Bizim Karadeniz mutfağının has yemeği olan karalahanayı İngilizler ve Fransızlar, Amerikalılar üzerinden keşfediyorlar desem inanmazsınız belki ama inanın… İnanın… Okuduğumuz haberlere göre lifli bir sebze olan karalâhana uzun süredir Amerikalı şefler, sağlık uzmanları ve restoran müşterileri tarafından çok büyük bir rağbet görüyormuş. Gelin görün ki, Fransızlar karalahanaya karşı Fransızlar… Fikirleri yok, fikir sahibi olmayı da pek istiyor gözükmüyorlar.
Tıp, bir yandan hastalıkların tedavisinde yeni olanaklar araştırırken, öte yandan da sağlıklı bir yaşam sürdürme, hastalıkları önleme yolunda yoğun çalışmalar yapıyor. Burada gıdalardaki lif oranları, vitaminler, beslenmedeki protein, karbonhidrat ve yağ miktarları, yağlardaki doymuş yağ asidi yüzdeleri neredeyse hepimizin öğrenmeye başladığımız kavramlar. Karalahanın lif zenginliği hekimlerin başını döndürüyor. Fransızlara bir şey yapmıyor…
Fransızlar, bu sebzeye ne isim koymaları gerektiği konusunda bile bir karara varamamışlar. İngilizce'de tek bir kelime ile "Kale" olarak söylenen sebzeyi Fransızlar en az beş ayrı isimle çağırıyor. Sebzenin literatürdeki ismi 'chou frisé non-pommé'. Yani 'Kıvırcık başsız lahana' anlamına geliyor. Amerikalılar bu sebzeyi Fransızlara tanıtma konusunda çok kararlı imiş ama mutfaklarıyla gurur duyan bazı Fransızlar, Amerikalıların kendilerine yeme-içme konularında akıl vermeye çalışmasından da son derece rahatsızlarmış… Gelecekte bu da var tabii ki… Herkesin mutfakta da herkese öğretecek bir şeyleri var. Hatta Fransızlara…