otomobilinin önündeki fotoğrafının altına "Kate'i bulmaya gidiyorum" yazmasında olduğu gibi. Ya da Blake Lively'nin Instagram iş birliği post'unda Kate'in nerede olduğuna dair "esprili" bir post atması gibi. Gerçi sonrasında Blake'in özür post'u yayınlaması da en azından yaptığının yersiz bir hareket olduğunu idrak etmesi açısından kayda değer. Yapılan onca "memes", atılan onca tweet'lerin yanında bir de ciddi speakülasyonlar yapıldı. İş artık Galler Prensesi'nin hayatta olmadığı haberine gelince ise Catherine Middleton, 22 Mart'ta yayınladığı bir açıklama videosuyla tüm bu duruma bir nokta koyma amacı taşıyordu. Bitti mi? Hayır! Şimdilerdeyse o videonun da aslında yapay zekayla oluşturulduğuna dair asparagaslar dolaşıyor. Kaosun sonu yok gibi sanki.

Galler Prensesi Kate Middleton'a Basın ve Sosyal Medya Baskısı

Diyelim ki siz, tüm dünyanın tanıdığı birisiniz, üstelik Kraliyet mensubusunuz ve hastasınız. Bu nedenle bir süre ortalarda görünmek istemiyorsunuz. Ancak bir süre sonra etraftan -dünya basını- sizin hakkınızda "magazin haberleri", spekülasyon -aslında düpedüz dedikodu- yapmaya başlıyor. Siz de bu baskılara dayanamayıp eski sağlıklı günleri andıran bir fotoğrafınızı paylaşıyorsunuz. Bunun üzerine olay daha da büyüyor ve hatta hakkınızda artık yaşamadığınıza dair haberler çıkıyor. Bir süre sonra dürüstçe ve son derece insani bir yerden bir video ile hastalığınızı, yaşadığınız sağlık sorunlarınızı tüm dünyayla paylaşıyorsunuz. Geleceğin konsort kraliçesi, Galler Prensesi Catherine ya da anneciğinin biricik kızı, çocuklarının tatlı annesi, William'ın zarif eşi Kate! Genel-geçer bir görgü, ahlaki, insani bir kural olarak tartışmasız-istisnasız şekilde saygı duyulması gereken bu konuda bile uzlaşılamadı. Sadece hasta olduğu için bir süre gözlerden uzak kalmayı tercih eden "birinin" bu kararını "ama"lı cümlelerle savunmaya çalışanlar: "Hastaymış evet ama o bir royal, dolayısıyla gözden uzak bir hayat yaşama lüksü yok!" "Evet, hasta olabilir ama göz önünde olmayı bir prensle evlenerek o seçmedi mi? Sonuçlarına da katlanacak o halde." Niye? Bu hakkı kim kendinde nasıl ve niçin görebiliyor? Aslına bakarsak eski zamanların mahalle baskısı günümüzde sosyal medya linçleri olarak tezahür ediyor. Bunun gibi binlerce örnek var. Ünlü ve sevilen biri bir gün bir post atıp bir mutluluğunu paylaşsa altına yazılan onlarca nefret yorumu çok şaşırtıcı hatta ürkütücü bir hal almaya başladı.

Lady Diana ve Grace Kelly de Kate Middleton ile Benzer Olayları Yaşadı

Özel hayata müdahale tabii ki sosyal medyadan önce de vardı. Tıpkı -özellikle royallerin, prenseslerin özel hayatı- Lady Diana, oyuncu-Monako Prensesi Grace Kelly'nin hayatlarında olduğu gibi. Skandallar, kaos, trajedi... Belki tüm bunlar bazılarının "Prenses dahi olsan mutlak mutluluk yoktur" cümlesini kurup, kendi kendilerini "rahatlatma/telkin" biçimidir. Şu da bir gerçek: Sosyal medya baskısından yakınırken o yorumların birtakım robotlar tarafından yapılmadığını, tüm o yazılan, çizilenlerin gerçek kişiler tarafından yapıldığı! Dolayısıyla sosyal medya bir sanal gerçeklik sunuyor olsa da kullanıcıları ve yaşattığı baskı gerçek. Teknoloji öncesinin mahalle baskısı bir nevi. Aslına bakarsanız tabloya bu açıdan bakarsanız her zamankinden daha elim daha ekstra baskıcı bir durum yok. Eski zamanlardan beri süregelen benzer baskılar. Bu tür negatif, aşağılayıcı, küçümseyen, sürekli eleştiren, yıkıcı yorumlar iş yerinizde, ailenizde ya da sosyal çevrenizde de yok mu? İşte o "çürük elmalar"ın klavyesinden çıkıyor tüm bu olumsuz yorumlar. "Gerçek hayat"ta bu tür durumlarla nasıl başa çıkıyorsak sosyal medyada da aynı minvalde bir yaklaşım en sağlıklısı olacaktır.

