Performans sanatçısı Marina Abramovic, huzur ve dinginlik veren egzersizlerden oluşan deneyimsel metodunu online olarak anlatacak. Dosya paylaşım platformu WeTransfer ile bir yıllık iş birliği yapan ünlü sanatçı, sitenin programı kapsamında "Abramovic Metodu" adını verdiği meditasyon yöntemini öğretecek.
Performans sanatının en önemli temsilcisi Abramovic, bu iş birliği hakkında "Kendimizle yeniden bağlantı kurduğumuz bir yıldayız. Hem zamanda hem de mekanda var olmak hiç bu kadar önemli olmamıştı. Umarım herkes katılır" diyor ve bu imkanı sağladığı için platforma teşekkür ediyor. Ayrıca WeTransfer, "Misafir küratör" Abramovic'in seçtiği genç sanatçıların işlerini, WePresent adlı içerik bölümünde sergiliyor. Abramovic'in seçtiği beş sanatçı arasında, kendi ülkesi Sırbistan'dan Ana Prvacki, Yunan Yiannis Pappas, Brezilyalı Mauricio Ianes, Kanadalı Terence Koh ve Guatemalalı Regina Jose Galindo bulunuyor.
"Performans sanatının kraliçesi" Abramovic, 50 yıllık kariyeri boyunca uzun süreli ve bedenin dayanıklılığına dair yaratıcı performanslarıyla sanat dünyasını hep şaşırttı. Sanatçı, son döneminde izleyicileri de işlerine dahil eden, Metot adını verdiği, meditasyona yönelik performanslar gerçekleştirdi. "Abramovic Metodu" onun eğitmenlik günlerindeki araştırmaları ve seyahatleriyle zenginleştirip sanatçılar için geliştirdiği bir yöntemdi. Sonrasında ziyaretçilere de bu deneyimleri yaşattı. Sitede dosya indirmeyi bekleyen kullanıcılar artık Abramovic'in, 'anda kalmayı' sağlayan, huzur, dinginlik veren yöntemini keşfedecekler.
Abramovic'in, 2020 yılında Sakıp Sabancı Müzesi'nde açılan "Akış/Flux" adlı sergisinde, kariyerinde ses getiren performanslarının video ve fotoğraf belgeleri yer almıştı. Sergide, New York'taki Marina Abramovic Institute iş birliğiyle gerçekleşen canlı performanslar da sunuldu. Müzenin bir katında da izleyiciler "Abramovic Metodu"nu performans sanatçılarıyla birlikte deneyimlediler.
Bu deneyimde ziyaretçiler telefon, saat ve çantalarını kilitli dolaplara bırakarak, zamandan soyutlanıyor. Ses yalıtımı sağlayan kulaklıkları takarak herkesin sessiz ve yavaş olduğu bir ortamda farklı egzersizler yapıyor. Hareket, hareketsizlik ve odaklanmaya dayanan deneyimlerle, keşifler yolculuğuna çıkıyor. Örneğin bir ziyaretçi duvardaki sarı, kırmızı, mavi renk kartonların karşısında bir sandalyeye oturarak renkli kartonlara bakıyor. Bir başkası, karşısındaki sandalyede oturan kişiyle göz teması kuruyor, empati duygusu yaşıyor. Bu deneyimler izleyiciyi, öz farkındalık, fiziksel, ruhsal duyarlık ve dinginlikle buluşturuyor. 'Şimdiki anda kalma' becerisini geliştiriyor.
Sanatçının, "Pirinç Saymak" (Counting The Rice) işi de, meditasyona yönelik bir çalışması. Ziyaretçi, bir masaya oturup pirinç ve mercimek karışımını ayırmaya çalışırken kendiyle baş başa dakikalar geçiriyor.
1946'da Belgrad'da dünyaya gelen Sırp sanatçı Marina Abramovic, saygın bir ailede savaş kahramanı sert mizaçlı bir baba ile sanat kurumu yöneticisi annenin mesafeli, baskıcı eğitimiyle büyüyor. Önce resim yapmaya başlayan Marina, 1970'de Belgrad Güzel Sanatlar Akademisi'nde eğitim görüyor ve ilk resimlerini sergiliyor. Sonrasında duygularını bedeniyle ifade etmeyi seçip, beden sanatına (body art) yöneliyor. Uzun süreli ve bedenin, zihnin sınırlarını zorlayan cesur performanslarıyla sanat çevrelerinin dikkatini çekiyor.
