Petek KIRBOĞA - petek.kirboga@alem.com.tr
Mimar Baha Şıkman’ın kurduğu Tuhafier öyle hemen bir cümlede özetlenebilecek bir mekan değil. Alışık olmadığımız bir yapı var karşımızda. Loft dükkan farklı dönemlere ait hikayeleri barındıran mobilya ve tasarım ürünlerine yer veriyor. Tasarım ürünler, sanat eserleri, objeler, aksesuarlar ve kağıt işleri eklektik bir biçimde sunuluyor. Tasarım ve sanatı ilişkilendiren mekanda çeşitli atölyeler, müzikal etkinlikler, özel davetler ve projeler düzenleniyor. Fransa ve Türkiye’de mimarlık çalışmalarına devam eden Baha Şıkman ile kurucusu olduğu sıra dışı mekanını ve deneyimlerini konuştuk.
Tuhafier’i nasıl tanımlıyorsunuz?
Bizim tek bir konseptimiz yok, kalıplardan uzak duruyoruz. Kendimizi sınırlandırmak istemedik. Burası sadece bir tasarım dükkanı değil, sadece bir mimarlık ofisi ya da etkinlik alanı da değil. Biz tasarım ve sanatla ilişki yaratma çabasındayız. Farklı durum ve ihtiyaçlara göre değişebilen bir mekan yaratmak istedik. Yeni ve yaratıcı fikirler geliştirmek isteyen her disiplinden bireylere açığız. Birbirini destekleyen ve geliştiren bir topluluk yaratma sürecindeyiz.
Adına nasıl karar verdiniz?
Burayı sınırlamayarak pek çok farklı şekilde kullandığımız için Tuhafier adı çok hoşumuza gitti. Tuhaf bir yer, yaşayan bir organizma diye tanımlıyoruz. Noktalar ile değil virgül ile ilgiliyiz. Bu sebeple logomuzda da virgüle yer verdik. Bir kelime oyunu yaptık, Frankofon olduğum için yazılışı Fransızca tercih ettik. Bulunduğumuz Seyrantepe sanayi mahallesi de alanımız için alışılmadık.
Dekorasyon anlamında burada nelere yer veriyorsunuz?
Farklı dönemlere ait, hikayeler barındıran mobilyalar bizim için önemli. Alanımızda tasarım ve estetik sürecinden geçirdiğimiz özenle seçilmiş mobilyalar bulunuyor. Tarihi ve kültürel değerlerinin yanı sıra hikayeleri olan mobilya ve ürünlerin peşindeyiz. Ürünler bu tarz mobilyaya meraklı olanlara stiller arası bir kompozisyon ile sunuluyor. Çağdaş müdahalelerle yeni bir kullanım kazandırılan Eco-Retro mobilyaların yanında Eames, Starek ve Saarinen gibi farklı dönem tasarımcılarının ikonik ürünlerine kendi yorumumuzu katıyoruz.
Genç tasarımcılara alan açıyorsunuz diyebilir miyiz?
Evet, her gün koleksiyonumuza yeni parçalar eklemekten mutlu oluyoruz. Tasarımcılar bize geliyorlar ve tanışıyoruz bazen de biz onları buluyoruz. Genç iç mimar ve tasarımcılar ile çalışmaktan çok mutluyuz. Buranın bir platform olmasını istiyoruz. Biz de böyle bir süreçten geçtik, bir ürün tasarlarsınız bunu gösterebileceğiniz bir alan olmaz. Biz alan açmak istedik. Fotoğrafçılar ve heykeltıraşlar ile de çalışmak istiyoruz. Bir örnekle bize geldiğinde biz onu üretebiliriz ve birlikte büyüyebiliriz.
Değişen dekorasyon anlayışı ile ilgili ne söylersiniz?
Eskiden mobilyaların takım olması çok önemsenirdi, şimdi ise tam tersi bir durum var. Tarzları, stilleri, dönemleri karıştırarak ortaya çıkan harmoni artık çok daha beğeni topluyor. Bir masanın etrafında farklı sandalyeler tercih ediliyor. Burada da masanın yanında üç farklı stil ve dönemde turuncu sandalyeyi görebilirsiniz. Farklılıkları bir arada kullanmak ve doğru parçaları seçmek de çok kolay değildir. Diğer yandan mimaride eklektik yapıyı ben çok sevmiyorum.
Yakında olacak bir etkinlikten bahseder misiniz?
Çocuklara yönelik Tuhaf Resimler Atölyemiz olacak. Süreç odaklı, soyut düşünme becerilerini geliştiren, sanatsal ifadenin keşfine olanak sağlayan, gündelik hayatla sanat arasındaki ilişkilerin izini süren, çevresel ve kültürel farkındalık kazandıran, farklı malzemeleri ve sanat disiplinlerini araştıran zengin bir içerik sunuyoruz.
Röportajın tamamı bu hafta ALEM'de...