İngiltere Halkı Galler Prensesi Kate Middleton Hakkında Ne Düşünüyor?

İngiltere'de -tek yabancı uyruklu kişinin ben olduğum- küçük bir sahil kasabasında yaşayan biri olarak önemli bir gözlemim/tespitim var: En genel haliyle şunu söyleyebilirim ki Kate Middleton olayıyla İngiltere dışındakiler, İngiltere halkının çoğundan daha ilgili! İngilizlerin Kate Middleton özelinde royallerin yaşamlarına ilişkin bakış açıları üçe ayrılıyor diyebilirim. İlki royallere derin bir saygı ve bağlılıkla sadık, onların her yaptığını adım adım takip eden ancak hiçbir olumsuz eleştiriyi kabul etmeyen bir kesim. Bu, üç ana grubun yüzde 20'lik kesimini oluşturuyor diyebilirim. İkinci kesim -ki benim gözlemim bu üç ana grubun yüzde 70'i bu yönde- nötr olan taraf! Royaller hakkında çoğu mesnetsiz olan magazin haberlerini takip dahi etmeyen, sadece haber niteliği taşıyanları bilen -Kate'in hastalığı gibi- ancak bunu kendi hayatlarında sohbet konusu etmeyen kişiler. Birçoğu Kate Middleton hakkındaki havadisleri benden duyup tepkisiz, yorumsuz kalan kişiler. Yani anlayacağınız The Sun, Daily Mail gibi gazeteler bu haber bombardımanını İngiltere halkından ziyade global okur kitlesini hedefleyerek yapıyor.

Global Basının İngiliz Kraliyet Ailesi'ne Olan İlgisi

Birçoğumuzun bildiği gibi İngiltere'de popüler magazin gazeteleri arasında The Sun, Daily Mail, Daily Mirror ve The Daily Star yer alıyor, hepsi geniş bir okuyucu kitlesine sahip. Malumunuz bu gazeteler genellikle magazin haberleri, ünlülerin, royallerin yaşamları ve güncel olaylarla ilgili içerikleriyle tanınıyor. Tabii Kate Middleton ile ilgili birçok sansasyonel haberin de mimarları. Gerçi birçoğu royallerin lehine haberler yapar ancak özetle bizdeki magazin haberleri karşılığı olan gazetelerdir, araştırma, 5N1K gibi gazetecilik prensiplerini çoğu zaman çok okunmak uğruna es geçebilirler. İşte bu tür mecraların haberlerini İngiliz halkının birçoğu takip etmiyor. Bu kesimin de ilki gibi royallere saygıları var ancak kendi özel hayatları -belki de tam olması gerektiği gibi- her şeyin üzerinde konumlanmış durumda. Üçüncü kesimse daha çok yeni jenerasyondan oluşuyor; Kraliyet Ailesi'nin artık ülkede olmaması gerektiğini savunan kesim ki onlar bu tür haberleri hiçbir şekilde takip etmediği gibi bu kadar çok geniş yer verilmesine tepki duyuyor. Bu kesimin, bu üç ana gruptan en az orana sahip, kalan yüzde 10'luk kesimi oluşturduğunu söyleyebilirim. Bu genel matematik hesabıyla bence İngilizlerin yüzde 80'i Kraliyet Ailesi'nin özel yaşamına karşı ilgisiz. Yüzde 20'si radikal derecede her detaya hakim. İlk grubun yüzde 10'uysa ikinci gruba ters oranda Kraliyet Ailesi'ne tepkili. Dolayısıyla az önce de belirttiğim gibi spekülatif magazin haberleri İngiliz halkından çok diğer ülkeler için yapılıyor diyebilirim.