Her performansına önceden prova yapmadan başlayan sanatçı, bedensel ve zihinsel sınırlarını sonuna kadar zorluyor. Önceleri tek başına gerçekleştirdiği sanatını, Alman sanatçı Ulay ile tanıştıktan sonra birlikte yapmaya başlıyor. Sanatçı, 1975 tarihli "Sesi Özgür Bırakmak" performasında üç saat boyunca sesi kısılana kadar bağırıyor. 1980'de "Durağan Enerji "performansında Ulay ile gerili bir yayı ve zehirli oku birlikte tutuyorlar. Bu gerilimli anda kalp atışlarını kaydetmek üzere göğüslerinde küçük mikrofonlar vardır.
1970'lerde yaygınlık kazanan ama pek de bilinmeyen vücut sanatını popüler kültürde görünür kılan Abramovic, zamanla MoMA gibi önemli müze ve galerilerde sanatını icra etti ve giderek bu sanatın divası konumuna yerleşti. Abramovic, "İlk başladığım yıllarda performans yaparken birkaç kişi olurdu şimdi çok kalabalık. Bunun için 50 yılımı verdim" diyor.
90'lı yıllarda Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nde ve Berlin Üniversitesi sanat bölümünde misafir öğretim görevlisi olarak ders veren sanatçı, New York'a yerleşerek 2007 yılında New York'ta Marina Abramovic Institute'u kurdu; halen burada ders vererek yeni sanatçılar yetiştiriyor.
"Anda yaşayan" ve bedeniyle sanatını icra eden Abramovic'in sarsıcı performanslarından biri, 1997'de Venedik Bienali'nde gerçekleştirdiği "Balkan Baroque" tur. Balkanlar'da savaşın yarattığı yıkıma dikkat çeken performansında, Nazilere karşı savaşmış babası ve annesinin resmi önünde, kanlı hayvan kemikleri arasında dört gün yaşadı. Ölüm kokusu yayan kemikleri temizleyip bakır bir havuza atarken, çocukluğunda öğrendiği halk şarkılarını mırıldanıyordu. Bedensel acıya ve dayanıklılığa dair alabildiğine çarpıcı olan bu performansın filmi de Altın Aslan ödülü kazandı. Abramovic, "Tiyatro oyuncusuyla performans sanatçının arasında fark, performans sanatçının yaşadığı herşeyin gerçek olmasıdır" diyor.
Abramovic'in 2010 yılında New York MoMA'da gerçekleştirdiği "The Artist is Present" (Sanatçı Burada) gösteriminde, eski aşkı Ulay ile buluşması, performansı daha da popüler hale getirdi. Bu performansında bir masa önünde sandalyede, yemeden içmeden bütün gün oturan sanatçının karşısına, izleyiciler oturup göz teması kuruyordu. Empati duygusunun yaşandığı performansa katılanlar arasında, Sharon Stone ve Lady Gaga da vardı. Lady Gada, sanatçıdan ilham alan öğrencilerinden biriydi. Performansa katılan bazı kişilerin gözleri yaşarıyordu. Birden sanatçının eski aşkı Ulay da izleyiciler arasından çıkarak karşısına oturdu. Oysa Ulay ile yıllar önce ayrılmışlardı.
Abramovic, 1976'da Amsterdam'da tanıştığı ve birlikte performanslar yaptığı sanatçı Ulay'a aşık olmuş, yıllarca birlikte yaşamıştı. Ayrıldıktan sonra 21 yıl hiç görüşmemişti. Ulay ile en son Çin Seddi'nde gerçekleştirdiği "Büyük Duvar Yürüyüşü"nü yapmıştı. Marina doğuda Sarı Deniz'den, Ulay da batıda Gobi Çölü'nden yürümeye başladı. Üç ay boyunca 2 bin km. yürüyüş sonrasında buluştular. Ancak, bu zorlu deneyim ve içsel yolculuk sonrasında 14 yıllık beraberliklerine son verip ayrıldılar. Çift, yıllar sonra MoMA'daki performansta bir araya gelirken, bakışlarıyla, mimikleriyle sessizce anlaşıyordu. Gözleri yaşlanan Abramovic, Ulay'ın ellerini tuttu, öylece kaldı. Bu performansın videosu da sanatçının duygusal açıdan yoğun bir anını yansıtıyor.