Uzman Psikologlardan Kate Middleton Yorumu

Klinik Psikolog Ferhat Yılmaz'dan konuyla ilgili uzman görüşü aldık. Psikolog Yılmaz konuyu ilk olarak Sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin'in "mahalle baskısı" çalışması üzerinden ele alıyor. "Mahalle baskısı, zorbalık ve ruh sağlığı... Kate Middleton olayı, Sosyolog Prof. Dr. Şerif Mardin'in 'mahalle baskısı' çalışmasını gündeme getiriyor. Mardin'in bu çalışması birtakım korkularımızı çok iyi özetliyor. Mahalle baskısı insan canlısı ortaya çıktığı zamandan beri vardı ve üstüne üstlük, işini görebilmesi için ille de baskı uygulanması gerekmiyordu. Yani şunu demek istiyorum; mahallenin normlarına uymak için ille de baskı gerekmiyor. Hiçbir çaba harcanmasa bile mahalleli kendi mahallesinin norm, standart, kural, yaşam biçimi, ahlak ve geleneğine hemen, hızla ve de isteyerek uyma eğiliminde. İşin esas ürkütmesi gereken yanı da bu zaten. Peki bu kadar rahat genellemede bulunabilir miyiz? Ne yazık ki evet." Psikolog Yılmaz bu soruyu Sosyal Psikolog Solomon Asch'a ait bir deneyle açıklıyor: "Toplum/mahalle baskısı konusunu açıklamak için 1930'lardan beri yapılan temel araştırmalara başvurmamız gerekecek. Birincisi Sosyal Psikolog Solomon Asch'ın deneyleri. Asch bir odaya yedi kişiyi sokuyor. Bu yedi kişinin altısı Asch'ın araştırma ekibinden. Sonuncusu ise denek. Tabii denek, diğerlerini de kendisi gibi denek sanıyor. Duvara iki grafik yansıtılıyor. Katılımcılara sol grafikteki çizginin sağ taraftaki grafikteki yer alan çizgilerden hangisine eşit olduğu soruluyor. Odada kimse yoksa denek doğru cevap veriyor. Zaten resme baktığımızda yanılmak da olanaksız gibi görünüyor. Ancak grup odada olduğunda iş değişiyor. Asch'ın adamları ağız birliği edip yanlış cevap verince denekler de gruba uyuyor ve o da yanlış cevap veriyor. Deneklerin yüzde 37'si tüm denemelerde gruba uyuyor. yüzde 75'i ise en az bir defa uyuyor. Hiçbir baskı ya da zorlama yok. İlginç yanı; yakın zamanlarda beyin görüntüleme araçlarıyla yapılan deneylerde, deneklerin bu kararı verirken beynin yalnızca 'mekan algılama' bölümünün hareketlendiği görülüyor. Yani denekler, bir muhasebe yapıp karar almıyorlar; yanlış cevabı gerçekten doğru gibi algılıyorlar." Solomon Asch'ın deneyleri bize toplumsal olgunun, kültürden bağımsız olarak var olduğunu gösteriyor. Psikolog Ferhat Yılmaz açıklamasına şu şekilde devam ediyor: "Gruba uyum deneyleri bugüne kadar Zaire'den Fransa'ya, Japonya'dan Lübnan'a kadar 17 ülkede tekrarlanmış ve tümünde hemen hemen aynı sonuçlar alınmış. Ortalama yüzde 30 uyum az gibi görünebilir. Ancak unutmamak gerekir, bu deneylerde sorular çok basit ve kolay." Peki soruları ya da karar verilmesi gereken durumları biraz daha zorlaştırır ve belirsizleştirirsek yani biraz daha hayata yaklaştırırsak ne oluyor?

Sosyal Medya Sürü Psikolojisini Tetikliyor

Psikolog Yılmaz, bu soruyu da Sosyal Psikolog Prof. Dr. Muzaffer Şerif'e başvurarak açıklıyor. "Prof. Dr. Muzaffer Şerif'in araştırmaları bize:

1. Mahalle normuna uymamız için bir baskının gerekmediğini

2. Mahalle normunun sağlam bir dayanağının olmasının da gerekmediğini

3. Mahalle normu bir kere oturdu mu bir daha onu kaldırmanın çok güç olduğunu gösteriyor" diyor.

Medyanın, sosyal medya mecralarının günümüz habercilik anlayışını ise şu şekilde açıklıyor: "Gazeteler ve artık sosyal medya sürü psikolojisini yönetmenin en kolay yoludur. Bir haber gerçeği yansıtsa bile insanların yaptığını sorgusuzca takip etmenin bir anlamı yokken, bir de haberler gerçeği yansıtmıyorsa... Bir haberin gerçek olmasına gerek yok, bu tarz medya ortamlarında dönen haberler herkes tarafından doğru kabul ediliyor. Yani sürü psikolojisiyle verilen kararlarla, beynimizin düşünsel bölgesi ilgilenmez. Bazen doğru olup olmadığını sorgulamadan gruba uyarız. Bu, beynimizin düşünmekten kaçmasıdır. Sürü psikolojisinde, doğru olanı aramak yerine yapılacak en zahmetsiz hamle gruba uymaktır. O sebeple sürü psikolojisiyle verilen kararlar çok sağlıklı kararlar değildir. Beyin genellikle hiç düşünmez. Sürüyü takip etmek tamamen akıl dışı bir iş değildir. Yeter ki yaptığınızı kendi akıl süzgecinizden geçirmiş olun. Okuduğumuz ve duyduğumuz haberlerin önce doğruluğunu sonra da arkasından gitmemizi gerektirecek bir durum olup olmadığını mutlaka sorgulamalıyız."

Bir Zorbalık Türü: Siber Zorbalık

Uzman Psikolog-Çift ve Aile Danışmanı Ferhat Yılmaz: "Bir kişinin, bir başka kişiyi kasıtlı ve düzenli olarak rahatsız etmesi, zarar verme amacını taşıyan eylemlerde bulunması, incitmesi ya da korkutması olarak tanımlanabilecek zorbalık, bugün özellikle sosyal medya mecralarında yoğun bir biçimde yaşanıyor. Ve dijital platformlar, dijital ortamlar ve sosyal medya mecraları aracılığıyla da rahatsızlık verme eylemi olarak tanımlanıyor" diyor. Psikolog Yılmaz, ayrıca yakın geçmişe ünlülerin siber zorbalıkla ilgili açıklamalarına da değiniyor: "Megan Fox: Yaptığı bir röportajda 'Hepsi şikayet etmeyi bırakmamız gerektiğini düşünüyor çünkü büyük bir evde yaşıyorsun ya da Bentley kullanıyorsun. İnsanların farkına varmadığı şey, sürekli milyonlarca insan tarafından zorbalığa uğramamız' diyor. Jennifer Aniston: Bir açıklamasında 'Terapiden gerçekten çok yardım aldım. Sadece halka açık bir insan olmak ve bununla birlikte gelen çok şaşırtıcı şeyler var' diyor ve ekliyor: 'Ama aynı zamanda çok zor şeyler de var, çünkü biz sadece insanız ama etraftaki birtakım zorbalıklarla yaşamak zorundayız.'

Hollywood Yıldızlarından Siber Zorbalık İtirafları

Keanu Reeves: 'Hayranlar ve paparazziler, sadece aktöre bir göz atmak için evinin dışında oturmayı sever! Sabah gazetemi almaya çıkıyorum ve orada oluyorlar' diyor ve 'Kafesteki bir hayvan gibi hissediyorum' diye de ekliyor." Psikolog Yılmaz, Kate Middleton açısından ise olayı şu şekilde değerlendiriyor: "Hasta açısından kanser hastalarında en çok görülen psikolojik bozukluklar; depresyon ve kaygı bozukluğu olarak karşımıza çıkıyor. Tabii bir de bu duruma şahit olan hastanın yakınları ve onların psikolojisi. Yakınlarının yaşadığı bu strese ikincil travma diyebiliriz. Kate Middleton, diğer ünlüler gibi henüz maruz kaldığı bu durumla ilgili bir açıklama yapmamış olsa da yaşadıklarına bakarak duygularının çok da farklı olmadığını söylemek sanıyorum iddialı olmaz! Bu duruma dışarıdan bakan kişilere önerim şu olabilir; danışanlar zaman zaman terapilerde bir çıkmaza girdiklerinde onlara şu soruyu sorarım 'Ya bu durum kardeşinin ya da sevdiğin birinin başına gelseydi sen ne yapardın?' Tabii ki bu sorudaki temel amaç empati duygusunu uyandırmak ve bakış açısı kazandırmak." Yılmaz ayrıca "Peki Kate Middleton olayında buna neden ihtiyaç duyuyoruz?" sorusunu da şu şekilde yanıtlıyor: "Çünkü bir yanda zorbalık ve ardında toplumsal linç, diğer yanda sağlık problemi olan bir kadın ve yakınları söz konusu. Ayrıca şunu da belirtmek de mühim, bu tür sağlık sorunlarında kişiye sağlanacak psikolojik destek, hastanın iyileşme sürecine yadsınamayacak derecede bir sağaltım sağlıyor. Malum, stres hormonuna karşılık salgılanan mutluluk hormonlarından dolayı. Bu olaydan hareketle haber alma, yayma özgürlüğü ile kişisel hakların ihlali, kişi ve yakınlarına olası olumsuz etkileri konusunda sınırlar tekrar gündeme gelmiştir. Kate Middleton haberleri elbette ilgi çekiyor; reyting almasına ve sürü psikolojine bağlı olarak bir lince dönüşmeden Kate Middleton'ın bir an önce sağlığına kavuşmasını, tüm sevenlerine ve takip edenlere güzel haberler vermesini diliyorum."

Geçmiş olsun Galler Prensesi Kate Middleton

İnsanların unvanlarının ötesinde sadece; Alya, Leyla, Melek ya da Kate olarak hayatları hakkında çıkan haberlere en insani yerden yaklaşmak ve her zaman pozitif bir duygu ile o kişi için iyi dileklerde bulunabilmek, hepimizin belki de tek ortak ve en değerli noktası olabilir. Her birimize her türlü "zorbalık"tan uzak, huzur dolu günler diliyoruz; ALEM ekibi olarak Galler Prensesi'ne iyi dileklerimizi iletiyoruz. Geçmiş olsun Kate.

EN ÇOK OKUNANLAR

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

20 dakika okunma süresi
Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

1 dakika okunma süresi
Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

2 dakika okunma süresi
Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

4 dakika okunma süresi
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

16 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Tuba Ünsal ve Burcu Baldouf İle "İyileşme Yolculuğu"

Tuba Ünsal ve Burcu Baldouf İle "İyileşme Yolculuğu"

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu

Bodrum Günlüğü: Gül Dürüst, Şükran Güzeliş, Zeynep-Metin Fadıllıoğlu

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

Kırmızı Çocuklar Derneği'nin Yeni Üyesi: Kırmızı Karavan

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

18 Eylül Balık Tutulmasının Burçlara Etkileri Neler?

Bodrum Günlüğü: Haluk Dinçer, Gizem Sabancı, Nejdet Ayaydın

Bodrum Günlüğü: Haluk Dinçer, Gizem Sabancı, Nejdet Ayaydın

Bodrum Günlüğü: Feryal Gülman, Hande Ataizi, Simla-Hüsamettin Beyazıt, Pelin Karahan

Bodrum Günlüğü: Feryal Gülman, Hande Ataizi, Simla-Hüsamettin Beyazıt, Pelin Karahan

Golf'ün 50 Yıllık Zaman Tüneli

Golf'ün 50 Yıllık Zaman Tüneli

Dyson'dan Yenilik

Dyson'dan Yenilik

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Ağustos Ayı Burç Yorumları

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

Ceyda Hilal Eğerci ile Klasik Yat Dünyası

Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası'nın 2024 Edisyonu

Deniz Kızı Kadın Yelken Kupası'nın 2024 Edisyonu

Güneş Çağlarcan Solo Sergi Açılışı

Güneş Çağlarcan Solo Sergi Açılışı